Yedigöller Gezi Rehberi | Bolu Yedigöller Milli Parkı

Yedigöller Gezi Rehberi | Bolu Yedigöller Milli Parkı

Sonbaharın en özel rotası Yedigöller’de, muhteşem renk cümbüşü içinde ruhumuzu dinlendirecek bir güne ihtiyacımız var. Rotamız; Bolu’nun en güzelleri Yedigöller...

Türkiye’nin zengin göl kaynaklarına sahip olan Bolu ili eşsiz güzellikteki göllere sahip. Her yıl yüzlerce doğa severi ağırlıyan Bolu Yedigöller Milli Parkı’na gitmediyseniz bizimle birlikte keşfetmeye ne dersiniz?

Batı Karadeniz Bölgesi’nin kıymetlisi Bolu’nun Yedi Güzelleri muhteşem doğası ile adından söz ettiriyor. Bolu Yedigöller ülkemizde özellikle sonhabar geldiğinde ilk akla gelen noktadır. Buraya gelirsiniz ve doğanın kalbinde huzura “merhaba” dersiniz. Şehirlerin keşmekeşinden bir nebze kaçıştır Yedigöller. Ruhunuza iyi gelir, şifa olur.

Yedigöller Milli Parkı hakkında merak ettiğiniz her şeyi sizler için kaleme aldık. Biz tur rehberlerinin özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında sık sık gittiği Yedigöller’de neler yapılır, nelere dikkat edilmelidir? Yedigöller Milli Parkı nerededir, nasıl gidilir ve nasıl ulaşım sağlanır? Yedigölleri’in hikayesi nedir? Yedigöller nasıl oluşmuştur? Yedigöller’de ne yenir ve konaklama imkanları nedir? Hepsi ve daha fazlası Yedigöller Gezi Rehberimiz’de....

Yedigöller Nerede?

Yedigöller Milli Parkı, Batı Karadeniz bölümünde yer almaktadır. Yedigöller’in hangi şehre ait olduğuna dair tartışmalar vardır. Bolu ilimiz ile özdeşleşen Yedigöller, sanılanın tam aksine Düzce ilindedir. Fakat Düzce il sınırında yer alsa da idari olarak Boluya bağlıdır. Düzce 1999 yılında Bolu’dan ayrılarak il olmuştur. İki ilin sınırı çizilirken de Yedigöller tartışma konusu haline gelmiştir. Günümüzde ise Yedigöller Düzce sınırında olup yönetim olarak Bolu’ya bağlıdır.

Yedigöller Düzce ile Bolu arasında kalmaktadır ve Bolu’ya çok daha yakındır. Bolu merkezden Yedigöller yaklaşık 40 km mesafededir. Düzce’ye 85 km, Zonguldak’a 115 km, Safranbolu’ya 145 km, İstanbul’a 280 km, Ankara’ya 220 km, Eskişehir’e 255 km, Bursa’ya 320 km, İzmir’e 645 km uzaklıktadır.

Yedigöller Milli Parkı Konum için Tıklayınız...

Yedigöller Milli Parkı’na Nasıl Gidilir?

Doğasıyla mest eden Yedigöller’e nasıl gidilir? Bunun için 2 seçenek var:

1.  Bolu-Yedigöller Yolu; Bolu merkezden hareketle yaklaşık 1 saat (42 km) yolculukla milli parka ulaşabiliyorsunuz. Bu yol asfalt ama oldukça virajlı. Profesyonel sürücüleri bile zorlayan bu yolda acemi sürücülerin araç kullanmamasını tavsiye ederim. Bolu-Yedigöller yolu Nisan ayından Kasım ortalarına kadar açıktır. Kasım ile birlikte yol buzlandığı için kapatılmaktadır. Yani kış dönemi bu yola girmeniz mümkün değil, üstelik güvenli değil. Dahası olur da Nisan başı ya da Kasım ortaları giderseniz sabah saatlerinde yol üzerindeki bazı güneş almayan virajlarda buzlanmaya denk gelebilirsiniz. Çok dikkatli olmakta fayda var.

2. Yeniçağa-Mengen-Yazıcık-Yedigöller Yolu; Yeniçağa ilçesinden hareketle Mengen üzerinden Yedigöller’e ulaşabiliyorsunuz. Bu yol yaklaşık 80 km’dir. Fakat özellikle belirtelim yolun Mengen’den sonrası biraz sıkıntılı. Dikkatli bir sürüş gerektiren Mengen yolunu mecbur kalmadıkça kullanmamanızı tavsiye ederim. Olur da kış dönemi yani Kasım ile Mart dönemi Yedigöller’e gidecekseniz mecburen bu yolu kullanıyorsunuz. Zira Bolu-Yedigöller yolu yukarıda da belirttiğim gibi kapalı oluyor.

Yedigöller’e Ulaşım Nasıl Sağlanır?

En çok merak edilen sorulardan biri de bu. Yedigöller Milli Parkı’na nasıl ulaşılır? Hemen belirtelim Bolu merkezden Yedigöller’e giden araç, dolmuş, belediye otobüsü vs. toplu taşıma yok. Yani Yedigöller’e ulaşım biraz çetrefilli.

Şöyle ki; şayet kendi aracınızla geliyorsanız direk Bolu-Yedigöller yoluna girerek milli parka ulaşabilirsiniz. Ya da bir tur acentesi ile Yedigöller turuna katılmışsanız kiralalan dolmuşlarla ulaşım sağlayabiliyorsunuz. Bu noktada acenteler misafirleri için mutlaka araç kiralıyor. Tur otobüslerinin milli parka kesinlikle girmemesi lazım. Malesef bazen yol durumunu araştırmadan yola çıkan tur otobüsleri Yedigöller’de inanılmaz biz izdihama yol açıyor. Mutlaka minibüs kiralanması gerekiyor.

Bu noktada kendi aracınız yoksa en mantıklı seçenek Yedigöller turuna katılmak. Genelde günübirlik olan Yedigöller turları birçok şehirden yapılmaktadır. Ya da Bolu’dan bu işi yapan firmalarla iletişime geçip tura katılmak.

Olur da Bolu otogara gelip oradan taksiyle Yedigöller’e geçmek isterseniz bu da mümkün. Lakin taksi ücreti bir hayli cep yakacaktır bilginiz olsun.

Yedigöller turu için Bolu merkezde yer alan firmanın numarasını buraya bırakıyorum. Ararsanız mutlaka yardımcı olacaklardır.

Cvs Travel: 0542 217 1277

Yedigöller’e Ne Zaman Gidilir?

Yedigöller her mevsim ayrı bir güzelliğe bürünüyor. Siz siz olun şayet şansınız varsa Yedigöller’in her halini görmek için fırsat yaratın.

Yemyeşil bir Yedigöller çizmek istiyorsanız aklınızda, Nisan ayı en uygun zaman. Doğanın dirildiği, kar sularının eriyerek derelerin akışını hızlandırdığı Nisan ayında yeşilin elli tonuna şahitlik ediyorsunuz. Mis gibi bir havada su sesi ve ağaçların göllere yansıyan silüeti başınızı döndürüyor. Doğayla beraber siz de yeniden doğmuş gibi tazeleniyorsunuz ilkbaharda...

Peki sonbaharda Yedigöller nasıl? Tek kelimeyle M-u-h-t-e-ş-e-m.... Sararan yapraklar kahverengiye hasret kalmışcasına sıraya giriyor adeta. Doğa kış uykusuna geçmeden önce kocaman bir jest yapıyor insanoğluna. Gözüne gönlüne dokunuyor insanın. Mest ediyor, haliyle biraz da hüzün veriyor. Hazan mevsiminin muaazzam görüntüsü romantizm ve nostalji fısıldıyor. Toprağın üstüne dökülen yapraklar kocaman bir halı görüntüsü yaratıyor. Yedigöller sonbaharda iyi bir ressamın başyapıtı gibi karşınızda duruyor.

Bu renk cümbüşünü en mükemmel şekilde göreceğiniz ay Ekim sonu ve Kasım başıdır. Ekim başında Yedigöller’e giderseniz tam havayı yaşayamazsınız. Ekim’in son haftası ve Kasım’ın ilk haftası en harika olduğu zamandır. Kasım’ın 15’inden sonra ağaçlar neredeyse tamamen yapraklarını dökmüş oluyor. Yani o ambiyansı tam olarak yaşayamıyorsunuz. Bu noktada seçim sizin. Dilerseniz yaz dönemi gidip göllerin kıyısında serinleyebilirsiniz.

Önemli bir uyarı; şayet fırsatınız varsa Yedigöller’e haftaiçi gidin. Haftasonu berbat bir kalabalık sizi bekliyor olacak. Özellikle de bayram ya da resmi tatil dönemlerinde mümkünse Yedigöller’in adını bile anmayın. Son yıllarda inanılmaz bir kalabalık oluşmakta ve izdihama dönüşmekte. Hani tabiri caizse iğne atsan yere düşmez sözü tam olarak yerini bulmakta. O yüzden mümkünse planınızı takvime bakarak yapın.

Yedigöller Ne Kadar Sürede Gezilir?

Yedigöller bir günde rahatça gezilebilir. Kamp yapmak gibi bir planınız yoksa şayet, sizin için bir günlük Yedigöller tadında olacaktır. Bir gün içerisinde piknik yapabilir, gölleri gezebilir, etraftaki gezilecek yerleri turlayabilir ve göl kıyısında keyifle zaman geçirebilirsiniz. Hatta Yedigöller dönüşü yol üzerindeki salaş mekanlardan birinde durup atıştırmalık bile yapabilirsiniz. Çay-patates-mısır haşlaması yani Gurbet Kayası molası mutlaka olsun. Neden mi? Cevabı “BirlikteYedigöller Turu Yapıyoruz” yazımızın içinde saklı...

Yedigöller Milli Parkı Giriş Ücreti

1965 yılından bu yana milli park statüsünde olan Yedigöller’e giriş ücretlidir. Müzekart geçerli değildir. İlk gezi noktası olan İncegöl’e gelmeden az evvel gişeye geliyorsunuz ve ücreti buraya ödüyorsunuz. Ücret her yıl artış göstermektedir.

2023 yılı Yedigöller giriş ücretleri:

Araçsız kişi başı ücret: 20 TL

İndirimli ücret: 10 TL

Motorsiklet girişi: 40 TL

Otomobil girişi: 60 TL

Minibüs girişi: 180 TL

Midibüs girişi: 300 TL

Otobüs girişi: 600 TL (Otobüsle gitmemenizi şiddetle tavsiye ederim)

Yedigöller Milli Parkı Hakkında Bilgi

Yedigöller Milli Parkı, Türkiye’nin Batı Karadeniz bölümünde yer almaktadır. Düzce sınırında olsa da idari olarak Bolu’ya bağlı olan Yedigöller yıllardır Bolu şehri ile anılmaktadır. Her ilkbahar ve sonbahar gezginlerin akıllarına ilk gelen turistik rotaların başında gelir.

1642 hektar büyüklüğe sahip Yedigöller Havzası, 1965 senesinde milli park ilan edilmiştir. Bu anlamda Türkiye’nin ilk milli parklarından biridir. Yedigöller Milli Parkı’nı ön plana çıkaran etken; sahip olduğu karışık bitki örtüsü ve yedi adet birbirinden güzel göldür. Yedigöller nasıl oluşmuştur haliyle merak edilir. Yedi Güzeller diye adlandırabileceğimiz bu göller heyelan sonucu oluşmuştur. Vadiyi dolduran heyalan ortalama 780 metre yüksekliğe sahip platoda irili ufaklı bu göllerin oluşumuna mahal vermiştir.

Yedigöller Milli Parkı adı üzerinde tam 7 göl barındırıyor. Birbirinden farklı olan bu 7 göl; Sazlıgöl, Nazlıgöl, İncegöl, Küçükgöl, Deringöl, Seringöl ve Büyükgöl. Göllerin isimleri oldukça dikkat çekicidir. Bu isimler burada görev yapan ormancılar tarafından verilmiştir.

Yedigöller Milli Parkı oldukça engebeli bir alandır. Milli park içerisinde irili ufaklı bu göllerin dışında zengin orman örtüsü, bitkiler, hayvanlar, çeşmeler ve anıt ağaçlar yer almaktadır. En çok bulunan ağaç türü kayın olmakla beraber; meşe, gürgen, karaağaç, kızılağaç, kara çam, sarı çam, köknar, ıhlamur, fındık, titrek kavak ve dişbudak ağaçları da bitki örtüsünü zenginleştirmektedir. Yedigöller flora ve fauna açısından gösterişli olup, 200’den fazla bitki çeşidi ve birçok hayvan türüne ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca 100’den fazla kuş türü vardır ve ornitoloji meraklıları için özel bir rotadır.

Yedigöller Milli Parkı girişi ücretlidir. Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı olan milli park içinde uyulması gereken kurallar vardır. Yedigöller’e 2 farklı yoldan ulaşılabilir. Şayet Bolu tarafından gelirseniz gişeden ücret ödeyip geçtikten sonra aracınızı burada var olan otoparka bırakabilirsiniz. Bu noktada ilk olarak göreceğiniz Nazlıgöl, İncegöl, Sazlıgöl ve Kurugöl (Küçükgöl) olacaktır. Diğer üç göl Deringöl, Büyükgöl ve Seringöl yaklaşık 100 metre aşağıdadır. Yani göller arasında yaklaşık 100 metrelik bir yükseklik farkı bulunmaktadır. Bulunduğunuz noktadan yani güneyden kuzeye göllerin sıralanışı şu şekildedir:

  • Sazlıgöl
  • İncegöl
  • Nazlıgöl
  • Kurugöl
  • Deringöl
  • Büyükgöl
  • Seringöl

Yedigöller’in en büyük gölü adı üzerinde Büyükgöl; en küçük gölü ise Kurugöl (Küçükgöl)’dür. Burada var olan iki plato arasında 100 metrelik fark vardır. Heyelan set gölleri olan Yedigöller’in hepsi birbirinden farklıdır.

Yedigöller Milli Parkı içerisinde tuvalet, mescit, otopark, piknik ve kamp alanları mevcuttur. Restoran sınırlıdır ve konaklama seçeneği az da olsa vardır.

Yedigöller Milli Parkı’nın bir diğer özelliği de Türkiye’de ilk kültür alabalığı üretim istasyonunun 1969 yılında burada kurulmuş olmasıdır.

Yedigöller tabiatla buluşmak isteyen herkese kucak açıyor. Buraya bireysel gelenler sabahtan akşama dolu dolu zaman geçirebilir. Tur ile gelen ziyaretçiler için zaman kısıtlı olsa da yine de tur rehberiniz eşliğinde Yedigöller’i keşfetmek ve kalan zamanı değerlendirmek mümkün.

Birlikte Yedigöller Turu Yapıyoruz

Siz RehberName takipçilerini tur rehberiniz Kezban Özcan ile Yedigöller turuna çıkarmak istiyorum. Hazır mısınız?

Yedigöller’de gezilecek yerleri, görülmesi gerekenleri Yedigöller Turu adı altında sıralayalım mı? Farzedin ki Bolu yönünden minibüslerimiz ile Yedigöller Milli Parkı’na giriş yapıyoruz. Yedigöller’e gelmeden yolda neler göreceğiz, neler yapabiliriz, Yedigöller’de mutlaka görmeniz gerekenler neler? Hadi o zaman birlikte gezelim...

Bolu’dan minibüslerimize binip yola çıkıyoruz. Yedigöller’e ulaşmak biraz zaman alsa da, yolda göreceğimiz unutulmaz manzaralar bizi bizden alıyor. Kıvrımlı ve engebeli yolda dikkatlice ilerliyoruz. Yol üzerinde ilginç manzaralar eşliğinde ilerlerken manda göletleri dikkatimizi çekiyor. Manda yoğurdu reklamları boşuna yapılmıyor buralarda. Sulak alanlarda serinlemek mandaların verimini artırır. Mandalar gölete girmiş keyif yapıyorlar.

İlk olarak  yol üzerinde Gurbet Kayası denilen yerde küçük bir mola veriyoruz. Gurbet Kayası’nın manzarası harika. Sadece manzara değil elbet. Burası hem gönlümüze hem midemize iyi geliyor. Közlenmiş patates, haşlanmış mısır ve taze demlenmiş çay eşliğinde Bolu Dağları’nın tertemiz havasını içimize çekiyoruz. Burada birkaç emektar köylümüzün hazırladığı lezzetler ve yöresel ürünler var. Közlenmiş patates enfes... Küçük bir çay molası gibi düşünün burayı. Gurbet Kayası’nda durup hem keyif yapıyoruz hem de esnafımızın yüzünü güldürüyoruz.

Yolumuza devam ediyoruz... Yol üzerinde Kapankaya Manzara Seyir Yeri var. Merdivenlerle ulaşılan bu seyir tepesinden küçük de olsa Yedigöller gözüküyor. Vaktimizin durumuna göre burada mola verebiliriz.

Yol gittikçe daralıyor ve nihayet bilet gişesine ulaşıyoruz. Milli park giriş ücretimizi ödedikten sonra araçtan indiğimizde artık gölleri görmeye başlıyoruz.

Hemen sol tarafta İncegöl... Öylesine doğal ve öylesine güzel ki; ilkbaharın yemyeşil rengini, sonbaharın da tüm asaletini almış sanki omuzuna...

Yedigöller Milli Parkı’nda tam 7 göl bulunuyor. Birbirinden farklı bu 7 göl: Sazlıgöl, Nazlıgöl, İncegöl, Küçükgöl, Deringöl, Seringöl ve Büyükgöl.

Yedigöller Efsanesini merak ediyor herkes. Milletçe severiz hikayeleri elbet. Hele aşk hikayelerini çabucak konduruveririz güzel olan şeylere. Yedigöller’in hikayesinin yedi aşık çiftten geldiğine inanılır. Günün birinde 7 aşık çift bu 7 güzel gölün kenarında aşklarını haykırırlar birbirlerine.

En büyük aşık çift Büyükgöl’ün kenarında yaşar aşkını. Küçük olan çift ise Küçükgöl’ün kıyısında fısıldar sevdasını. İnce aşıklar mesken tutar İncegöl’ün kıyısını.

Saz çalan çift ayrılamaz Sazlıgöl’ün tellerinden. Nazlı kız da vazgeçemez bir türlü sevdiceğine naz yapmaktan. Böylelikle ismine kavuşur Nazlıgöl.

Derin ve anlamlı bakar bir diğeri sevdalısına Deringöl’ün kenarında. Sonra aşklar yalan olur belki de soğukluk girer araya. Seringöl çok üzülür tüm bu olanlara... Dedim ya hikayeler güzel ama Yedigöller çok daha güzel…

Yedigöller Efsanesi bununla da bitmez. Bir hikaye daha vardır...

Bir zamanlar Bolu Beyi’nin bir oğlu varmış. Oğlan avlanmayı çok severmiş. Günün birinde yine ava çıkmış. Ormanda gezinirken beyaz bir güvercine rastlamış ve düşmüş güvercinin peşine. Gide gide Yedigöller’in olduğu yere gelmiş. Buralarda o vakit güzeller güzeli periler yaşarmış. Güvercin göllerin olduğu yere gelince de oğlan yayını hazırlamış ve okunu tam atmaya hazırlanırken o beyaz güvercin birden periye dönüşmüş. Meğer güvercin güzel bir peri kızıymış. Oğlan kızın güzelliği karşısında heyecanlanınca da yanlışlıkla oku yaydan fırlatmış ve ok kızın kalbine saplanmış. İşte o an hüzünden yer gök inlemeye başlamış. Gökler ağladıkça ağlamış periler gözyaşlarını tutamamış. Ve bu gözyaşlarıyla göller dolmaya başlamış...

İşte Yedigöller’in bir diğer hikayesi bu. Doğru mu yanlış mı bilemeyiz ama her aşk hikayesi gibi hüzünlü değil mi? Yedigöller heyelan set gölleridir. Gözyaşlarıyla oluşmadığı kesin…

İncegöl ile başlayan Yedigöller gezimiz öylesine eşsiz kareler sunuyor ki heyecanlanmamak mümkün değil. İncegöl’den arka tarafa doğru patika yolu takip ettiğimizde ise Sazlıgöl çıkıyor karşımıza. Yine çok güzel yine çok etkileyici ve tabii ki gölün üstüne kaplayan rengarenk yapraklar...

Bu ilk durduğumuz noktada dört adet göl yer alıyor. Şayet durmayıp direk aşağı inerseniz buradaki gölleri kaçırmış olursunuz. O yüzden tavsiyem mutlaka yürüyerek keşfedin bölgeyi. İncegöl, Sazlıgöl, Nazlıgöl ve Küçükgöl burada yer alıyor. Aşağıda ise Deringöl, Seringöl ve Büyükgöl yer alıyor.

Diğer üç göl ile aralarında 100 metrelik bir yükselti farkı olan bu ilk noktadaki göller mevsime yakışırcasına renklerini takınmışlar. Fotoğraf çekmeye doyamıyoruz. Nazlıgöl adı gibi nazlanarak poz veriyor.

Küçükgöl ise diğerlerine oranla daha küçük olduğu için Kurugöl olarak da anılıyor. Yaz döneminde ise neredeyse tamamen kuruyan göl, yağışlarla beraber Nazlıgöl’den taşınan sularla küçük bir göl halini alıyor.

Bu platodaki en büyük göl Nazlıgöl diğer adıyla “Şelale Gölü”. Suları alttan sızarak ileride bir şelale oluşturduğu için Şelale Gölü olarak anılıyor.

Nazlıgöl’ün kenarında onlarca çadır görüyoruz. Mevsimine göre Yedigöller çadır severlerin vazgeçilmezi oluyor. Milli Park içerisinde çadır kurmak isteyenler için 2 alan var. Burası onlardan biri. Doğayla baş başa olmak isteyen tutkunların adresidir burası.

Nazlıgöl’den aşağıya patika yoldan (asfalt yoldan değil) iniyoruz. (Olurda asfalt yoldan inerseniz yol üzerinde Pisagor Ağacı tabelasını göreceksiniz, içeriye doğru azıcık yürüyüp bu ilginç ağacı resmedebilirsiniz). Biraz eğimli olsa da devamında Dilek Çeşmesi karşılıyor bizi.

Dilek Çeşmesi bu bölgenin olmazsa olmaz gezilecek yerlerinden biri. Burada yedi çeşmeden buz gibi su akıyor. Yani yedi güzel göle yakışan yedi çeşme. Boşuna değildir elbet 7 oluşu. Kainattaki uyumdur 7 ve 7’nin evrendeki varoluşu. Ahengin ve bütünlüğün geldiği noktadır 7, öyleyse 7 kere 7 çeşmeden şu içelim mi?

Bu arada şelaleden sağ tarafa doğru yürürseniz Gülen Kayalar’a varıyorsunuz. Gülen Kayalar insan silüetine benzediği için bu şekilde adlandırılmış olsa da kayalar yosun kapladığı için pek bir şey belli olmuyor. Yani gitmeseniz de olur.

Dilek Çeşmesi’nden sonra doğanın içinde yürüyüşümüze devam ediyoruz Kendiliğinden düşen ağaçlar, topraktan fırlamış mantarlar, tertemiz akan su ve insanı kıskandırıcasına dans eden renkler. Tablo gibi bir manzara bize eşlik ediyor.

Düşen yapraklar göllerin üzerine ayrı bir görsellik katarken; sarının kahveye, kahvenin kızıla duyduğu aşk, birlikte yaptıkları tango gibi, uyumlu ve etkileyici... Derin bir nefes çektirtecek kadar huzur dolu...

Bu aşağı kısımda diğer üç gölü görüyoruz. Çeşmelerden göllere yürüyünce ilk etapta Deringöl çıkıyor karşımıza. Etrafta çadırları görüyoruz. Yani diğer çadır kamp alanını. Ayrıca tuvalet, mescit gibi alanlar da burada mevcut. Azıcık ilerleyince de Büyükgöl gözüküyor. Göllerin arasında en büyük olan Büyükgöl ve tabii fotoğraf çekilmek için en çok tercih edileni. Derinliği yaklaşık 15 metre civarında. Bu alanda küçük bir kafeterya yer alıyor. Oturabileceğiniz masalar var, dilerseniz sıcak bir çay ya da ekmek arası aperatifler bulunmakta.

Buradan itibaren görmemiz gereken tek gölümüz kaldı; Seringöl...

Seringöl’e gitmek için birazcık yürümeniz lazım. Mengen istikametine gider gibi yola düşüyoruz ve Yedigöller’in son nadide güzelliği ile de tanışmış oluyoruz. Buradan sonra her rehberin yaptığı gibi grubuma serbest zaman veriyorum. Buyurun efendim bundan sonrası size kalıyor, keyfini çıkarın.

Yedigöller Milli Parkı içerisinde dolu dolu bir gün yaşamak sizin elinizde. Doğayla baş başa olmak istiyorsanız baharını ama illaki sonbaharını mutlaka yaşayın Yedigöller’in.

Yedigöller Turu Öncesinde ve Gezi SırasındaYapmanız Gerekenler

Bu kısımda Yedigöller’e gitmeden önce ve Yedigöller’e ulaştıktan sonra yapmanız gerekenleri sıraladık. Dikkatli olmanızda fayda var dediğimiz maddelerin bazıları emin olun cankurtarıcı nitelikte.

1. Öncelikle gideceğiniz mevsime karar verip ona göre yola çıkın. Bahar aylarında Yedigöller çok güzel ama hava serin olacağı için yanınızda mutlaka ceket, yağmurluk vs olsun.

Şayet kışın gidiyorsanız Bolu-Yedigöller yolu kapalı olacağı için Mengen yolunu kullanmanız gerekecek. Bu durumda araçta kış lastiği ve zincir olmasında fayda var. Güncel yol durumundan haberdar olmadan yola çıkmayın derim.

2. Şayet Bolu merkezden minibüsle ulaşmayı planlıyorsanız mutlaka bir seyahat acentesine başvurun. Çünkü yukarıda da bahsettiğim gibi Yedigöller’e toplu ulaşım aracı yok.

3. Milli parka yaklaşırken telefonlar çekmemeye başlıyor. Şayet aramanız gereken biri varsa mutlaka önceden arayın.

4. Bolu’dan çıktınız Yedigöller’e gidiyorsunuz. Aracınızın deposu ful olsun. Zira benzinlik yok. Bu konuda dikkatli olmak lazım.

5. Yedigöller Milli Parkı içinde dilediğiniz tarzda çeşit çeşit restoran yok. O yüzden yanınıza mutlaka yiyecek-içecek bir şeyler alın. Piknik yapmak harika bir fikir olabilir. Ama bu planınız olmasa bile yanınızda mutlaka yiyecek bir şeyler olsun.

6. Şayet iyi bir sürücü değilseniz bu yola düşmeyin. Acemi birinin araç kullanmasına izin vermeyin.

7. Yedigöller içinde yürüyüş yaparken özellikle sonbaharda yere düşen yapraklar ıslak olduğu için kayma riski artıyor. Eğimli patikalardan inerken küçük ve dikkatli adımlarla yürüyün.

8. Milli park içerisinde mantar ve farklı bitki çeşidi çok fazla. Özellikle mantarları koparıp yemeyin, çok tehlikeli olabilir (Zira turlarımdan bir kaçında mantar yemeye kalkan misafir oldu. Hatırlatmam sırf bu yüzdendir.)

9. Özellikle yoğun sezonda haftasonları büyük izdihamın yaşandığı Yedigöller içerisinde yürümek sıkıntı olabilir. Turla gelen misafirlerle minibüsten inip aşağıdaki göllere yürüyerek gidiyoruz. Fakat dönüşte aşırı kalabalıktan dolayı jandarma minibüslerin aşağıya inmesine izin vermediği için geriye tekrardan yürümek zorunda kalıyoruz. Bu durumda yürüyecek hali olmayan kişilerin bunu bilerek hareket etmesi lazım. Shuttle tarzı araçlar yok. O yüzden yokuş yukarı tekrar otoparka gelmek zorlayabilir. Aklınızda olsun.

10. Yürüyüşünüz sırasında bilmediğiniz yerlere doğru yürümeyin.

11. Göllere girmek, ayaklarınızı sokmak kesinlikle yasaktır. Yüzmeye kalkmayın.

12. Lütfen çöpünüzü yere atmayın. Bu muhteşem doğa harikasını temiz tutalım.

Yedigöller Milli Parkı Kuralları

1. Yedigöller Milli Parkı içinde izin verilen alanların dışında ateşli piknik yapmak, semaver ve mangal yakmak yasaktır.

2. Milli park içerisinde izin verilen alanların dışına çadır kurmak, kamp yapmak yasaktır.

3. Göllere girmek ve yüzmek yasaktır.

4. Milli park içinde avlanmak yasaktır.

5. Bitkileri koparmak ya da zarar vermek suçtur.

6. Olta balıkçılığa izin verilen göllerin dışındaki göllerde olta balıkçılığı yapmak yasaktır.

Yedigöller’de Ne Yenir?

Yedigöller’in kendine has menüsü şüphesiz sucuk-ekmek. Buralarda en çok bulabileceğiniz yiyecek ekmek arası sucuk olacak. Demem o ki Yedigöller’de yeme-içme açısından beklentiniz yüksek olmasın. Bolu-Yedigöller yolu üzerinde birçok salaş mekan yer alıyor. Dilerseniz giderken ya da dönüşte bu mekanlardan birinde atıştırmalık yapabilirsiniz. Buralarda manda yoğurdu çok meşhurdur. Tatmak ya da almak size kalıyor.

Yedigöller içinde imkanlar kısıtlı olsa da birkaç mekan var. Büyükgöl ile Deringöl arasındaki alanda küçük bir kafetarya mevcut. Çay, kahve, tost, sucuk-ekmek satılmakta. Yiyeceğinizi buradan temin edebilirsiniz.

Daha iyi bir seçenek ise Seringöle doğru yürüdüğünüzde karşınıza çıkan Habitat Restoran. Öğün anlamında seçenekleri olan tek restoran burası. Kahvaltı yapabilir, gözleme ya da sucuk ekmek yiyebilir, ızgara siparişi verebilirsiniz.

Ayrıca Habitat Restoran yanındaki Sincap Cafe’de çay ve kahve ile tatlı seçenekleri mevcut. Geziniz sonrası keyif kahvesi için Sincap Cafe ideal.

Ya da daha iyi bir öneri yanınıza bolca erzak depolayıp Yedigöller’de piknik yapabilirsiniz. Piknik masaları mevcut. Neye karar verirseniz verin buraya gelirken yanınızda mutlaka atıştırmalık olsun.

Mangal ateşi yakmak yasak olduğu için en mantıklı çözüm pratik yiyecekler getirmek. Karın doyurmak kolay burada, dahası ruhunuzu doyuracağınız enfes bir yerdesiniz. Yiyecek basit bir teferruat olsun, ruhunuz gönlünüz dolsun.

Yedigöller’de Konaklama

Doğanın içinde Yedigöller’de betonarme modern hotel imkanı yok. Lüks imkanlar bekleyenler için Yedigöller yetersiz kalacaktır. Burada bungalov tarzı evler ve kamp yapmak isteyenler için çadır kurabilecekleri alanlar var. (Daha iyi otel seçenekleri için Bolu Gezi Rehberimiz’e göz atabiilirsiniz).

Milli park içerisinde konaklamak için birkaç seçenek var. Bunlardan biri Psagor Evleri’dir. 2+1 şeklinde tasarlanan Psagor Evleri’nde salon, mutfak, banyo gibi kısımlar bulunmakta. Bir aile için ideal olan bu evleri tercih edebilirsiniz.

Diğer bir seçenek Habitat Mesire Yeri Evleri. 18 adet bungalov ile konaklama hizmeti veren Habitat Bungalov ayrıca çadır kurmak isteyenlere de kamp imkanı sunmaktadır. İletişim: 0 850 241 15 81

Yine Nazlıgöl yakınında Nazlı Evler var. Dilerseniz burayı da seçeneklerin arasına ekleyebilirsiniz. Son olarak da Seringöl’ü geçtikten sonra ileride Serin Evler var. Bu evler göllere ulaşmak için biraz yürüyüş gerektiriyor. Tercih size kalıyor.

Yedigöller’de Kamp

Yedigöller kamp severler için bulunmaz bir nimet. Doğanın kalbinde bol oksijen içinde birkaç gün geçirmek sizin elinizde. Yedigöller’e gelirken çadırınızı ve gerekli tüm ekipmanları kendiniz yanınızda getiriyorsunuz. Milli park içinde çadırınızı dilediğiniz yere kuramazsınız. Ancak izin verilen alanlara çadır kurulabiliyor.

Bu anlamda Yedigöller’de çadır için izin verilen 2 alan mevcut. Birincisi Nazlıgöl’ün hemen kıyısındaki yer, ikincisi ise Deringöl kıyısındaki alan. Her iki çadır alanı da oldukça keyif verici. Çadır alanlarının yakınında tuvalet ve çeşmeler bulunmakta. Karavan ile kamp yapmak isteyenlere de Deringöl kıyısındaki alanda izin veriliyor.

Şayet daha sakin bir dinlenme istiyorsanız Nazlıgöl çadır alanı size göre. Çünkü bu kısım daha yukarıda kalıyor. Deringöl kıyısı ise daha hareketli oluyor. Malesef yoğun dönemlerde araçların yarattığı izdiham Deringöl kıyısındaki kamp alanının huzurunu kaçırıyor.

Kamp alanlarında çadırlara elektrik verilmiyor. Telefon şarjetmek tuvaletlerde vs mümkün olsa da yedek şarj bataryaları bulundurmakta fayda var. Ayrıca kamp ateşi ve mangal yasak olduğu için pişecek yemekler değil de daha pratik yiyecekler tercih edilmeli. Dahası burada market vs olmadığı için bütün yiyecek ve içeceğinizi yanınızda getirmeniz şart.

Ayrıca kamp yapmak isteyenler hava şartlarını göz önünde bulundurmalı. İlkbahar ve sonbaharda özellikle akşamları serin ve soğuk oluyor. Fazladan ceket almak lazım. Bir de yoğun dönemlerde kamp yapmak istiyorsanız kalabalığı ve gürültüyü göze almalısınız. Sakin bir kamp için yaz dönemi daha ideal.

Yedigöller’de Yapılacak Aktiviteler

Yedigöller’de neler yapılır? Yedigöller’de yapılacak aktiviteleri sıralayalım...

1. Göllerin olduğu alanda patika yollardan mutlaka yürüyün. Tahta köprülerden geçip floranın çeşitliliğine ve doğanın mükemmelliğine şahit olun.

2. Kurugöl’den Büyükgöl’e ana yoldan inerken yol üzerindeki tabelada Pisagor Ağacı yazan yerden biraz içeri yürüyün ve Pisagor Ağacı ile tanışın. İki farklı kökten doğup üçgen şeklini alarak birleşen ve Pisagor Üçgeninden esinlenerek bu ismi alan ağaç bölgenin ilginç görülesi yerlerinden.

3. Dilek Çeşmesi’nin 7 çeşmesinden dilek tutarak su için. İnanışa göre suyu içerken ne dua ederseniz oluyor.

4. Bolu-Yedigöller yolu üzerinde Manda Göletlerinin olduğu alanda araçtan inip fotoğraf çekebilirsiniz, tabii ki mandaları çok rahatsız etmeden. Sonrasında ise enfes bir Manda Yoğurdu yemek sağlıklı ve lezzetli bir karar olacaktır.

5. Şayet kamp yapmaktan hoşlanıyorsanız milli park içerisinde çadır kurma alanları var. Buralarda çadır kurup doğanın izini sürün.

6. Ya da bungalov tarzı konaklama imkanı sunan yerlerde birkaç gün kendinizle baş başa kalın.

7. Her sene Mayıs ile Eylül arasında izin verilen göllerde sportif olta balıkçılığı yapılmaktadır. Dilerseniz sportif olta balıkçılığı yapın.

8. Fotoğraf çekmek büyük keyif ama lütfen bir süreliğine telefonunuzu çantanıza koyun ve bol bol doğayı içinize çekin. Manzarayı yaşayın, hatta bir kahve ile bu manzarayı taçlandırın. Afiyet olsun...

Yedigöller Çok Güzel…

Doğada olmak insan ruhuna iyi gelir. Bazen bir ağaca sırtınızı yaslamak etrafınızdaki onlarca insandan çok daha fazla güven verir size. Ya da bir göl kenarında yediğiniz ekmek arası, dünyanın en lezzetli lokantasının ününü siler geçer damağınızda unutulmaz tat bırakır, ee tabii anılarınızda da.

Doğa her baharda dirilip sonbahar da uyurken insanoğluna vefasını öylesine içten sunuyor ki... Baharda yeşeren yapraklar sonbaharla beraber sarıdan kırmızıya dönerken bile insanın ruhuna dokunarak veda ediyor.

Yedigöllerin vefası da aynı aslında. Hem baharda çok güzel hem de sonbahar da. Sunmuş olduğu renk cümbüşüyle ruhunuza ve yüreğinize dokunuyor adeta.

Yedigöller’e gelin ve dolu dolu yaşayın...

Seyahatleriniz RehberName tadında olsun…

SÖZLEŞME

Bu internet sitesine girilmesi veya mobil uygulamanın kullanılması sitenin ya da sitedeki bilgilerin ve diğer verilerin programların vs. kullanılması sebebiyle, sözleşmenin ihlali, haksız fiil, ya da başkaca sebeplere binaen, doğabilecek doğrudan ya da dolaylı hiçbir zararlardan REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını, tarafımdan internet sitesinde E-Bültene üye olmak için veya başkaca bir sebeple verdiğim kişisel verileri, özellikle de isim, adres, telefon numarası, e-posta adresi, banka bilgisi, yaş ve cinsiyetle ilgili benzeri bilgileri kendi rızam ile paylaştığımı, REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun nin bu bilgileri kullanmasına muvafakat ettiğimi, bu bilgilerin 3.gerçek ve/veya tüzel kişilerin eline geçmesi ve bu şekilde olumsuz yönde kullanılması halinde ve/veya bu bilgilerin başkaca kişiler ile paylaşılması halinde REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını gayri kabili rücu, kabul, beyan ve taahhüt ederim.