Pamukkale ve Hierapolis: UNESCO’nun ve Ülkemizin Gözbebeği

Dünyaca ünlü travertenler, beyaz cennet Pamukkale ve birazcık gölgesinde kalmış tarihi yerleşim Hierapolis. Bu eşsiz coğrafyayı hala görmediyseniz geç kalmadınız.

Duymayan, bilmeyen var mıdır acaba diye sormadan edemiyor insan. Beyaz cennetin ünü öylesine yayıldı ki tüm dünyada adı bilinir oldu artık Pamukkale’mizin. UNESCO çoktan dahil etti miras listesine. Ne zengin bir ülkeyiz diye düşünüyorum ama kaç yurdum insanı bunun farkında sormadan da edemiyorum.

Denizli ilimizin sınırlarında beyaz cennet Pamukkale, doğal güzelliğinin yanı sıra tarihi geçmişiyle de büyük önem arz ederken, Türkiye’nin reklam yüzü ve gözbebeği Pamukkale’yi mutlaka ziyaret etmelisiniz. Zira tek göreceğiniz travertenler olmayacak; iki bin yıllık bir şehrin ısrarla ayakta kalmasına şahitlik ederken, şifalı sularında derman arayan insanların yaşanmışlıklarına yolculuk yapacaksınız. Doğa, şifalı sular, tarihi yapılar, Hierapolis sakinlerinin bıraktığı derin izler… Kısaca derin ve büyük miras Pamukkale ve Hierapolis.  

1988 senesinde UNESCO Dünya Miras Listesine alınan Pamukkale ve Hierapolis, ülkemizin eşsiz zenginliği şüphesiz. Antik dönemden bu yana şifalı sularıyla adeta bir sağlık merkezi olarak hizmet verirken, hemen yanı başında yükselen Hierapolis Antik Kenti ile de asırlar boyunca yerleşime ev sahipliği yapmıştır.

Bugün bile birçok rahatsızlığa iyi gelen şifalı suları, jeolojik bir takım olaylar sonucu ortaya çıkmıştır. Antik dönemden bu yana kullanılan bu kaynaklar, Pamukkale’nin olmazsa olmazı travertenlerine can vermiştir adeta. 

Suyun içinde bulunan Kalsiyum Hidrokarbonatın hava ile teması sonrasında Karbondioksit ve Karbonmonoksit uçarak Kalsiyum karbonat çökelir ve böylece traverten oluşmaya başlar. İlk etapta jel halinde olan çökelti zamanla sertleşir ve travertenler ortaya çıkar.

İşin kimyası bu olsa da kulağa çok karmaşık geliyor değil mi? Neyse biz sonuca bakalım diyenlerdenseniz eğer bembeyaz gelinlik giymiş gibi duran travertenlerin büyüsüne kaptırın kendinizi hadi.

Traverten havuzlarının içerisinde kesinlikle ayakkabı ile yürümek yasak. Zira gelen tüm ziyaretçiler mutlaka uyarılıyor. Çıplak ayakla suyun içinde yumuşak hissedeceğiniz o katman işte jel olan hali.   

Peki Ya Hierapolis?

Bergama Krallığı döneminde, Bergama’nın efsanevi kurucusu Telephos’un karısı Amazonlar Kraliçesi Hiera’nın isminden doğan Hierapolis “Hiera’nın Şehri” anlamına gelmekle birlikte, "Kutsal Şehir" olarak da bilinir.

M.Ö. II. yüzyılda kurulan şehir Roma ve Bizans dönemleri yaşamış ve Hristiyanlar için Hac bölgesi kabul edilmiştir. İsa’nın havarilerinden Aziz Philippus’un burada öldürülmüş olması Hierapolis’e özellikle dini bir anlam yüklemiştir.

Gösterişli günlerini çok geride bırakmış olsa da, Hierapolis zamanında tapınakları, caddeleri, su kanalları, kapıları, agorası, latrinası, hamamları, tiyatrosu, eşsiz nekropolisi ile çok güzel bir yerleşimmiş. Pagan kültürün ardından Hristiyanlığa kucak açan şehirde sayısız dini yapı görmek de mümkün.

Özellikle tiyatroya kadar mutlaka yürüyün. 1800 yıllık tiyatrodan şehri şöyle bir seyre dalın. Karşınızda bembeyaz travertenler, halen ayakta kalmayı başarmış yapılar ve hamamlar… Romalıların keyifle bu hamamlarda zaman geçirdiğini, şehrin kalabalığında sokaklarda alışveriş yapan yüzlerce Romalının telaşını…

Kleopatra Antik Havuzu ise burada mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri. Hatta yüzmeniz gereken. Öyle ya Kleopatra bile yüzmüş siz mi eksik kalasınız bu keyiften.

2300 yıllık tarihi sütunların arasında yaz-kış 36 derecelik suyuyla bu havuz sizi antik döneme götürecek adeta. Kleopatra gerçekten güzelliğini bu sulara mı borçluydu bilemeyiz ama siz siz olun bu keyiften mahrum bırakmayın ruhunuzu.

Zamanında devasa bir hamam olan yapı günümüzde müze olarak hizmet vermekte. Müzeyi mutlaka ziyaret edin. Tipik bir Roma hamam mimarisiyle inşa edilen yapının içerisindeki müze kısmında özellikle lahitler göz alıcı.

Nekropol alanını da mutlaka görmek lazım Hierapolis’de. Anadolu'nun en iyi korunmuş nekropolüdür burası. Ölüm fikrini bitiş olarak değil yeni hayata hazırlık olarak kabul eden şehir sakinlerinin mezarlık alanı gerçekten müthiş. Lahit, Tümülüs ve ev tipi mezarlar çok ilginç. Konut şeklinde yapılan mezarların arasında yürürken ölüm bir an bile gelmiyor aklınıza zira kendinizi mezarlıkta hissedemeyeceğiniz kadar güzel burası.

Pamukkale elbet bu kadar değil. Tavsiyem odur ki tam bir gününüzü ayırın bu eşsiz şehre. Pahalı demeyin sakın bu güzelliğin elbet bir bedeli olmalı. Güney Kapısından giriş yapıp önce şehrin nekropol alanından gezinize başlayın. İlerledikçe caddelerden ve kapılardan geçip agoraya ulaşın. Su kanalları size eşlik ederken karşınızda bütün görkemiyle tiyatro çıkacak. Tiyatroya çıkıp bi selam verin Hierapolis’e.

Ardından yorgunluğunuzu atmak için Kleopatra havuzuna bırakın kendinizi ve en son travertenler. Hierapolis’e kulak verin size çok şey anlatacak. Bakmayın sakin sessiz durduğuna 2000 yılı devirmiş bu şehrin söyleyecek çok sözü var size. Hadi beyaz gelin susma sırası şimdi bizde, sen anlat ben dinliyor olacağım yüzlerce yıllık hikayeni….

Ve gün batarken Sen Ey Beyaz Cennet; nasıl bu kadar güzel olmayı başarıyorsun? 

SÖZLEŞME

Bu internet sitesine girilmesi veya mobil uygulamanın kullanılması sitenin ya da sitedeki bilgilerin ve diğer verilerin programların vs. kullanılması sebebiyle, sözleşmenin ihlali, haksız fiil, ya da başkaca sebeplere binaen, doğabilecek doğrudan ya da dolaylı hiçbir zararlardan REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını, tarafımdan internet sitesinde E-Bültene üye olmak için veya başkaca bir sebeple verdiğim kişisel verileri, özellikle de isim, adres, telefon numarası, e-posta adresi, banka bilgisi, yaş ve cinsiyetle ilgili benzeri bilgileri kendi rızam ile paylaştığımı, REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun nin bu bilgileri kullanmasına muvafakat ettiğimi, bu bilgilerin 3.gerçek ve/veya tüzel kişilerin eline geçmesi ve bu şekilde olumsuz yönde kullanılması halinde ve/veya bu bilgilerin başkaca kişiler ile paylaşılması halinde REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını gayri kabili rücu, kabul, beyan ve taahhüt ederim.