Gez Dünyayı gör Konya'yı... Din, kültür, tarih, huzur şehri Konya bu yazıda sizleri bambaşka bir güzelliğiyle karşılayacak.
İç Anadolu'da, bozkırın ortasında tropikal bir orman içinde omzunuzda bir kelebekle dolaşmaya ne dersiniz? Yediden yetmişe herkesi etkileyecek, çocuk ruhunuzu ortaya çıkaracak yüzlerce kelebeğe merhaba demek ister misiniz?
İşte karşınızda Konya Tropikal Kelebek Bahçesi.
Türkiye'nin ilk Kelebek Müzesi’ni de içinde barındıran ve Avrupa'nın en büyük kelebek uçuş alanına sahip Tropikal Kelebek Bahçesi 2015 yılında açıldı. Bahçeye girdiğiniz zaman binlerce bitki ve kelebeğin bulunduğu müthiş bir ortamla karşılaşacaksınız. Kışın ortasında dahi içeride ter dökeceğiniz kelebeklerin hayatına uygun olarak 28 derecelik bir sıcaklık ve %80 nem oranı mevcut.
Çıkarın üzerinizdeki ceketleri, bırakın kendinizi bu muhteşem 14 tür kelebeğin yüzlerce üyesinin peşinden koşmaya. 20.000 adet birbirinden farklı bitkinin içerisinde peri masallarında hissedin kendinizi. Unutun dışarıyı, bırakın geride her şeyi ve sizi yeni bir düşe götürecek peri kelebeğinizin peşinden koşun.
Bu gezi sırasında bazen bir şelalenin yanı başında bulacaksınız kendinizi, bazen de orkidelerin arasında. Korkmayın, uzatın elinizi. Her an bir kelebek elinize ya da omzunuza konabilir. Üzülmeyin 24 saatlik bir ömürleri var diye. Kulaktan kulağa yanlış gelen bir bilginin doğrusunu öğreneceksiniz burada. Kelebeklerin ömürleri iki hafta ile dört hafta arasında değişiyor. Burada 110 gün yaşayan kelebeklerde var.
Yanı başınızda uçan kelebeklerin hayatını merak ettiyseniz takip edin kelebekleri, sizi larvadan kelebek haline gelişlerinin tüm evrelerini gösteren bir kelebek müzesine ve ayrıca bazı böcek çeşitlerini görebileceğiniz müzeye götürecekler.
Kelebekler, böcekler sınıfında yer alıyor. Bu sınıfın pul kanatlılar takımına aitler. Bu minik kelebeklerin 3 çift ayak ve 2 çift kanatları var. Ağız yapılarıysa pipet şeklindedir. Çiçeklerin nektarlarını bu pipet şeklindeki ağızları ile emiyorlar. Ağızlarını kullanmadıkları zaman rulo şeklinde başlarının alt kısmında bulunduruyorlar. Tat alma duyargaları ayaklarının altında yer alıyor yani dilleri ayaklarındadır diyebiliriz.
Kelebekler yumurta ile çoğalırlar. Yumurtadan çıkan larvaya tırtıl deniyor. Bol bol ot yiyerek büyümelerini tamamlarken tırtıllar 4-5 kez deri değiştiriyorlar. Büyüme tamamlandığında kendilerine bir pupa oluşturuyorlar. İşte başkalaşım burada başlıyor. Tırtıl girdiği pupadan bir Kelebek olarak yeniden doğuyor.
Bebek kelebeğimiz doğduğunda maalesef hemen uçamıyor. Islak kanatlarını önce kurutması gerekiyor. Sabahın erken saatlerinde pupadan çıktıktan sonra bulunduğu yerde asılı kalarak kanatlarını kurutuyor ve sonra o eşsiz güzelliğiyle doğanın kucağına kendini bırakarak kanat çırpmaya başlıyor.
Yakından tanıyın onları, kim olduklarını, nasıl çoğaldıklarını... Ne yediklerini, nasıl beslendiklerini, kendilerini nasıl savunduklarını öğrenin.
Mesela Atlas güvesini tanıyın. Dünyanın en büyük kelebeği ancak en kısa ömrü olan kelebeği. Ağız yapısı olmadığı için beslenemiyor. Daha yavru bir tırtılken yediği besinleri depolayıp, bunları tüketene kadar ömrünü tamamlıyor. Bu da yaklaşık 6 ile 8 gün arasında değişiyor.
Peki, kelebeklerin portakal, ananas gibi meyvelere özellikle de çürümüş meyvelere bayıldıklarını biliyor muydunuz? Mineral içeriği ve zengin karbonhidratı ile çürümüş meyveleri fillerin burnuna benzeyen hortumlu ağızları ile keyifle yemekteler.
Peki, kamuflajda ustalaşan kelebekleri gördünüz mü? Bu kelebeklerin kanatları kuru yapraklara benzer. Bu şekilde ormanda kendilerini tehlikelerden koruyabilirler.
Dünyanın en güzel kelebeklerinden biri olan Morpho türü kelebekler ise o eşsiz güzelliklerini saklamak ve kendilerini korumak için kanatlarının alt yüzeyinde büyük yalancı gözlere sahiptirler.
Şimdi birazda hayranlığınız artık değil mi bu eşsiz güzellikteki kelebeklere? O zaman yeni keşiflere çıkmaya devam edeceğiz. Doğanın bize sunduğu güzellikleri görmek, onları hissetmek, yaşamak için bizi takip etmeye devam edin.
Hayat mucizelerle dolu. Onu keşfet...
