Sivas Divriği Ulu Cami Ve Divriği Konakları

Sivas Divriği Ulu Cami Ve Divriği Konakları

UNESCO Dünya Mirası Listesi'ndeki Sivas Divriği Ulu Camii'nin Özellikleri Nelerdir? Divriği Konaklarının Özellikleri Nelerdir?

Yamacına varınca uzun zamandır görmediğin bir sevgiliye kavuşmuş hissi verir. Bugünün tüm Divriği'si bir araya gelse onun asaletini, tarihini ve estetiğini hiçbir şekilde yakalayamaz.

Aslında asırlar önce Evliya Çelebi demiş diyeceğini çoktan;

"Üstat- ı mermer bu camiye öyle emek sarf edip kapı ve duvarları öyle nakış bukalemun eylemiş ki; Metninde diller kısır kalem kırıktır."

Sivas Divriği Ulu Cami bir Mengücekli Beyliği mirasıdır, yapım tarihi 1228 olup tam on yıl sürmüş bu kadim eseri yaratmak. Banisi Süleyman Şah ve hasekisi Mehlike Sultan, Mimar ise Ahlatlı Hürrem Şah.

Uzaktan bakıldığında tek bir bina gibi görünse de aslında bir külliye nizamında yapılmış bir sosyal alandır, yani bir külliyedir.

İçinde cami, hastane ve türbeler barındırıyor. Etrafında hamam tarzı ek binalar da varmış ama depremler sonucu günümüze çoğu ulaşamamış gibi görünüyor. Yine de restore etme şansı hala var.

Divriği Ulu Cami’nin en büyük özelliği taç kapılarındaki işlemelerinin muhteşemliğidir. Dış ve iç cephesi birbirinden çok farklı olan anıt binanın ilginç ve önemli özellikleri var.

Birincisi; Türk İslam tarihi ve mimarisinde kadın ve erkek baninin ortaklaşa yaptıkları ilk ve tek eserdir.

İkincisi; taç kapılardaki ağaç oymacılığından ancak görülebilen muhteşem taş oyma desenlerin hiç biri ne desen ne de anlam olarak birbirini tekrarlamıyor, hepsinin ayrı bir mesaj ve anlamı var.

Üçüncü özellikle ise; Dünya İslam tarihinde 1985 yılında Unesco dünya mirası seçilen ilk anıt eser olma özelliğini taşıyor.

 

Dördüncü özelliği; uzun bir astronomi ve ekinoks çalışması sonucu taç kapıların üzerine yılın belli dönemlerinde namaz kılan kadın ve erkek siluetleri düşüyor. Güneş ve yıldızların ışık yayması ve ışığın kaybolması esasına göre düzenlenen bu düzenek dünya çapında bir örnektir.

Beşinci özelliği; taç kapılardaki taş işlemeciliğinin çoğunluğu tahta işlemeciliğinde görülen bir özellik olup bu şekilde taş üzerinde yapılması olağanüstü bir başarıdır.

Altıncı özellik ise; dünya sanat tarihinde Barok ve Gotik mimari ilk kez burada görülür.

Yedinci özellik; binanın girişlerinde uzun ince sütunlardan oluşan deprem ve yer kayması uyarı sistemi bulunur. Ne yazık ki 1939 Erzincan depreminde zarar görmüş olup işlevini kaybetmiştir.

Sahip olduğu özelliklerinin sayısını daha da artırabileceğimiz bu muhteşem anıt eserin iç mimarisi dışına göre daha sadedir. Sanırım bu da içeride namaz kılanların dikkatini dağıtmak istememek olabilir.

Ulu Camide iç ve dış yenileme devam ediyor. 4 taç kapıdan sadece üçü etrafında kurulan demir rampa yol ile gezmek mümkün ve iç alan inşaat noktası olduğu için içeriye giriş izni yok.

Dördüncü taç kapıyı ise görmek mümkün değil ama eğer anlatacak çok şeyiniz var ise bu üç kapıda bile yaklaşık bir saat rahatlıkla zaman geçirebilirsiniz.

Divriği Konakları

Sivas Divriği Ulu Camii'ni gezdikten sonra, diğer kalan vaktinizi yine Mengücekler’den kalma kümbetleri ve ünlü Divriği konaklarını gezmekle geçirebilirsiniz. Her ev ayrı bir müze gibi, tam bir koruma altına alınma olmasa da içlerinde yaşam devam ettiği için ve restore edilip turizme kazandırıldığı için bazı konakların iyi durumda olduğunu söyleyebiliriz.

Ermeni, Rum ve Türk mimarisinin özelliklerini taşıyan tarihi konaklar ahşap olup üç katlı şekilde imar edilmiş ve genellikle alt katlarda cümle kapısı, ayaz, bahçe, ahır, kiler bulunurken üst katlar ise selamlık, harem, örtme, toyhane özel yaşam alanları olarak planlanmıştır.

Bu evlerde genellikle iki mutfak alanı bulunur. Divriği’de ‘Ocaklık’ adı verilen mutfaklar hem ısısını sağlamak açısından Harem bölümünde bulunurken, dış ocaklık adı verilen ikinci mutfakta ise kışlık hazırlıklar yapılır.

Divriği konaklarını diğer tarihi evlerden ayıran en önemli mekân Toyhane’dir. Özellikle kış aylarında tüm günlük yaşamın geçtiği harem bölümünde yer alan ve toplu yemeklerin yendiği; sünnet, kına gecesi ve cenaze törenlerinin yapıldığı genişçe bir salondur. Bu gelenek 20. yüzyıla kadar Divriği evlerinde yaşatılmıştır.

Ayrıca, konaklarda kerpiç ve saman kullanılarak katlar arasında hem ısı hem de ses konusunda özel yalıtım teknikleri kullanılmıştır.

Kendine has modelleri ile kentteki demirciliğin güzel örnekleri olan tokmaklar (şakşaklar), 'çekecek' adı verilen demir halkalar, anahtar ağızlıklar, kilitler ve kapı kolları (kos) ile süslüdür. 

Beypazarı ve Safranbolu evlerinde olduğu gibi kadın ve erkek ziyaretçi gelişleri anlaşılsın diye tiz ve tok ses çıkaran kapı tokmağı şeklinde dizayn edilmiştir.

Sivas Divriği küçük bir ilçe ama Doğu Express turistik treninin içinden geçmesi ve tur gruplarının istasyonda uzun süre kalarak tarihi yerleri gezmesi bölgede belirli bir hareketlenme sağlamış görünüyor. Özellikle çarşı esnafı ve konaklarda yemek servisi veren işletmeler bu durumdan çok memnun.

Bu hareketlenmeden en çok nasibini alan kadın girişimciler olmuş adeta. Çarşıdaki bir sokağı sevgi yolu haline getirerek kendi yaptıkları yöresel yemekleri ve el emeği hediyelik eşyaları gelen turistlere sunuyorlar. Bu bir kalkınma projesi ve bölge kadınları da bu konuda oldukça başarılı.

Çarşının yemek menüsü, etli pilav, hoşaf ve gözleme ağırlıklı olsa da ev yemeği yapan küçük lokantalarda diğer Sivas yemekleri de denemek mümkün.

Vaktiniz kalırsa çarşının karşısındaki ana yoldan geçip tarihi kentin dar sokaklarına dalıp kaybolun derim, çünkü inanılmaz güzel ahşap Osmanlı konakları ile dolu bir zaman ve mekân tüneli içinden yürümek size geçmişin gizemli kapılarını açacaktır,

Eğer tren değil aracınızla geziyorsanız biraz daha yol alıp Sivas Kangal köpeği çiftliğini ve Sivas yolu üzerinde bulunan Balıklı Gölü görmeniz de mümkün.

Gürün tarafından giderseniz mutlaka Malatya’nın sevimli ilçesi Darende’ye uğrayıp turunuzu renklendirin derim. Detaylı bir Darende tanıtımı ayrı bir makale konusudur. Darende’de Tomha Kanyonu, Günpınar Şelalesi, Somuncu Baba Türbesini ve Kayısıcılar çarşısını görmek sizi mutlu edebilir.

Malatya merkez ise Darende’den yaklaşık bir saat uzaklıktadır. Bu bölge gerçekten çok renkli bir rota olup kendinize uzun süre ayırmanızı öneririm.

İyi geziler diliyorum.

 

Popüler Yazılar

SÖZLEŞME

Bu internet sitesine girilmesi veya mobil uygulamanın kullanılması sitenin ya da sitedeki bilgilerin ve diğer verilerin programların vs. kullanılması sebebiyle, sözleşmenin ihlali, haksız fiil, ya da başkaca sebeplere binaen, doğabilecek doğrudan ya da dolaylı hiçbir zararlardan REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını, tarafımdan internet sitesinde E-Bültene üye olmak için veya başkaca bir sebeple verdiğim kişisel verileri, özellikle de isim, adres, telefon numarası, e-posta adresi, banka bilgisi, yaş ve cinsiyetle ilgili benzeri bilgileri kendi rızam ile paylaştığımı, REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun nin bu bilgileri kullanmasına muvafakat ettiğimi, bu bilgilerin 3.gerçek ve/veya tüzel kişilerin eline geçmesi ve bu şekilde olumsuz yönde kullanılması halinde ve/veya bu bilgilerin başkaca kişiler ile paylaşılması halinde REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını gayri kabili rücu, kabul, beyan ve taahhüt ederim.