Eskişehir'de nereler gezilir? Eskişehir'de ne yenir? Müzeleriyle ve parklarıyla adeta bir Avrupa şehri havasında Eskişehir'den yapmadan dönmeyeceğiniz 10 İpucu...
Bakmayın adının Eskişehir olduğuna, sihirli bir dokunuşla yepyeni bir kimliğe bürünen Eskişehir, kültür ve sanat kenti olma yolunda hızla ilerliyor.
Konumu itibariyle asırlar boyunca ticareti elinde tutmayı başaran, antik dönemde "Dorylaion" adıyla anılan, Frigler'in derin izler bıraktığı, medeniyetlere kucak açmış İç Anadolu'nun gözbebeği yerleşimi.
Büyük İskender'den tutun da Roma'ya, Selçuklular'dan Osmanlı'ya asırlarca ev sahipliği yapmış, İstiklal Harbi'nde Türk milletinin kaderinin dönüm noktası olan üç muharebeye gururla iştirak etmiş tarih dolu şehir. Cumhuriyetle birlikte her daim modernleşen, yüzlerce insana iş istihdamı sağlayan, üniversitelerinde binlerce gence eğitim veren, kültürün ve sanatın başkenti olmayı başaran kent.
Müzeler Şehri olma yolunda hızla ilerleyen, içinden Porsuk Çayı'nın geçtiği, Venedik'i kıskandırırcasına gondollarıyla aşka geleceğiniz, sokaktaki heykellerle sohbete dalacağınız, gezmeye doyamayacağınız bir Avrupa şehri sanki.
Şimdi gelin bu yaşayan şehirde biraz nefes alalım, biraz da keşfe çıkalım mı? İşte sizelere 10 ipucu yapmadan dönmeyeceğiniz...
1- Odunpazarı
Bir şehre ilk kez gidiyorsanız öncelikle keşfe başlayacağınız birinci noktanız kentin en tarihi kısmı olmalı. Dünden bugüne Eskişehir'i anlamak, sözlerine kulak vermek ve şehri gerçekten yaşamak için ilk noktanız Odunpazarı olsun.
Odunpazarı; kentin güney kesiminde kurulmuş en eski yerleşimidir. Zaten evleri görür görmez doğru yerde olduğunuzu anlarsınız. Klasik Anadolu Türk mimarisiyle yapılmış evler size hoş geldiniz der ve bırakmak istemez. Çünkü içeride görülecek çok şey vardır.
Odunpazarı'nın içindeki kıvrımlı sokaklarda yürürken, eskiden yaşanan hayatlar bugünkü modern hayata seslenircesine, eskiyle-yeni kol kola girmiş karşılar ziyaretçileri. Kâh karşınıza yenilenmiş bir konak çıkar, kâh bir müze... Sürprizlerle dolu sokaklarda her an başka bir tarihi yapıya merhaba dersiniz. Birden burnunuza gelen haşhaşlı çörek kokuları açlığınızı hatırlatır size ama onu en sona bırakırsınız. Çünkü görülecek o kadar çok yer vardır ki... Önce gözüm sonra gönlüm hoş olsun dercesine...
UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'nde yer alan Odunpazarı'nda bulunan şüphesiz en güzel yapı Kurşunlu Cami ve Külliyesi. 16. yüzyıl yapısı olan külliyenin içinde Dünya'nın ilk ve tek Lületaşı Müzesi yer almaktadır. "Beyaz Altın" diye ün yapan lületaşı Eskişehir'in en büyük zenginliklerinden biridir. Külliyenin içinde Cami, Şadırvan, Mevlevihane, Tabhane, İmaret, Aşevi, Medrese, Sıbyan Mektebi bulunmaktadır.
Bunların dışında Atlıhan El Sanatları Çarşısı'nı mutlaka görün ve dilerseniz alışverişinizi yapın. Odunpazarı içinde bulunan daha birçok müze meraklılarını bekliyor olacak. Zamanınız varsa mutlaka bol bol yürüyüp her köşesini keşfedin Odunpazarı'nın.
2-Balmumu Müzesi (Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müzesi)
2013 yılında Odunpazarı'nda açılan, Türkiye'nin ilk Balmumu Müzesi olmayı başaran, Sayın Yılmaz Büyükerşen'in şehrine ve ülkemize kazandırdığı en nadide müzelerden biri burası. İçeri girer girmez Atatürk'ün ve ailesinin balmumu heykelleri öylesine heyecanlandırıyor ki insanı, birden gerçekmiş gibi size bakan gözlerden yüzünüze hoş bir gülümseme iniyor. Osmanlı padişahları, İstiklal Harbi'ndeki muharebeler canlandırılmış ilk salonda.
Bunların dışında birçok ünlü yerli ve yabancı sanatçı, siyaset adamları, tarihi kişiler yer almakta. Bazı salonlarda fotoğraf çekmek yasak. Ücret karşılığı fotoğraf çektirebiliyorsunuz ki mümkünse çektirin, bir katkı da siz yapın. Çünkü müzeden elde edilen gelir kız çocukları ve engelli çocukların eğitimi için harcanıyor.
3-Çağdaş Cam Sanatları Müzesi
Odunpazarı'nda, hemen Balmumu Müzesi'nin arka tarafında bulunan müze kesinlikle görmeye değer. 2007 yılında ziyarete açılan müzede, camın usta eller tarafından sanatla buluşmasına şahit olacaksınız. Yerli ve yabancı birçok cam sanatçısının eserlerinin bulunduğu müze, Türkiye'nin ilk Cam Sanatları Müzesidir. Günlük hayatımızda cam sıradan, basit bir malzeme gibi gözükse de sanatla çıktığı yolcuğun sonunda ortaya konan son hali sizleri şaşırtacak. Keyifle gezeceğiniz bu müzeyi mutlaka görün.
4-Devrim Arabası
Türkiye'nin ilk yerli üretim otomobili olan Devrim, yapılış hikayesiyle sizleri biraz hüzünlendirse de mutlaka ziyaret edin. Sene 1961 ve Türkiye ilk yerli otomobilini üretmeyi başardı. Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel dönemiydi ve çok az vakitleri olmasına rağmen yaklaşık yirmi mühendisimiz gecesini gündüzüne katarak, 4,5 ay gibi kısa bir sürede otomobilleri üretip 29 Ekim Sabahına yetiştirdi. Sonuç çok acı olsa da bugün elimizde kalan tek Devrim otomobili ülkemizin geçtiği süreci anlamak adına mutlaka görülmesi gereken yer.
5- Sazova Bilim, Sanat ve Kültür Parkı
Eskişehir denilince ilk akla gelen yerlerden biri olmayı başardı şüphesiz Sazova Parkı. 400 bin metrekare alanda kurulmuş kentin en büyük parkı. İçerisinde bütün bir gününüzü rahatça sıkılmadan harcayabileceğiniz park içerisinde neler yok ki…
Parkın en çok beğenilen ve dikkat çeken yeri Masal Şatosu. Çocuklar başta olmak üzere yetişkinleri de gülümseten, masallar diyarına yolculuğa çıkaran şato parkın gözbebeği. Kulelerine dikkatli baktığınız zaman; En sağdan başlayarak; İstanbul Kızkulesi, Sindirella Kulesi, Antalya Yivli Kule, Galata Kulesi, sol tarafta Diyarbakır Çan Kulesi, Topkapı Sarayı Adalet Kulesi, Mardin Ulu Kule, Amasya Burgulu Kule mimarileri uygulanmıştır. İçeride ise masallar diyarına kısa bir yolculuk yapma imkanınız olacak.
Bunların dışında Korsan Gemisi, Hayvanat Bahçesi & Eti Sualtı Dünyası, Sabancı Uzay Evi, Bilim Deney Merkezi, Türk Dünyası Bilim, Kültür ve Sanat Merkezi ve daha neler neler. Ama kesinlikle Esminyatürk'ü es geçmeyin. İstanbul'daki Minyatürk tarzı, birçok eserin minik versiyonu sizleri karşılayacak. Dolu dolu bir gün istiyorsanız Sazova eşsiz bir deneyim olacak.
6-Kentpark
Şehrin ikinci en büyük parkı olan Kentpark içinde, göletlerin huzur veren sakinliği ve yeşilin bin bir tonu gününüzü unutulmaz kılacak. Unutamayacağınız bir diğer nokta ise; denize kıyısı olmayan Eskişehir'in yapay plajı ve kumsalı olacak. Türkiye'nin ilk yapay plajı yapılarak bir ilke imza atıldı.
Kentpark içerisinde büyük gölet dışında, bir şeyler yiyip içebileceğiniz kafeler, çocuklar için oyun alanları, at binme alanı ve hediyelik eşya dükkanları yer alıyor. Sevdiklerinizle uzun bir sohbet eşliğinde parkta yürüyüşe çıkabilirsiniz.
7-Şelale Park
Odunpazarı'nda kurulan park, tüm Eskişehir'i kucaklayabileceğiniz bir konumda yer alıyor. Yapay şelalenin bahar ve yaz aylarındaki görüntüsü, şehri izlerken ayrı bir huzur veriyor insana. Kendinize bir çay ısmarlayın, su sesiyle şehri seyre dalın.
8-Adalar Bölgesi ve Porsuk Çayı
Ne güzeldir içinden nehir akan şehirler. Porsuk Çayı da Eskişehir'i selamlayarak akar gider şehrin ortasından. Porsuk Çayı, ülkemizin üçüncü en uzun nehri olan Sakarya Nehri'nin en uzun koludur.
Halk tarafından Adalar diye adlandırılan bölge ise merkezi nokta ve şehrin kalbinin attığı yerlerden. Porsuk Çayı üzerinde gondollarla gezintiye çıkmış insanların yüzündeki hoşnutluk, size de ilham veriyor ve kendinizi bir gondolun içinde buluveriyorsunuz. Venedik'den ne eksiğimiz var dercesine düşman çatlatıyorsunuz. Bu keyfe mutlaka ortak olun derim.
Ayrıca 2 Eylül Caddesi'nde mutlaka yürüyün. Eskişehir'in İstiklal'i sanki burası. Tramvayların sürekli insan taşıdığı, insanların kalabalık şekilde bulunduğu cadde. 2 Eylül tarihi, Eskişehir'in Yunan işgalinden kurtuluşudur ve caddeye bunun anısına 2 Eylül Caddesi denmiştir. Doktorlar Caddesi, Cengiz Topel Caddesi de mutlaka geziniz sırasında keşfedeceğiniz yerler olsun.
9-Çibörek ve Balaban Köfte Yemeden Dönülür mü Hiç Eskişehir'den?
Eskişehir ile özdeşleşti bu lezzet, nerde yerseniz yiyin ama burada mutlaka yiyin. Çiğbörek mi Çibörek mi? Yıllarca şu yumuşak ğ var mı yok mu diye tartışmalar bile oldu. Kırım Tatar lezzeti Çibörek, ğ harfi olmadan yazılır ve okunur. Karnım çok acıktı boş verin ğ'yi diyenlerdenseniz haydi buyurun enfes çibörekler sizi bekliyor.
Bir de Balaban Köfte tabi. Eskişehir Odunpazarı'nda ya da merkezde Balaban Köfte yapan yerler var. Bu lezzeti de tatmadan dönmeyin.
10-Met Helvası ‘Tatlı Niyetine’
Gezdim, gördüm, yoruldum, doydum şimdi sıra tatlı da... Met Helvası çok meşhurdur. Adı üzerinde Met 'çubuk' demek. Çubuk şeklinde üretilen helvalar gerçekten çok lezzetli. Afiyet olsun.
Eskişehir anlatmakla bitmez, en iyisi yaşayın derim bu şehri. Gece de ayrı atıyor kalbi bu şehrin müzik, dans diyenlere alternatif çok. İyi Geziler şimdiden...