Çanakkale kent merkezinde gezilecek yerler nereleridir? Çanakkale merkezde gezi için nasıl bir rota izlemeliyiz? Ne kadar sürede bu yürüyüşü gerçekleştirebiliriz?
Bu yazımda Kuzey Ege’nin önemli ziyaret noktalarından biri olan Çanakkale’den bahsedeceğim. Ama bu defa Assos, Troya, Gelibolu Yarımadası Tarihi Alanı, Gökçeada, Bozcaada veya Kazdağları değil. Bütün bu değerlere ev sahipliği yapan Çanakkale kent merkezinden, kendi bünyesinde neler var, onları adımlayarak gezeceğiz.
Çanakkale ziyaretlerinin en önemli destinasyonları kent merkezi dışında yer almaktadır. Ben dahil pek çok meslektaşım ve turizmcilere gelen sorulara verdiğimiz cevaplar da bu yöndedir. “Şehir merkezinde görülecek fazla bir şey yok.” Bu cevap aslında sınırlı tutulan ziyaret sürelerinde, genellikle diğer bölgelerin de zamanından çalmadan daha verimli ziyaretler yapılması içindir.
Çanakkale’ye yapacağınız ziyaretlerde yeterli zamanınız olduğunu söylediğiniz zaman ya da merkezi de görmek istediğinizi söylediğinizde bu tarihi kent içerisinde sadece adımlayarak bir günü tamamıyla dolduracak bir yolculuk başlar. Çanakkale’nin eşsiz konumundan dolayı hem manzaraya, hem kültüre, hem de tarihe bir yolculuk…
Çanakkale Hastane Bayırı Şehitliği İle Başlıyoruz
Tavsiyem öncelikle Çanakkale’nin yüksek mahallelerinden biri olan Esenler’den başlamak yani burada zaten daha önceden şehitlik ziyareti yapmış olan ziyaretçilerin hafızalarını tazeleyebilecekleri bir noktadan başlamak. Çanakkale Hastane Bayırı Şehitliği…
Çanakkale Muharebelerinin devam ettiği dönemlerde, muharebe alanında yaralanıp getirildikleri Hastane Bayırı’ndaki hastanede ve son dönemde gerçekleşen operasyonlarda şehit düşen Mehmetçiklerimizin defnedildiği bir şehitlik olup ilk 1956 yılında yapılan düzenlemelerin ardından 2019 yılı itibariyle son haline getirilmiştir.
Rotary Park, Bir Zamanların Eski Musevi Mezarlığı
Hastane Bayırı Şehitliği sonrası yapacağınız bir yürüyüşle Salı Pazarı mevkisinde yer alan Eski Musevi Mezarlığı’nı görebilirsiniz. Tabii burada birkaç mezar taşından başka bir parça kalmış değil. Bir zamanlar büyük bir nüfusa sahip olan bu topluluk gelişen olaylar sonrası taşıyabildikleri mezarlarını da alıp götürmüşlerdir.
Şu an merkez şehir mezarlığının bir bölümünde hala Musevi Mezarlığı bulunmakta. Ama bu tarz bir mezarlık görmek isterseniz tavsiyem Gelibolu ilçe merkezinde ve Kültür Varlıkları Koruma Kurulu’nun korumasında olan Büyük Musevi Mezarlığıdır. Mezarlardaki tarihlere bakınca önemini anlamak çok zor da değil.
Askeri Hastane
Devamında yapacağımız kısa bir yürüyüş ile tarihi bir yapının yanına gelirsiniz: Eski Askeri Hastane…
Tarihi 1890’lı yıllara kadar giden bu hastane özellikle I. Dünya Savaşı sırasında “Ağır Yaralılar Hastanesi” olmuş ve buna rağmen bombalanmış bir hastanedir. Mondros Mütarekesi sonrası kapanan hastane sonraki dönemlerde önemini kaybetmiştir. Yapılması planlanan düzenlemelerle ayağa kaldırılması herkes tarafından beklenmektedir.
Reşat Nuri Güntekin Evi
Bu tarihi yapıyı dışarıdan gördükten sonra rotamız Reşat Nuri Güntekin Evi…
Her ne kadar Büyükada, Tekirdağ, İzmir Karabağlar’da Reşat Nuri Güntekin Evi bulunsa da bu evin diğerlerinden tek farkı tamamına yakınının harap durumda olması. Restorasyon çalışmalarının hukuki anlaşmazlıklar neticesinde yapılamaması bu binayı oldukça yormuş durumda. Hüzünle evi geride bırakıp yolumuza devam ediyoruz.
Eski Vali Konağı olarak bilinen yapıyı görüyoruz. Kız Yetiştirme Yurdu olarak da kullanılan bu yapı aynı zamanda Cumhuriyet’in ilk yıllarında eğitim faaliyetleri için de kullanılmıştır.
18 Mart İlkokulu
Devamında tarihi bir bina daha ve Çanakkale’nin simge okullarından 18 Mart İlkokulu…
Osmanlı Devleti’nde Donanma Komutanlığı yapmış ve 1923 yılında vefat eden Hasan Rahmi Paşa tarafından 20. yy başlarında inşa edilmiştir. Çeşitli kullanımların ardında 1950’li yıllarda okul olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Seramik Müzesi ya da Eski İsmiyle Asker Hamamı
Kısa bir yürüyüşle günümüzde Seramik Müzesi olarak kullanılan ve yine 1904 yılında Hasan Rahmi Paşa tarafından inşa ettirilen 2 katlı, soğukluk, ılıklık ve üst katta bulunan sıcaklık bölümüyle halk arasında Asker Hamamı olarak bilinen hamamdır.
Kordon ve Piri Reis
Ardından çok kısa bir yürüyüşle kordona çıkıyoruz. Sağımızda boğaz ve karşı kıyıda Gelibolu Yarımadası, solumuzda kafe ve restaurantlarla yapacağımız yürüyüşte kordon zemininde mozaiklerle resmedilmiş Piri Reis’in 1513 tarihli Dünya Haritası çizimi ve heykelini görüyoruz.
Çanakkale Savaşları Araştırma Merkezi
İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile komşu sayılabilecek bu yapı Whittall Malikanesi olarak bilinir. Çanakkale Limanı ile ilgili işlemleri yürüten Lloyd firmasının temsilcisi olan Godfrey Whittall, aynı zamanda İzmir doğumlu olup futbola olan merakıyla da bilinmektedir.
Frank Calvert - İl Kültür Turizm Müdürlüğü Binası
Hemen karşısında ise şu an İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü olarak kullanılan ve Calvert Ailesine ait olan bu yapı Madam Katy’nin ölümünün ardından belediyeye devredilmiştir. Yapının yaklaşık olarak 1884 yılında yapıldığı düşünülmekte olup Boğaz Topçu Komutanı Necip Paşa tarafından yaptırılmıştır. Madam Hettie Evi, Necip Paşa Köşkü, Eski İngiliz Konağı olarak da bilinir.
Troya Atı – Morabbin Parkı
Kordon yürüyüşlerimizin olmazsa olmazı ve 2004 yılından beri kordonu süsleyen ünlü Troya filminde kullanılan Troya Atı çıkar karşımıza. Morabbin Parkı olarak bilinen bu yerde bir zamanlar Troya’yı kazan ünlü Frank Calvert’in yaşadığı yalının olduğunu hayal etmek gerek. Çünkü hemen valilik binası yanına Çanakkale’nin akciğeri sayılabilecek Halk Bahçesi de aslında Frank Calvert’in bahçesinin bir kısmı.
Şu an İngiliz Mezarlığı olan bölümü bu bahçenin sonu olarak düşünürsek arazinin büyüklüğü ortaya çıkar. Kendisi, aile bireyleri ve Francis Bacon gibi Assos kazılarından tanıdığımız isimlerin de defnedildiği yerdir bu mezarlık. Hemen Halk Bahçesi yanında yer alan benzinlik sırasındaki evler de bu yalının müştemilat yapılarının olduğu yerlerdir.
Emilie Vitalis Evi – Vitalis Cafe – Saat Kulesi
Sol tarafınıza aldığınız kafe ve restaurantlarda soluklanabilirsiniz. Çünkü neredeyse yarısını bitirdik. Feribot iskelesini geçer geçmez herkesin dikkatini çeken bir yapı vardır. Emilie Vitalis Evi. Şu an kafe ve aynı zamanda üniversiteye ait olan bu yapı hem tüccar ve ticari ateşe olan Emilie Vitalis’in konutu ve iş yeridir.19. yy sonlarında yapılmıştır. Hemen arkasında yine Emilie Vitalis’in katkılarıyla 1897 yılında kesme taştan yapılmış saat kulesi bulunmaktadır. 20 metre yüksekliğindedir.
Yalı Hanı
Saat Kulesi’nin sol tarafındaki caddeden devam edince tarihi yapıların bol olduğu bir bölümde Yalı Hanı bizi karşılar. 1887 yılında inşa edilen bu han günümüzde bahçesinin ferah ortamı, çeşitli kafe ve sanat atölyeleri ile beraber herkesin uğrak yeridir.
Yalı Camii
Hemen yanında ise orijinal kitabesi olmadığından yapım tarihi net olarak bilinmeyen ve geçirdiği yangınlar sonrası en son 1853 yılında tekrar Miralay Halil Bey tarafından inşa ettiriliyor. Aslında adı Tahvil Ahmet Ağa Camii ama caddenin isminden dolayı Yalı Camii olarak adlandırılıyor. Haziresinde 20’ye yakın mezar bulunmaktadır.
Kent Müzesi
Yalı Camii’nin karşı köşesinde Kent Müzesi yer alır. Bir zamanlar otel olarak kullanılan yapının 1800’lü yıllarda inşa edildiği ve ilk sahibinin de Istefeni Sayano olduğu bilinir. Konferanslar, sohbetler ve süreli sergilerin yapıldığı bir kültür merkezi niteliğindedir.
Deniz Müzesi (Çimenlik Kalesi) – Çay Bahçeleri
Camiden tekrar kordona dönüş yapabilir ve Çanakkale’nin buluşma, nefes alma noktalarından Donanma Çay Bahçesi veya Şakir’in Yeri’nde soluklanıp bir çay içebilirsiniz. Devamında Deniz Müzesi ya da Çimenlik Kalesi ziyareti ile 1461-1462 yılında inşa edilmiş kalenin muazzam manzarası eşliğinde bahçesindeki sergi alanı, Nusret Mayın Gemisi’nin güvertesinde Çanakkale Muharebelerinin denizdeki sürecini sinevizyonda yaşayabilir; iç kalenin sergi salonunu gezebilirsiniz. Pazartesi günleri kapalı olan müzenin giriş ücreti ise 13.50 TL
Camii Kebir - Fatih Camii
Devamında tekrar çarşı caddesine dönerek yaklaşık 200 metrelik bir yürüyüşle bankaların olduğu bölüme gelince bu alışverişin bol olduğu caddeyi bırakarak sağa dönüyoruz. Hemen sağınızda Camii Kebir olarak da bilinen ve 1462’de Fatih Sultan Mehmet tarafından inşa ettirilen Fatih Camisi’ni görebilirsiniz.
Ece Ayhan Evi
Bu bölge dolu doludur. Tarihi iki binanın restorasyonu ile oluşturulan toplantı ve söyleşilerin yapıldığı Ece Ayhan Evi görülmeye değerdir. Şiirleriyle tanınan Ece Ayhan, Eceabat’ta ve Çanakkale İstiklal İlkokulu’nda eğitim görmüş; kaymakamlık ve belediye başkanlığı yapmıştır. 2001’de tekrar Çanakkale’ye gelmiş fakat daha sonra İzmir’e huzurevine yerleşmiştir. 2002 yılında vefat eder ve Eceabat Yalova Köyüne defnedilir.
Bir Ermeni Kilisesi: Surp Kevork
Bu binanın karşısına İran’dan Çanakkale’ye Ermeni ailelerin gelmesinin ardından 1669 yılında Surp Kevork Kilisesi inşa edilir. Zamanla yıkılan kilise 1873 yılında Sultan Abdülaziz’in emriyle tekrar inşa edilir. 1930’larda Ermenilerin göç etmesinden sonra Arkeoloji Müzesi, daha sonra ise Namık Kemal Tiyatrosu olarak kullanılmıştır. Şu an 18 Mart Üniversitesi’ne devredilen yapıda zaman zaman semazen gösterileri yapılmaktadır.
Manfred Osman Korfmann Kütüphanesi
Kilisenin hemen yanında bordo renkte bir bina göze çarpar. Bir zamanlar Tekel tütün binası olan bu yapı günümüzde Manfred Osman Korfmann Kütüphanesi olarak hizmet verir. İsmini 17 yıl boyunca kazı başkanlığı yaptığı Troya’dan hatırladığımız Manfred Osman Korfmann’ın 2005 yılında vefatı sonrası Çanakkale’ye bıraktığı kitaplarından oluşan bir kütüphanedir. Gelen bağışlarla beraber kitap sayısı 20 bini bulmuştur.
Tıflı Camii
Kütüphanenin hemen karşısında Tıflı Camii bulunmaktadır. Osmanlıca “Tıfl” çocuk anlamına gelir. Ancak halk arasında Tıflı olarak söylendiğinden bu isimle anılmaktadır. Yanında bulunan Sıbyan Mektebi’nin camisi olduğu bilinir. Cami, 1891 yılında Sultan Abdülhamid döneminde inşa edilirken tamamen yok olan Sıbyan Mektebi’nin kitabesi caminin batı girişinde yer alır. Kitabeden mektebin Sultan Abdülaziz döneminde Kayserili Ahmet Paşa tarafından 1875’te yaptırıldığı görülmektedir.
Çanakkale İçinde Aynalı Çarşı
Cami bahçesinden geçtiğinizde Çarşı Caddesine tekrar çıkarsınız ve karşınıza Halyo Çarşısı çıkar yani herkesin bildiği ismiyle Aynalı Çarşı. 1890 yılında Eliyau Hallio tarafından yaptırılmıştır. Savaş döneminde yıkılmış, işgal döneminde İngilizler tarafından ahır olarak kullanılmıştır. Günümüzdeki haline 1967’de yapılan düzenlemelerle getirilmiştir. Dip not olarak belirtmekte fayda var. Çanakkale Savaşı’nı anlatan bu türkü Çanakkale türküsü değil, Kastamonu türküsüdür.
Peynir Tatlıcıları
Şu an alışveriş için oldukça ideal bir noktadayız. Çarşı Caddesi bitiminde İnönü Caddesi’ne gelince yolun karşısına geçip sağa dönünce Çanakkale’nin meşhur “Peynir Tatlısını” tadabileceğiniz dükkanları görmeye başlarsınız. Kadir Usta herkesin bildiği, en meşhur olanıdır. Tuzsuz peynir, irmik, şeker, un ile yapılan tatlı üzerinde vanilyalı dondurmayla servis edildiğinde eşsiz bir lezzete dönüşür.
Çanakkale’de Günümüze Kalan Tek Sinagog: Mekor Hayim Sinagogu
Tatlıcıları geçip sola döndüğünüzde bölgede bulunan Musevi mahallesini görürsünüz. Binalar eski ama boştur. Biraz daha yürüyünce karşımıza kentin tek sinagogu olan Mekor Hayim Sinagogu çıkar. Önceden Çanakkale’de 3 sinagog olduğu bilinmektedir: Yashan, Hadache ve Halio. İşte bu sinagoglarda sadece Yashan yani Mekor Hayim ayakta kalmıştır. II. Dünya Savaşı’nda askeri gereksinimler için kullanılmış ve 1964’te restore edilerek açılmıştır.
1890’larda 3 bini bulan Yahudi nüfusundan günümüzde parmakla gösterilecek kadar az kalmıştır. Bunlardan biri de havraya yürürken sağınızda kalan fırını işleten Sebetay Kohen’dir. Eski ve yeni olarak bilinen iki mezarlık bulunur. Biri Rotary Park olarak bilinen eski mezarlık ki çoğu mezar taşınmış, çok az kalmıştır. Yeni mezarlık ise şehir kabristanlığının bir bölümündedir.
Öğretmenevi
Havra’dan tekrar İnönü Caddesi’ne çıkıyor ve oradan Cumhuriyet Meydanına doğru yürüyoruz. Meydanın hemen karşısında 1892 yılında inşa ettirilen Öğretmenevi bulunur. Savaş döneminde zarar görmüş, işgal döneminde ise İngilizlerin karargahı olarak kullanılmıştır. 1970 yılına kadar Öğretmen Okulu olarak kullanılan yapı, şu an konuk evi olarak hizmet vermektedir.
Öğretmenevini de gördükten sonra karşınızda tekrar feribot iskelesi kalır. Artık biraz uzun ama oldukça keyifli olan bu yürüyüşü de bitirme vakti gelmiştir.
Gözümüzden kaçan, adını, tarihini hatırlayamadığımız onca yapının önünden geçtik gittik. Gözünüze adını andığımız bu yapılar çarpacak belki de. Ama tarihte adı bu kadar anılmış bir kentin merkezindeki yapılarının değersiz olduğunu ya da önemli olmadığını düşünmek zaten yanlış olurdu.
Kentin çevresini, Assos’u, şehitlikleri, Troya ve müzesini ziyaret ederken bu tarihi kentin içini de görmek için zaman ayırmaya ne dersiniz? Buna zaman ayırıp değer mi, değmez mi, karar vermek bu yazıyı okuduktan sonra size kalmış…
NOT: Yaklaşık 4.5 km uzunlığunda olan bu rotayı durmadan yaklaşık 1 saatte yürüyebilirsiniz.
İyi gezmeler…
Seyahatleriniz RehberName Tadında Olsun…