Karain Mağarası Tarihçesi | Özellikleri

Karain Mağarası

Karain Mağarası neden önemlidir? Karain Mağarası'nın özellikleri nelerdir? Hangi çağlarda mağarada yaşam başlamıştır? Karain Mağarası'nın buluntuları nelerdir?

Anadolu toprakları günümüzde birbirinden eşsiz yüzlerce hatta binlerce güzelliklerle dolu bir bölge. Bulunduğu konum itibariyle de binlerce yıldır birçok uygarlığın gelip geçtiği, kaldığı, egemenlik kurduğu ve geliştirdiği bu coğrafya binlerle değil 100 binlerle ifade edilen bir tarihe geçmişe sahip.

Karain Mağarası da yaklaşık 500 bin yıldır insanoğlunun yaşadığı ve barındığı bir yerleşim yeri olmasıyla Dünya insanlık tarihinin önemli yerlerinden birisidir.  500 bin dediğimizde önce bir düşünmek lazım aslında. 10 sene öncesi dediğimizde bile “Ooo ne kadar çok olmuş.” denir sohbetlerde.

Söylemesi kolay ama tam 500 bin yıl öncesinde Torosların eteklerinde ve muhakkak bambaşka bir doğa, flora ve fauna içerisinde yaşam mücadelesi veren insanoğlu.

Paleolitik Çağ’ın Anadolu’daki Dünya’daki önemli yerleşimlerinden olan ve Neandertal olarak adlandırılan insanların yaşadığı Karain Mağarası, Antalya’nın bir başka yüzüdür. Hep deniziyle, antik kentleriyle, doğal güzellikleriyle andığımız şehrin binlerce yıl öncesinde atılan temelleri belki de.

Karain Mağarası’ndan daha ayrıntılı bahsetmeden önce şunu belirtmek gerekir. Karain, bir Ballıca, Karaca ya da Dim Mağarası gibi doğal güzellikleri ya da ilginç doğal oluşumları ile değil; içerisinde barındırdığı 500 bin yıllık tarihiyle ve Paleolitik Çağ’ın her evresinden günümüze kalan çizimler, aletler, insan ve hayvan kemikleriyle bize anlattıklarından dolayı önemlidir.

Zaten diğer mağaralarda olduğu gibi öyle çok farklı, ilginç şekiller göremeyeceksiniz. Ama 500 bin yıl önce burada yaşayan bir insanı hissedeceksiniz mağaranın duvarlarına dokunduğunuzda.

Bu özellikleri ile 1994 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne dahil edilmiştir. Son yıllarda yapılan çalışmalarla ise asil listeye girmesi amaçlanmaktadır.

Mağaralar önemlidir çünkü insanın varoluşundan günümüze en önemli ihtiyaçlarından birisi olan barınmayı karşılar. Beslenme, barınma ve devamında güvende olma ihtiyaçların insanın hayatını şekillendiren temel unsurlar denebilir.

Binlerce yıl öncesinde insanların günümüzdeki gibi yapılar yapma şansı yok. Ellerindeki en teknolojik aletler, taşlardan ya da kemikten yaptıkları kesici delici aletler. Bu yüzden barınma ihtiyacını karşılayabilecek en basit oluşumlar da mağaralar olarak karşımıza çıkıyor.

Tabii burada mağaranın bulunduğu konum da önemli. Nasıl ev alırken güneş alsın istiyorsak o zaman da insanlar buna dikkat ettiler. Nasıl biz ev alırken ulaşıma, işimize, markete, okula vs. yakın olsun istiyorsak o zaman da su kaynaklarına, toplamak için yiyecek, avlamak için hayvanların bol olmasına dikkat ettiler.

Bunlara bakınca aslında günümüzde de mantığın aynı olduğunu görüyoruz. İnsan tarihi boyunca beslenme, barınma ve güvenlik her zaman en temel ihtiyaçlar olmuştur. Günümüzde de öyle değil mi?

Karain Mağarası Nerede, Nasıl Gidilir?

Karain Mağarası, Antalya merkeze yaklaşık 30 km uzaklıkta bulunuyor. Döşemealtı sınırları içerisinde kalan mağara, Yağca Köyü yakınlarında. Burdur Yolu üzerinden ya da Korkuteli Yolu üzerinden ulaşabilirsiniz. Yolu gayet düzgün, köye yaklaştıkça biraz bozulsa da rahatsız edecek bir yol değil.

Giderken hangi yoldan gideceğiniz size kalmış ama dönüşünüz mutlaka Korkuteli Yolu istikametinden olsun. Dönüşte Güllük Milli Parkı, Termessos Antik Kenti ve ardından Güver Uçurumu mutlaka görmeniz gereken yerler.

Gayet düzgün bir yoldan Karain Mağarası’na geldiğinizde gayet düzenli bir girişi var. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olan müzede dönüşte oldukça fazla ihtiyacınızın olacağı küçük bir kafe de bulunuyor. Karain Mağarası’nda çıkan eserlerin sergileneceği bir müze de var şu an açık değil. Karain Mağarası buluntularının bir kısmını Antalya Müzesi’nde görebilirsiniz.

Müzekart prosedürünün geçerli olduğu Karain Mağarası için en meşakatli kısım aslında şimdi başlıyor. Mağara için oldukça yorucu bir yolculuk sizleri bekliyor. Umarız kondisyonunuz sağlamdır. Deniz seviyesinden yaklaşık 450 metre yüksekte bulunan Mağara için 400’den fazla merdiven çıkmanız gerekiyor. Merdivenleri çıkarken arada soluklanmanız için banklarda var. Aman boşver dönelim diye aklınızda geçebilir. Pes etmek yok yukarı devam...

Karain Mağarası Nasıl Bulundu?

Karain Mağarası, Prof. Dr. İsmail Kılıç Kökten tarafından 1946 yılında bulunmuştur. Bulunduktan sonra ülkemizde ilk defa sistematik ve modern kazının yapıldığı mağara da Karain Mağarası olur.

Ülkemizde hep arkeolojik çalışmalardan bahsedilir. Fakat bunlar ya antik kentlerle ya dahöyüklerle özdeşleşmiş durumda. Mağara olarak bakıldığında Karain bir ilk denebilir.

1974 yılına kadar kazılara ve çalışmalara devam eden Prof. Dr. İsmail Kılıç Kökten’den sonra 1985 yılında Prof. Dr. Işın Yalçınkaya başkanlığında kazılar devam etti. Karain Mağarası kazıları ise 2015 yılından beri Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü Prehistorya Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Harun Taşkıran tarafından yürütülmektedir. Günümüzde üstteki fotoğraftan da görebileceğiniz gibi çalışmalar devam ediyor.

Karain Mağarası Özellikleri

Katran Dağı’nın eteklerinde bulunan Karain Mağarası, bölgedeki karstik yapının zamanla aşınması ve oyulmasıyla oluşmuştur. Mağaranın içerisinde dehlizler, dikitler, sarkıtlar ve sütunlar bulunuyor. 8 gözden ya da bölümden oluşumaktadır.

Karain Mağarası özellikle Paleolitik Çağ ya da daha bilinen ismiyle Taş Devri olarak adlandırılan dönemden itibaren bir yaşam mahali olmasından dolayı Anadolu’nun bu anlamda en önemli yerlerinden birisidir. Özellikle mağaranın girişi günlük yaşam için daha çok kullanıldığından yakılan ateşlerden çıkan isten dolayı kararan yerleri de çok net görebilirsiniz.

Karain Mağarası’nda yapılan çalışmalara göre Paleolitik Çağ’dan başlayan kalıntılar, Roma dönemine kadar devam etmektedir. Yani Paleolitik, Neolitik, Kalkolitik Çağlarda da yaşamın devam ettiği bir yerleşke olmaya devam etmiştir. Neredeyse kesintisiz yüzbinlerce yıl boyunca bir yaşam mahalli olan mağara, Roma yıllarında daha çok bir mabet ya da adak mekanı olarak kullanılmıştır. Mağarada bulunan adak stelleri de bunun göstergesi sayılabilir.

Özellikle Paleolitik Çağ yerleşimi olması ve o dönemden bizlere birçok bilgi sağlaması sebebiyle önemli olan Karain Mağarası, ülkemizde Neandertal insanlara ait kalıntıların, kemiklerin bulunduğu tek yerdir. Mağaradaki en ilginç ve önemli buluntu ise M.Ö. 39 bin yılına ait olan Neandertal insana ait olan kafatası parçalarıdırAyrıca mağaranın duvarlarında bulunan av sahneleri de binlerce yıl öncesinin hayatına ışık tutan bir diğer önemli ipucudur. 

500 bin yıl öncesinden M.Ö. 10 binlere kadar Paleolitik dönemin izlerini taşıyan mağarada, dönemin canlıları hakkında birçok bilgiyi bizlere sunuyor. Yapılan çalışmalarda günümüzde artık Anadolu topraklarında soyu tükenmiş olan fil, aslan, panter, su aygırı, gergedan, sırtlan gibi birçok hayvanın yanı sıra domuz, at, keçi, geyik gibi hayvanların fosilleşmiş kemikleri bulunmuştur.

Ayrıca yapılan son çalışmalar 160 bin ile 60 bin yılları arasında mağaranın önünde bulunan ovanın bir göl olduğu tespit edilmiştir. Bu gölün de hem mağarayı hem de çevresini verimli bir yaşam mahalli yaptığı rahatlıkla söylenebilir.

En baştada değindiğimiz gibi mağara görsel olarak size bir şölen sunmayacak ama binlerce yıl öncesine giden geçmişi ve bizlere bu topraklarda o dönemlerde var olan canlılarla alakalı verdiği bilgilerle açısında eşsiz bir yerdir Karain.

Paleolitik Çağ Nedir?

Karain Mağarası’nda hayat birçok çağda devam etmesine rağmen en çok vurgulanan hep Paleolitik Çağ olur. Peki nedir bu Paleolitik Çağ, hangi yılları kapsar ve özellikleri nelerdir?

Paleolitik Dönem ya da Eski Taş Devri olarak adlandırılan bu dönem insanoğlunun en eski çağıdır. Dolayısıyla şartlarıyla ve imkanlarıyla insanın belki de doğa ile en büyük mücadeleye girdiği dönemdir. Belki de buna mücadele dememek lazım, doğayla en uyumlu olduğu dönem de diyebiliriz.

Paleolitik Çağ kendi içerisinde 3’e ayrılır. Alt Paleolitik 1.880.000 ile 100.000 yılları arası, Orta Paleolitik 100.000 bin ile 40.000 arası ve Üst Paleolitik Dönem ise 40.000 ile 10.000 yılları arası dönemdir. Tabii bu yıllar bütün dünya için kesin sınırlar değil, her bölgenin gelişimi çağ atlaması farklı tarihlerde yaşanabilir. Genel hatlarıyla şekillendrimek amacıyla buluntulara göre belirlenen tarihlerdir.

Paleolitik Çağ içerisinde birçok buzul dönemini de barındırır. Bunlardan sonuncusu ise yaklaşık M.Ö. 8 bin yıllarında sona ermiş olan Würm Buzul dönemidir.

Bu çağda insanların yaşam mahalleri mağaralardır. Avcılık ve toplayıcılık ise en önemli geçim kaynaklarıdır. İlk dönemlerde kuvarz, çakmak taşından yaptıkları aletler en önemli silahları iken son dönemlere doğru tahta, obsidyen ve kemikten yapılan delici-kesici aletler ön plana çıkmaya başlamıştır.

Anadolu’da Paleolitik Çağ’a ait olan yerler arasında en bilineni ise Karain Mağarası’dır. Karain Mağarası dışında yine Antalya’da Öküzini, Beldibi, Camızlı; İstanbul’da Yarımburgaz, Samsun’da Tepeköy en bilinenlerdir.

Popüler Yazılar

SÖZLEŞME

Bu internet sitesine girilmesi veya mobil uygulamanın kullanılması sitenin ya da sitedeki bilgilerin ve diğer verilerin programların vs. kullanılması sebebiyle, sözleşmenin ihlali, haksız fiil, ya da başkaca sebeplere binaen, doğabilecek doğrudan ya da dolaylı hiçbir zararlardan REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını, tarafımdan internet sitesinde E-Bültene üye olmak için veya başkaca bir sebeple verdiğim kişisel verileri, özellikle de isim, adres, telefon numarası, e-posta adresi, banka bilgisi, yaş ve cinsiyetle ilgili benzeri bilgileri kendi rızam ile paylaştığımı, REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun nin bu bilgileri kullanmasına muvafakat ettiğimi, bu bilgilerin 3.gerçek ve/veya tüzel kişilerin eline geçmesi ve bu şekilde olumsuz yönde kullanılması halinde ve/veya bu bilgilerin başkaca kişiler ile paylaşılması halinde REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını gayri kabili rücu, kabul, beyan ve taahhüt ederim.