Troya Müzesi açıldı. Anadolu'nun önemli hikayelerinden birisine ev sahipliği yapan Troya Antik Kenti'nin eserlerini artık Troya Müzesi'nde görebilirsiniz.
Troya binlerce yıllık bir medeniyet, ihtişamlı bir zenginlik, refah ve bunların getirdiği kan ve gözyaşı.
Hepimizin bir at hilesi ile tanıdığı fakat tarihte derin izler bırakmış bir medeniyet Troya. Düş ile gerçeğin kesiştiği bir şehir aynı zamanda. Antik şehre girdiğiniz de şehrin surlarını, girişlerini, tapınağını, kutsal alanını, odeon vb. birçok önemli kalıntısını görebilirsiniz.
Ancak Troya’nın yıllardır bu insanlar hangi malzemeleri kullandılar, nasıl yaşadılar, nasıl süslendiler sorularına görsel olarak cevap verebilecek bir müzesi yok idi. Aslında Çanakkale Arkeoloji Müzesi vardı ama bunun yeterli olduğunu söylemek biraz zor. Binlerce eser ya depolarda bekliyordu ya da başka şehirlerdeki müzelerde sergileniyordu. Uzun bir bekleyişten sonra beklenen an geldi ve Troya artık müzesine kavuştu.
1998'de UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alınan Troya Ören Yerine hak ettiği müzeyi kazandırma çalışmaları 2013 yılında başladı.
Ulusal Mimari Tasarım Yarışması’nda jüri tarafından 150'den fazla proje arasından seçilen müze, 5 yıl kesintilerle devam eden bu süreç sonunda 11.200 metrekare kapalı alan ve 3.000 metrekare sergi salonuyla 2018 yılında Troya Yılında ziyarete açıldı. Böylece yurt dışında 7 farklı müzede bulunan Troya’ya ait eserleri daha güçlü bir şekilde isteyebileceğiz.
Müzede Troya ağırlıklı olmakla beraber, içerisinde bulunduğu Troas (Biga Yarımadası) bölgesi ve çevresinde yer alan Assos, Parion, Alexandria Troas, Apollon Smintheion, Tenedos, İmbros, Lampsakos yerleşimlerinden de kalıntıları, eserleri görebilirsiniz.
Zemin katta Troas bölgesiyle giriş yaptıktan sonra diğer 3 katta kente ait eserleri görebilirsiniz. 2000den fazla eserin bulunduğu müzede her bir parça görmeğe değer tabi ama özellikle Troya’ daki en eski yazılı belge olan “Luvi Mührü”, Polyksena Lahti en dikkat çekici eserlerden sadece ikisi.
Artık eserleri yapıldığı, kullanıldığı aslında ait olması gerektiği yerde Anadolu topraklarında görebiliriz.