Argonotlar kimlerdir? Neden Altın Post için sefer yapıldı? Hangi mitolojik kahramanlar bu sefere katıldı? Altın Post yolculuğunda neler yaşandı ve sonu nasıl bitti?
Yunan mitolojisi denince akla birbirinden farklı, çeşitli konuların işlendiği birçok efsane akla gelir. Fakat bunların arasında birisi var ki belki bu mitlerin arasında en önde gelenlerinden birisidir. Bu da Argonotlardır ya da efsanenin daha bilinen ismiyle söyleyecek olursak Argonotların Altın Post Seferi…
Jason, Herakles, Orpheus, Laertes, Argos, Admetos, Medea gibi birbirinden ünlü birçok karakterin adının geçtiği efsanevi seferdir. Yunan anakarasından Doğu Karadeniz kıyılarına Altın Postu elde etmek amacıyla gerçekleştirilen bu sefer sırasında kahramanların başından birçok olay geçmektedir. Macera dolu bu yolculuk öncesinde ve sırasında gerçekleşen olaylar Hellespontos (Çanakkale Boğazı), Symplegad (İstanbul Boğazı) gibi yerlerin oluşmasının ve adlandırılmasının da kaynağı olmuştur.
Her ne kadar Altın Post’u ele geçirmek için yapılan bir sefer olarak bahsedilse de her efsanede olduğu gibi bunun da arka planında faklı bir durum olduğu düşünülüyor. Bu da Kafkas coğrafyasında bulunan zenginliklere yani altın rezervlerine ulaşabilmek… Eski çağlarda bu yörede insanların post kullanarak akarsulardan altın çıkardığından bahsedilir. Bu olayın da Altın Post Seferi olarak adlandırılmasının en önemli kaynağı olsa gerek.
Argonotların Seferi tam olarak ne zaman tarihlenir bilmek zor. Ancak kahramanlara baktığımızda şunu söyleyebiliriz. Bu sefer Troya Savaşı (M.Ö 1200’ler) öncesi kuşaklara aittir.
Argonotların Seferi’ni konu alan en önemli eser M.Ö. 3. yüzyılda yaşamış olan Apollonius’un Argonautica adlı eseridir. Daha sonra Euripides, Homeros, Heredot, Seneca gibi yazarlarda bu hikayeye değinmiştir.
Özet olarak Argonotların Seferi, Jason’un amcasından tahtı alabilmesi için onun önderliğindeki kahramanların Kolkhis’te bulunan Altın Postu ele geçirmek amacıyla yaptığı yolculuktur. Argo ismindeki gemiyle yapılan macera dolu olan bu yolculuğa değinmeden önce Altın Post nedir ve nasıl Kolkhis’e gitmiştir bunlara değinmek gerekiyor.
Altın Post Nedir? Neden Kolkhis’te bulunuyor?
Yunanistan’da Boitoia kralı olan Athamas, Tanrıça Nephele ile evlidir. Bu evlilikten de Phriksos ve Helle isminde iki çocukları olur. Ancak bir süre sonra Kral Athamas gönlünü Kadmos Kralının kızı Ino’ya kaptırınca Nephele’de çocukları bırakıp sarayı terk eder. Athamas ile Ino’nun ise Learkhos ve Melikertes isminde çocukları olur. Ino kendi çocuklarının tahta geçmesini istediği için diğerlerini ortadan kaldırmayı planlamaya başlar.
Ino çiftçilere kurutulmuş, bozuk tohumlar dağıtır. Bir süre sonra bunlar da ekin vermeyince insanlar kıtlık çekmeye başlar. Athamas ve Ino bu kıtlığın sebebini öğrenmek için Delphi tapınağına bir elçi gönderir. Ancak elçi daha önceden kimilerinde göre de tapınaktaki kahin Ino tarafından kandırılmıştır. Bu sebeple krala kıtlığın sebebinin Nephele’nin çocukları olduğunu söylerler. Kral istemeyerek de olsa onları kurban etmeye karar verir, ancak bu sırada Zeus’un göndermiş olduğu altın postlu, kanatlı bir koç gelir ve Phriksos ve Helle’yi sırtına alır ve oradan uzaklaşır.
Altın postlu koç sırtında iki çocukla uçarken fırtınanın etkisiyle Helle aşağıya düşer ve ölür. İşte Helle’nin düştüğü yer Helle’nin Denizi yani Hellespontos olarak adlandırılır.
Phriksos ise koçun sırtında Kolkhis’e gier. Kral Aietes kendisini karşılar. Kral kızı Khalkiope ile Phriksos’u evlendirir. Phriksos altın postlu koçu Zeus’a kurban eder. Altın postu da Kolkhis Kralı Aietes’e verir. O da postu Ares’e adayacaktır. Bunun için altın postu ormanda bir meşe ağacına çiviler ve yanında onu koruması için bir ejderha bulunur ki bu altın postun koruyucusu olur.
İşte elliden fazla savaşçının uğruna maceralı bir yola çıktığı Altın Post budur.
Argonotların Seferi
Bu efsanevi seferin başlamasına sebep olan olay ise Jason’un tahtı amcası Pelias’tan almak istemesidir.
Kretheus, Iolkos şehrini kurup krallığını ilan eder. Bir süre sonra tahtın varisi olarak oğlu Aison’u göstermesine rağmen kral ölünce kardeşi Pelias bir şekilde tahtı ele geçirir. Aison da bu durumun ailesi için bir tehdit oluşturduğunu düşünür ve oğlu Jason’un öldürmesinden korktuğu için onu Kheiron’a emanet eder. Kheiron, at gövdeli yaratıktır. Bilge bir kişiliğe sahip olan Kheiron, Jason, Akhilleus, Asklepios gibi birçok kahramanı yetiştirmiş onları eğitmiştir. Savaş, hekimlik, müzik gibi konularda önemli bir varlıktır. Jason da Kheiron’dan bu eğitimleri alarak yetişir.
Bu sırada ise tahtı ele geçiren Pelias akıbetinin ne olacığını merak ettiğinden bir kahine danışır. Kahin de ona “ayağında tek sandalet olan birisinin bir gün tahtı ele geçireceğini” söyler.
Jason, aradan geçen zaman zarfında büyür ve artık yetişkinlik çağına erişince tahtta hak iddia etmeye başlar ve bunun peşine düşer. Pelias’ın düzenlemiş olduğu şenlikler devam ederken Jason da saray gider. Tam merdivenleri çıkarken ayağı takılır, sandaletinin biri düşer ve tek sandaletle şenliklere katılır. İşte bu sırada amcası Pelias kendisini görür. En başta çok önemsemese de onun Jason olduğunu öğrenince ve ayağında tek sandalet olduğunu da fark edince kahinin söylediklerini hatırlar ve bu durumdan endişe duymaya başlar.
Pelias, yeğenini sarayda ağırlar, gönlünü hoş tutmak ister ama Jason bir süre sonra tahtı ister. Pelias, tahtı kaybetmek istemediğinden bu güçlü savaşçı genci ortadan kaldırmanın bir yolunu arar. Sonunda bulur ve Jason’a Kolkhis’ta bulunan Altın Postu getirmesini söyler. Şayet bunu yapacak olursa tahtı yeğenine bırakacağına söz verir. Jason’un böyle bir görevi başaramayacağını ve oralarda öleceğini düşünür. Böylece krallığı için en büyük tehditten kurtulacaktır. Jason da bütün bu planlardan habersiz taht için önündeki tek engel olan Altın Postu ele geçirmek amacıyla yolculuk hazırlıklarına başlar.
Argo Gemisi Yolculuğa Başlıyor
Tanrıların da çok sevdiği Jason, bu zorlu sefer için dört bir yana haber salar. Yunanistan’ın en büyük savaşçıları bu sefer için toplanmaya başlar. Argos isimli bir usta da bu kahramanları taşıyacak Argo gemisini inşa etmeye başlar. Argo hızlı, süratli anlamına gelmektedir. Oldukça görkemli bir gemi fere için hazırlanırken savaşçılarda toplanmaya başlar. Jason’un önderliğinde yapılacak olan bu sefer için Herakles, Odysseus’un babası Laertes, ezgileriyle herkesi büyüleyen Orpheus, kahin Idmon, Atalante, kanatlı Kalais ve Zetes, Telamon, Peleus gibi birçok kahraman toplanmıştır.
Elli kürekli gemi her şeyiyle hazır olunca Poseidon ve Apollon’a kurbanlar kesilir, adaklar adanır.
Ve Argo, Teselya’dan denize açılır. Macera dolu olacak olan bu seferin ilk durağı ise Lemnos Adası olur.
Lemnos Adası İlk Durak
Lemnos (Limni), kadınların hüküm sürdüğü bir adadır. Afrodit’in teşviki ile adadaki kadınlar bütün erkekleri öldürüp Hypsipyle’nin önderliğinde egemenliklerini sağlarlar. Seferdeki kahramanlar bu adaya geldiğinde ise uzun bir aradan sonra ilk defa erkekleri gören kadınlar onları çok hoş karşılar.
Argonotlar kendilerine gösterilen bu ilgi karşısında kayıtsız kalamazlar ve adada bulunan kadınlarla beraber olmaya başlarlar. Hypsipyle, Jason’dan hamile kalır; Thoas adında çocukları da olur. Zevki sefa içinde geçen bir sürenin ardından bundan rahatsız olan Herakles ve bazı kahramanların teşviki ile yola çıkmak üzere hazırlıklara başlarlar.
Samothrake (Semadirek) Adası
Lemnos’tan yola çıkıldıktan sonra biraz kuzeyde bulunan Semadirek Adası’na gelirler. Burada daha çok ezgileriyle herkese büyüleyen Orpheus’un öğütleriyle zaman geçirdikten sonra peşinden gittikleri Altın Postlu koçun üzerinden Helle’yi düşürdüğü Hellespontos’tan geçerek günümüzdeki Kapıdağ Yarımadası’nda bulunan Kyzikos kentine vardılar. (Kyzikos, günümüzde Erdek’te bulunan bir antik yerleşimdir.)
Kyzikos ve Kralın Öldürülmesi
Argonotlar, Kyzikos’a Delionların ülkesine gelirler. Oldukça misafirperver olan bu insanlar tarafından kabul edilen savaşçılar, yiyip içtikten ve dinlendikten sonra tekrar yola koyulurlar. Ancak Maramara’da çıkan bir fırtına onların yönünü kaybetmesine sebep olur ve farkında olmadan tekrar Kyzikos’a gelirler. Durumun farkında olmayan Argonotlar kendilerine karşılayanlara saldırır. Kral askerleriyle gelince çıkan savaşı Argonotlar kazanır ve kralı da öldürürler.
Kendilerini misafir eden kralı istemeden de olsa öldürürler. Yapacak bir şey olmadığından dolayı en azından kral için bir cenaze töreni yaptıktan sonra denize açılıp sahil boyunca yollarına devam ederler.
Mysia Kıyıları ve Hylas’ın Kaybolması
Argonotlar, Mysia kıyılarındaki insanlar tarafından da çok güzel karşılanırlar. Burada biraz zaman geçiren kahramanlar aralarında yarışmalara da düzenler. Hatta kürek çekme yarışması sırasında Herakles o kadar kuvvetli çeker ki kürekleri kırar. Yenilerini yapmak için odun toplamaya ormana gittiğinde, diğerleri Hylas’ı su getirmesi için gönderirler. Ancak Hylas o kadar yakışıklıdır ki gölden su alırken su perileri onu yakalayıp suya çekerler.
Herakles döndüğünde Hylas’ı göremeyince onu aramaya koyulur. Ancak bir türlü bulamaz. Onun çığlığını duyan Polyphemos ile birlikte ne kadar arasalar da bir türlü bulamazlar. Herakles, Hylas’ı bırakmak istemez. Kimilerine göre sevgilisidir; kimilerine göre de yanlışlıkla babasını öldürdükten sonra kendisini Hylas’a karşı suçlu hissettiği için onu yanından ayırmaz.
Herakles ve Polyphemos, Hylas’ı ormanda ararken bekledikleri rüzgarın esmeye başladığını gören Argonotlar hemen gemiye binip denize açılırlar. İki savaşçının adada kaldığını fark ettiklerinde gemide tartışma çıkar. Bir grup adada bırakılmalarını isterken; diğerleri ise geri dönüp onları almaları gerektiğini söyler. Tartışma sona erdiğinde yola devam etmeye karar verirler.
Poseidon’un Oğlu Dev Amykos
Argonotlar, kuzeye doğru gittikçe Kkalkedon’a (Kadıköy) varırlar. Berbrykeslerin yaşadığı bu topraklarda onlara krallık yapan kişi de Poseidon’un oğlu Dev Amykos’tur. Topraklarına gelenleri yumruklarıyla dövüşmeden kabul etmeyen Amykos, herkesi öldüren bir varlıktır. Yine gelenler aynı teklifte bulunduğunda bu defa Zeus’un oğlu Polydeukes onunla dövüşmek ister ve Amykos’u yener. Berbrykesler saldırınca onları da öldürüp gemilerine binip yola çıkarlar.
Kör Kahin Phineus
Fırtınaya tutulan Argonotlar, Trakya kıyılarına sürüklenirler. Bu defa Poseidon’un oğlu Phineus’un ülkesine gelmiş olurlar. Phineus kendisine verilen kehanet yeteneğini art niyetli kullandığından dolayı kör edilmiş ve Harpyler tarafından yemeklerinin yenmesi ve kirletilmesi ile cezalandırılmış bir kraldır. Phineus bu yarı kuş, yarı kadın olan varlıklardan dolayı yemek yiyememektedir. Çıkardığı yemeği ya Harpylar çalar ya da pislerlermiş. Bu sebeple beslenemediğinden çok güçsüz kaldığı söylenir.
Argonotlar da bu durumu fark edince Phineus’a yardım etmek isterler. Harpylar gelince Boreas’ın oğulları olan kanatlı Zetes ve Kalais, Harpylara saldırır. Onlarda kaçmaya başlarlar. Phineus’un ülkesinden uzaklaşan Harpylar yapılan anlaşmayla bir daha geri dönmemeyi kabul ederler. Phineus da uzun zaman aradan sonra rahat rahat yemek yemeğe başlar. Kendisine yapılan bu iyiliği de karşılıksız bırakmak istemez. Kolkhis’e gitmek için yolu Argonotlara tarif eder. Bunun için Symplegad yani çarpışan kayaları (İstanbul Boğazı) geçmeleri gerektiğini söyler.
Symplegad – Çarpışan Kayalar
Symplegad, arasından ne zaman bir gemi geçmeye kalksa kapanan ve dolayısıyla gemileri batıran kayaların olduğu bir geçittir. Argonotlar buraya girecek olursa aynı akıbeti yaşayabilirler diye Phineas onlara yapmaları gerekeni söyler. Geçidin girişine geldiklerinde önce bir güvercini göndermelerini ve güvercin sağ salim dönerse geçide girmelerini öğütler. Argonotlar da öyle yapar. Symplegad girişine gelince güvercini gönderirler ve bir süre sonra güvercin geriye döner. Sadece birkaç tüyünü kaybetmiştir. Bu Argonotları cesaretlendirir.
Gemileriyle hızlıca yola koyulurlar. Birkaç etkisiz çarpışma sonucu kayaları geçen Argonotlar artık Pontus Exinus’a (Karadeniz) yani konuksever denize varmış olurlar. Bu andan itibaren açılıp kapanan kayaların bir daha kıpırdamadığı günümüzdeki boğazın oluştuğu söylenir.( Boğaz geçişindeki akıntıların ve belli dönemlerde daha kuzeyden gelen buz parçalarının buranın bu şekilde efsaneleştirilmesine sebep olduğu düşünülüyor.)
Pontus Exinus’ta İlk Kayıplar ve Amazonlar
Kral Lykos’un ülkesi Maryandynlerin yaşadığı topraklara ulaştıklarında çok iyi karşılanırlar. Ancak bu güzel karşılamalar ve eğlenceler ardından ilk kayıplarını vereceklerdir. Yola çıkma hazırlıkları yapılırken kahin Idmon ve dümenci Tiphys bir yaban domuzunun saldırısı sonucu ölürler. Bu durum Argonotları çok üzer ve yapılan törenlerin ardından yola devam ederler.
Themiskyra (Terme) yani amazonların ülkesinden de geçer Argonotlar, ancak orada karaya çıkmazlar. Hem zaman kaybetmemek, hem de olası bir savaşın çıkmaması için Kolkhis’e doğru devam ederler.
Ares Adası (Giresun Adası) ve Stymphalian Kuşları
Kolkhis’e iyice yaklaşmaya başladıkları sırada küçük bir adanın yakınından geçer Argonotlar. Ares Adası olarak bilinen bu ada günümüzde Giresun açıklarında bulunan Giresun Adasıdır. Günümüzde de kuşların uğrak noktalarından olan ada, Argonotlar geçerken de Stymphalian kuşlarının yaşadığı yerdir.
Bu kuşlar Herakles’in altıncı görevi sonrası Stymphalia Gölünden kovaladığı kuşlardır. Tunç pençeli ve metal tüylü kuşlar, tüylerini fırlatıp insanları öldürüyordu. Argonotlar, kuşların saldırısından kalkanlarıyla kurtulup oklarıyla onları öldürdüler ve adaya çıktılar. Bu son molanın ardından da artık hedefleri olan Kolkhis’e Phasis Irmağının denize döküldüğü yere varırlar.
Kolkhis Kralı Aietes’in Şartları ve Altın Post
Jason önderliğinde Argonotlar, Kolkhis’e gelince onları Kral Aietes karşılar. Birçok yerde olduğu gibi güzel karşılanırlar. Adaya geldiklerinde kralın kızı Medea da Jason’u görüp aşık olur.
Kral Aietes, Jason’un Altın Post talebini duyunca pek hoşnut olmaz. Karşısında bu kadar çok güçlü savaşçıyı görünce Jason’un isteğini de reddedemez. Bunun üzerine nasıl olsa yapamaz diye düşünüp Jason'dan bir istekte bulunur.
Tunçtan iki azgın boğayı gösterip bunların ehlileştirilmesini ve Jason’un eline tutuşturduğu ejderha dişlerini toprağa ekmesini söyler. Bunları yaptıktan sonra da ağaca asılı olan Altın Postu alabileceğini söyler.
Jason istekleri gerçekleştirmek için düşünüp taşınırken ona aşık olan kralın kızı Medea ona yardımcı olmak ister. Medea aynı zamanda büyücüdür.
Boğalarla güreşirken Jason’a zarar gelmesin diye onu koruyacak bir merhem verir. Bütün vücuduna ve kalkanına sürerler. Medea, ejderha dişlerini toprağa ekince oralardan devler çıkacağını da söyler. Gözleri görmeyen bu dev yaratıklar sese göre hareket ettiklerinden Jason’a onların tam ortasına büyük bir kaya atmasını önerir.
Jason hepsini yapar. Gider ateş saçan, tunç boğaları yakalar ve ejderha dişlerini tarlaya eker. Devler çıkınca da Medea’nın dediği gibi kayayı aralarına atınca birbirlerine saldırıp öldürmeye başlarlar.
Jason, bütün istenilenleri Medea’nın yardımıyla gerçekleştirir. Ancak Kral Aietes bu durumdan memnun olmaz. Jason, Medea ile birlikte Altın Postu almaya gittiğinde yanında bir ejderha olduğunu görür. Yine Medea yardım eder ve yaptığı büyüyle ejderhayı uyutur ve Altın Postu alırlar.
Bu sırada Kral Aietes onları öldürmek için askerlerini toplayıp peşlerine düşer. Ancak Medea’nın aşkından gözü dönmüş olacak ki peşlerinden gelenleri durdurmak için çok cani bir plan yapar. Argonotlar kaçarken kardeşi Apsyrtos’u öldürüp parçalara ayırır ve etrafa saçar. Kral ve askerler onların peşinden giderken oğlunun parçalarını görünce kovalamayı bırakıp onları toplamaya başlar. Argonotlar da gemilerine binip Yunanistan’a doğru dönüş yolculuğuna başlarlar. Jason sadece Altın Postu değil, Kolkhis Kralı’nın kızı Medea’yı da yanına almıştır.
Eve Dönme Zamanı
Altın Postu ele geçiren Argonotlar, artık dönüş yoluna geçerler. İstros Irmağı (Tuna Nehri) vasıtası ile Adriyatik’e ulaştıklarından bahsedilir. Ancak gemide kardeşini hunharca katleden birisi olduğu için fırtınaya yakalanırlar. Medea, büyücü Kirke’ye gider. Günahlarının affedilmesini isteyecektir. Kirke, Medea’yı kabul eder, onu arındırır ancak Jason’u kesinlikle kabul etmez.
Sirenler ve Orpheus
Argo, denizde seyrederken bufa Sirenlerin yaşadıkları yerlerden geçerler. Söyledikleri şarkıcılarla denizcileri büyüleyen, kendinden geçiren sirenler, gemilerinin kayalara çarpmasına sebep olurken onları da öldürdüklerinden bahsedilir. Tam sirenler şarkılarını söylemeye başladığı sırada Argonotları kurtaracak kişi olan Orpheus ortaya çıkar. Lirini alır. Çaldığı ezgiler ve söylediği şarkılarla sirenlerin sesini bastırır.
Argonotlar da hem sirenlerden kurtulur hem de Orpheus’un eşsiz ve büyüleyici ezgileriyle kendilerinden geçerler. Orpheus yolculuk boyunca Argonotların en önemli motivasyon kaynaklarından birisi olur.
Kolkhisliler Jason ve Medea’nın Peşinde
Sirenlerden kurtulan Argonotlar, daha sonra denizlerdeki en büyük iki tehlike olan altı başlı deniz canavarı Skylla ve girdap gibi her şeyi içine çeken Karybdis adlı canavarlardan da kurtulurlar. Tabii Tanrıça Hera’nın büyük yardımları olur. Bu sırada Phaiakların yaşadağı ülkeye varırlar. Kral Alkinoos, Argonotları dostça karşılar ama bir grup Kolkhisli savaşçı da onların izini bulmuş ve Medea’yı istemektedirler.
Kral Alkinoos karısı ile görüştükten sonra eğer Jason Medea ile beraber olmuşsa geri dönmeyeceğini söyler. Bunun üzerine de Jason Medea ile hemen evlenir ve Kolkhislilere Medea verilmemiş olur.
Girit’in Bekçisi Talos
Kolkhis’e giderken olduğu gibi eve dönüş yolculuğunda da maceralar bitmek bilmez. Bu defa fırtına onları Libya kıyılarına sürükler. Kimsenin olmadığı diyarlarında çıkış yolu ararlar. Gemileri Argo’yu çekerek Tritonis Gölüne gelirler. Tanrıların çok sevdiği kahramanlara bu defa gölün tanrısı yardımcı olur ve Girit Adası için çıkış yolunu gösterir.
Girit’e yaklaşmaya başladıklarında onları başka bir problem beklemektedir. Kral Minos’un adayı korusun diye görevlendirdiği her yeri tunçla kaplı olan Talos adlı bir boğa. Sadece bir ayak bileği tunçla kaplı değil, yani ölümlü olduğu tek yer bileği. Tıpkı Troya Savaşı’nda Akhilleus’ta olduğu gibi.
Talos, yaklaşan gemiyi gördüğünde hemen büyük bir kayayı kucaklar. Tam gemiye fırlatacakken Kolkhisli büyücü Medea devreye girer. Yaptığı büyüyle boğayı kendinden geçirir. Sarhoş gibi olan boğa sağa sola sallanırken düşer ve kayalar ayak bileğini keser. Ölümlü olduğu tek noktadan aldığı ölümcül darbe ile oracıkta can verir Talos.
Eve Dönüş ve Jason’un Iolkos’tan Kovulması
Uzun ve oldukça meşakatli geçen bir yolculuğun ardından artık kahramanlar Iolkos’a dönerler. Jason da hemen Pelias’ın istediği Altın Post’u ona götürür. Kral Pelias hayal kırıklığına uğrar. Çünkü yeğeninin bunu yapamayacağını düşünmüştür. Tahtı vermek istemez ama bu defa yine Medea sahneye çıkacaktır.
Büyücü Medea, Pelias için çok sinsi ve vahşi bir plan kurgular. Medea, Pelias’ın kızlarıyla iyi ilişkiler kurup babalarının artık yaşlandığını ve onu gençleştirmenin bir yolunun olduğunu söyler. Kralın kızlarını ikna edebilmek için bir koçu parçalar ve hazırladığı büyülü karışımlarla birlikte hepsini kazana atar. Ardından kazandan bir kuzu çıkar. Yani koç gençleşmiştir. Kızlara da babaları için aynı şeyi yapmalarını söyler. Kızlar da gider babalarını parçalar ve kazana atarlar. Ama bundan sonraki bekleyiş boşunadır. Kızlar babalarını kendi elleriyle öldürdüklerini anladıklarında çoktan iş işten geçmiştir.
Jason ve Medea Korinth’te
Bu tüyler ürpertici olaydan sonra Pelias’ın oğlu Acastus, Jason ve Medea’yı Iolkos’tan kovar. Bunun üzerine Jason, Medea ile beraber Korinth’e gelir. Kral Kreon onları misafirperver bir şekilde ağırlar. Bir süre sonra kralın kızı Glauce Jason’un kalbini çalar. İlerleyen zamanlarda da evlenmeye karar verirler ama Medea yine acımasız planlarını hazırlamıştır.
Kendisinin bu şekilde aldatılmasını ve terk edilmesini kabullenemeyen Medea, kralın kızına düğünde giymesi için zehirli bir elbise hediye eder. (Nessus’un Gömleği olarak da adlandırılır ki daha sonra Herakles’in de ölümüne böyle bir gömlek sebep olacaktır.) Kız düğününde bunu giyer ve acılar içinde can verirken babası da onu kurtarmak için elbiseye dokununca o da zehirlenir.
Jason’u kendisinden koparan kralı ve kızını öldüren Medea bunlarla yetinmez. Jason ile kendisinden olan çocuklarını da öldürür. (Medea Kompleksi olarak adlandırılan rahatsızlığın ismi buradan gelir. Mithridatizm de olduğu gibi.)
Jason durumu fark ettiğinde artık çok geçtir ve Medea ise büyükbabası Helios’un göndermiş olduğu yılanların çektiği bir arabayla oradan uzaklaşır. Sonraları Atina’ya gidip Kral Aigeus’un karısı olmak ister fakat orada da kralın oğlu Theseus’u öldürmeye kalkınca Kolkhis’e geri dönmek zorunda kalır.
Gelelim Baş Kahramanımız Jason’a
Jason’un Sonu
Bütün bu yaşanan olaylardan sonra tanrıların çok sevdiği Jason artık sevilmeyen bir karaktere dönüşür. Akıbeti çok belli değil. Iolkos’a dönüp kısa süreliğine de olsa kral olduğu söylenir. Ölümü ile alakalı varsayım vardır ki bunlardan birisi; yaşadığı olaylardan dolayı vicdan azabı duyduğu ve kılıcının üzerine atlayıp kendini öldürdüğü; ikincisi ise efsanevi gemi Argo’nun kalıntılarında yaşarken üzerine düşen bir direk sonucu öldüğüdür.
Mitolojinin en bilinen ve kapsamlı mitlerinden birisi olan Argonotların Seferi görüldüğü gibi içerisinde birçok farklı efsaneyi ve kahramanı barındırıyor. Şan ve şöhret ile başlayıp devam eden bir hayatın yaşananlar sonrası nasıl sona erdiğinin de acı örneklerinden birisini sunuyor.