25 Nisan 1915: Çanakkale Savaşı Asıl Şimdi Başladı

“Ruhum, Sevgili Beyim…”

25 Nisan 1915

Gelibolu Yarımadası İkiz Koyu’nda şehit olan Yusuf Kenan Bey’e eşi Zehra Hanım’ın yazdığı satırlardan

18 Mart yenilgisinin ardından İngiltere ve Fransa, Gelibolu Yarımadası’na tekrar saldırdılar. Ama bu sefer yalnız değillerdi. Yanlarında Avustralya ve Yeni Zelanda Silahlı Kuvvetleri (Anzac) ile gelmişlerdi…25 Nisan 1915 sabah 05.00 den itibaren 4 ayrı bölgeden çıkarma harekâtını başlatmaya karar verdiler.

Ana çıkarma bölgesi Seddülbahir’dir.

Tali çıkarma bölgesi Kabatepe’dir. Amaç, çıkarmaya yardımcı olmaktır.

Aldatma çıkarma bölgesi Kumkale’dir. Çünkü topçu birliklerinin dikkatini dağıtarak asıl çıkarma bölgesinden Türkleri uzak tutmak istemişlerdir.

Gösteriş çıkarması için seçilen bölge ise Beşige ve Saroz’dur. Amaç, Türk kuvvetlerinin dikkatini bu yöne çekerek asıl hedef bölgesi olan Seddülbahir’e daha kolay asker çıkarmaktır. Görüldüğü gibi Türk kuvvetleri tek bir noktada değil, birden fazla yerde düşmanla mücadele etmek zorunda kalmıştır.

Gelibolu Yarımadası’ndaki bu çıkarma bölgelerinin tamamını savaştan kalan izleriyle görmek mümkün. Bazen sahilde gözünüze ilişen bir çıkarma botunun iskeleti, bazen içi toprakla dolmuş bir siper, ya da yürürken gözünüze çarpan bir mermi, belki de ne yazık ki kime ait olduğu asla bilinmeyecek bir kahramanın kemiği…

 

Yukarıda ifade edilen çıkarma bölgelerinin içinde en popüler olanı kuşkusuz tali çıkarma bölgesinde olan Arıburnu sahilidir. 25 Nisan 1915’de gece ay ışığı olduğu için karanlıkta baskın şeklinde yapılabilmesi amacıyla çıkarmanın ay battıktan sonra başlamasına karar verilmiştir.

25 Nisan sabahı Arıburnu bölgesine yapılan çıkarmayı ilk rapor eden 27. Alay, 2. tabur, 8. Bölük Komutanı Yüzbaşı Faik Efendi’dir.

27. Alayın ilk hedefi Kılıçbayırı – Merkeztepe – Kanlısırt- Kırmızısırt hattı olan 2 km genişliğindeki hattı tutmaktı. Alayın elinde 2.000 kişilik bir kuvvet vardı. Bu kadar az bir kuvvetle oldukça geniş bir cephe taarruzu yaparak düşmanı belli bir hatta tutmaya çalışacaktı.

27. Alaydan sonra cepheye yetişen birlik 19. Tümen’dir. Mustafa Kemal komutasında 19. Tümen bağlı alayları ile beraber Bigalı Köyü civarında bulunuyordu. Ordu ihtiyat birliğidir. Cepheye gidebilmesi için ordu komutanından emir alınması gereklidir. Ancak kolordu komutanı ordu komutanına danışmayı önerir. Kolordu komutanı ordu komutanı ile görüşmek üzere yola çıkar. En az iki saatlik bir yol…

Fakat Mustafa Kemal daha fazla bekleyemez; tüm sorumluluğu üzerine alır ve 57. Alayın tamamı ile muharebe alanına gitmeye karar verir. 07.45’te hareket ederek Bigalı’dan yola çıkılır. Anzak birliklerine karşı 600 metreden muharebe başlar.

Atatürk’ün taarruzu değil ölmeyi emrettiği gün… Beklemeyip kazandığımız o an…

Çıkarmanın ilk günü yapılan Türk direnişi, Anzac ilerleyişine izin vermedi. 27. Alay Komutanı Şefik Bey’in ifadesiyle sipersiz meydan muharebesinin ilk bölümü bugün Kabatepe ve Conkbayırı’nın arasındaki yolun etrafındaki mezarlar ile kendisini her daim hatırlatmaya devam etmektedir…

Kesintisiz devam eden saldırılar sonrasında ise İngiltere ve Fransa Ocak 1916’da arkalarında binlerce ölü ve gözyaşı bırakarak yarımadadan çekildiler.

‘’Son Centilmenler Savaşı’’nın başladığı o gün; 25 Nisan 1915’in hatırasına, her sene 25 Nisan’da sabaha karşı Anzac kuvvetlerinin ilk ayak bastığı Gelibolu Yarımadası’ndaki Arıburnu Sahili’nde bir tören düzenlenmektedir. ‘Şafak Ayini’ denilen bu anma törenine Türkiye ev sahipliğinde Avustralya ve Yeni Zelanda vatandaşları ile farklı ülkelerin üst düzey diplomatları katılmaktadır.

 

Konuşmalar ve sunumlar sonrasında yüzlerce ziyaretçi Conkbayırı’na kadar yürüyerek yıllar önce bu topraklara gelen dedelerini de yad ederken, Atatürk’ün müthiş sözünü de satır satır belleklerine kazırlar…

‘’Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlâtlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlâtlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlâtlarımız olmuşlardır.’’… Mustafa Kemal Atatürk, 1934.

 

Popüler Yazılar

SÖZLEŞME

Bu internet sitesine girilmesi veya mobil uygulamanın kullanılması sitenin ya da sitedeki bilgilerin ve diğer verilerin programların vs. kullanılması sebebiyle, sözleşmenin ihlali, haksız fiil, ya da başkaca sebeplere binaen, doğabilecek doğrudan ya da dolaylı hiçbir zararlardan REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını, tarafımdan internet sitesinde E-Bültene üye olmak için veya başkaca bir sebeple verdiğim kişisel verileri, özellikle de isim, adres, telefon numarası, e-posta adresi, banka bilgisi, yaş ve cinsiyetle ilgili benzeri bilgileri kendi rızam ile paylaştığımı, REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun nin bu bilgileri kullanmasına muvafakat ettiğimi, bu bilgilerin 3.gerçek ve/veya tüzel kişilerin eline geçmesi ve bu şekilde olumsuz yönde kullanılması halinde ve/veya bu bilgilerin başkaca kişiler ile paylaşılması halinde REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını gayri kabili rücu, kabul, beyan ve taahhüt ederim.