Türkiye’nin en nostaljik yollarından biri olan Gökova Aşıklar Yolu’nun hüzünlü hikayesini biliyor musunuz? Yemyeşil okaliptüslerin gölgesinde 1938’li yıllara dönüyoruz. İşte Aşıklar Yolu’nun hüzünlü hikayesi...
Yolu Gökova’ya ya da Marmaris’e düşenler Aşıklar Yolu’nda fotoğraf çektirmek için mutlaka mola verirler. Dev okaliptüs ağaçlarının süslediği Aşıklar Yolu, gezginler için muhteşem bir görsellik sunar. Turistlerin ilgi odağı olan bu nostaljik yolda fotoğraf çektirmek ya da yürüyüş yapmak büyük keyiftir. Lakin çoğu kişi bu ağaçların neden buraya dikildiğini bilmez...
Neredeyse bir asırlık ağaçların olduğu bu yol eski Marmaris yoludur. Önceden Marmaris’e ulaşmak için bu yol kullanılırdı. Yan tarafa yeni yolun yapılmasıyla birlikte yolun işlevi farklı bir boyuta taşındı. Artık seyahat tutkunlarının, fotoğraf meraklılarının bir de evlenecek çiftlerin gözdesi haline geldi. Buralarda adettendir, yeni evlenecek çiftler Aşıklar Yolu’nda poz verirler. Kim bilir evlilikleri de bu okaliptüsler gibi uzun ömürlü olsun diyedir. Fakat üzülerek söylüyorum ki her gelen bilinçsiz turistin okaliptüs ağaçlarının üzerine ismini kazımasından dolayı bu ağaçlar ölüyor. Uzun ömürlü olmayı istemek sadece bizim hakkımız mı? Bi düşünün lütfen...
Aşıklar Yolu, “Sevgi Yolu” diye de anılmaktadır. Peki Aşıklar Yolu nerededir? Marmaris ile anılsa da aslında Ula ilçe sınırlarında yer almaktadır. Aşıklar Yolu, Akyaka’ya yaklaşık 5 km uzaklıktadır. Muğla merkeze 28 km, Marmaris’e ise 25 km, Köyceğiz’e 35 km, Yuvarlakçay’a 50 km, Dalyan’a ise 60 km mesafededir.
Aşıklar Yolu Konum için Tıklayınız...
Her güzellik mutluluktan doğmuyor. Hayatı boyunca büyük başarı elde etmiş insanların geçmişine şöyle bir dönüp bakın... Acılarla ve hüzünlerle yoğrulmuş, feleğin çemberinden geçmiş insanlar deriz onlara... Gökova’nın sembolü haline gelen Aşıklar Yolu’nun okaliptüsleri de devasa görüntüleri ile dimdik ayakta duruyor. Ama siz bir de onlara sorun... Siz bir de yörenin insanına sorun. Hangi acıların üzerine bu ağaçlar buraya dikildi ve bu ağaçlar sayesinde kaç kişinin hayatı kurtuldu?
İşte, Muğla ile Marmaris’i birbirine bağlayan, Akçapınar Köyü’ndeki Aşıklar Yolu’nun hüzünlü hikayesi...
Gökova Aşıklar Yolu’nun Hüzünlü Hikayesi
Sene 1938...
Gökova şimdiki gibi yine yeşil, körfezin suları yine masmavi ve göz alıcı. Fakat Gökova bataklığın pençesinde can çekişiyor. Sivrisinekler güzel ovayı mesken tutmuş, hastalık yaymakta...
Köylerde yaşayan halk durumdan muzdarip. Çünkü bu bataklık belası beraberinde sıtma hastalığını getirmiştir. Gün geçmiyor ki yeni bir ailenin ocağına ateş düşmesin. Sıtma hastalığından onlarca kişi hayatını kaybetmektedir. Hele çocuklar... Bu hastalığa direnemeyen çocuklar ölmektedir.
Köy Muhtarı Mehmet Gökovalı da malesef sıtma yüzünden 8 çocuğundan 4’ünü kaybetmiştir. Mehmet Gökovalı’nın en son bir oğlu olmuştur. Muhtar, bu erkek çocuğunu kaybetmeye hiç niyetli değildir. Bu duruma acil bir çözüm bulunması gerekmektedir.
Muhtar son doğan erkek çocuğunun üzerine söz vererek köylüyü bu sıtma belasından kurtarmak için yola koyulur. Gökova’daki bataklık derhal kurutulacak, bunun için ne gerekiyorsa ilgili yerlere başvurulacak ve artık çocuklar ölmeyecekti.
Muhtar Mehmet Gökovalı ve köylüler Muğla Valisi’nin kapısını çalar. O yıllarda Muğla Valisi Recai Güreli’dir. 1884 Manastır (Kuzey Makedonya) doğumlu olan Recai Güreli, 1936-39 arası Muğla Valiliği görevinde bulunmuştur. Muğla için o yılların imkanlarını baz aldığınızda, hakikaten çok büyük işler ye yenilikler yapan Recai Güreli, muhtarı ve köylüleri uzunca dinler.
Bataklığın kurutulması için ne yapılması gerektiğini iyice araştıran vali, sonunda köylülere müjdeyi verir. Çözüm okaliptüs ağaçlarıdır. Lakin bu ağaçlar Türkiye’de yoktur. Avustralya’dan okaliptüs getirilmesi planlanır. İşte burada devreye çok kıymetli bir isim girer: Cevat Şakir Kabaağaçlı yani Halikarnas Balıkçısı...
Halikarnas Balıkçısı’nın girişimleri ile Avustralya’dan yüzlerce okaliptüs fidanı getirilir. Halk umutludur ve bu sıtma belasından kurtulacaktır. Köylüler kadın erkek hep birlikte bu ağaçları diker. Fidanlar neredeyse 3 km boyunca büyük bir intizamla dikilir. Gökova artık bataklıktan kurtulacak, köylü rahat bir nefes alacaktır.
Günbegün fidanlar büyür, serpilir ve okaliptüsler göğe doğru yükselmek için adeta yarışırlar. Gövdelerinde yüzlerce litre su barındıran okaliptüsler sayesinde bataklık yavaş yavaş kurur, sivrisinekler azalır ve sıtma hastalığı biter. Artık Gökova’da insanlar ölmez, çocuklar hayata tutunur...
Muhtar Mehmet Gökovalı’nın oğlu da hayattadır. Muhtar verdiği sözü tutumuştur, hem köylüyü hem de öz oğlunu hayatta tutmayı başarmıştır. İşte o muhtarın oğlu Şadan Gökovalı’dır. Türk gazeteci, akademisyen, turist rehberi, şair, yazar ve eğitimci Şadan Gökovalı hocamız malesef 31 Ocak 2021 yılında vefat etmiştir. Şadan Gökovalı, Halikarnas Balıkçısı’nın manevi oğlu idi. Aynı zamanda Azra Erhat’ın da manevi oğluydu. Hayattan göç etmiş olan bu kıymetli isimler bizlere güzel eserler bıraktılar. Ruhları şad olsun...
Şadan Gökovalı
Sene 1938...
Bataklıktan dolayı sıtma hastalığına yakalanan ve sevdiklerini kaybeden insanların el birliği ile bataklığı kurutma çabasıdır bu.
1938’li yılların Ege’sinde verilen büyük bir mücadelenin haklı gururudur bu okaliptüsler...
Vali Recai Güreli, Muhtar Mehmet Gökovalı, Halikarnas Balıkçısı ve adı bilinmeyen yüzlerce kahramanın, gelecek nesiller için mücadelesidir Aşıklar Yolu...
Peki Ya Bugün???
Peki bugün Aşıklar Yolu ne halde?
Size bir sır vereyim mi?
Ağaçlar Ölüyorrrr.....
Evet ölüyor...
Bu ağaçları bilinçsiz insanlar öldürüyor...
Malesef okaliptüslerin üzerine ismini kazıyan, gövdesine resimler çizen ve kendi küçük aklıyla hatıra bırakmaya çalışan şuursuz insanlar tarafından bu ağaçlara zarar veriliyor. Bir ağacı kesmek ya da çizmek bir insanı öldürmek kadar büyük bir suç. Bize nefes aldıran bu ağaçları korumak lazım. 1930’lu yıllarda ölen çocukları, yitip giden hayatları düşünmek ve bu ağaçlara onların anısına sahip çıkmak bizim görevimizdir.
Aşıklar Yolu’na madem Sevgi Yolu dedik, sevgimizi bırakalım o halde. Bu sevgisizlik içinde ağaçlar sizce daha kaç yıl tutunabilir hayata? Sevgi emek ister, güven ister... Biz okaliptüslere ve bu nostaljik yola sahip çıkarsak, onlar yaşayacaklar...
Aşıklar Yolu’nda Ne Yapılır?
- Burası çok işlek bir yol olmasa da Akçapınar’a giden araçlar geçiyor. O yüzden dikkatli olmak lazım.
- Yolu baştan sona yürüyün derim. Okaliptüslerin gölgesinde romantik bir yürüyüş olacaktır.
- Bol bol fotoğraf çektirin. Ağaçlara sarılın ama gövdesine isminizi kazımayın.
- Mümkünse sabah erken saatte gelin. Güne enerjik başlamak için önce ağaçların mis gibi kokusunu içinize çekin. Ardından azıcık ilerideki Akçapınar Tostçusu’nda kahvaltı yapın. Gökova’ya gelip de Akçapınar Tostçusu’na uğramamak olmaz.
- Dilerseniz akşam üzeri gelin. Gün batımına doğru da tam nostaljik bir atmosfer oluşuyor. Gün batımı burada yürümek de çok keyifli.
- Boyları neredeyse 20 metreyi bulan Aşıklar Yolu’nun okaliptüslerinin, rüzgarın etkisiyle çıkardığı sese kulak verin. Ruhunuzu dinlendiriyor.
Aşıklar Yolu’na Dair Son Söz;
1938’den bu yana neredeyse 80 yıl geçti...
Bugün Vali Recai Güreli’nin ismi Muğla merkezdeki caddede ve daha birkaç yerde yaşatılıyor. Halikarnas Balıkçısı ve Şadan Gökovalı da yüreklerimizde yaşıyor.
Yolunuz Gökova-Marmaris tarafına düşerse 10 dakika bile olsa Aşıklar Yolu’na ayırın. Resim çekin, eğlenin, yürüyün ama bu hüzünlü hikayeyi unutmayın.
Seyahatleriniz RehberName tadında olsun...