Atina Gezi Rehberi | Atina Gezilecek Yerler

Atina'da nereler gezilir? Nerede ne yenir? Atina'nın görülecek yerleri ve gezi rehberi... Akropol ve daha fazlası... Yunanistan'ın başkenti Atina hakkında bilmedikleriniz?

Zeus'un Güzel Kızı Atina...

Atina Hakkında Genel Bilgi

Atina konum olarak Yunan kültür ve tarihinin simgesi olan tarihi Akropolis etrafına kurulmuştur ve sanki her yer bir adım uzağınızda gibidir.

Yürürken küçük bir kentte gibi hissederken bir taksi veya otobüste fikriniz hemen değişebilir.

Atina coğrafi olarak aslında büyük bir şehir. Nihayetinde, Yunanistan’ın hem başkenti hem de en büyük şehri. Selanik şehri kadar ünlü, Selanik kadar güzeldir.

Bu gezi makalemiz ise, Atina gibi güzel ve tarihi kentte çok da zamanı olmayanlara kısa ama öz önerilerle dolu olacak. Fakat bu kısa gezi yetmeyecek sonra tekrar gelmek isteyeceksiniz diye düşünüyorum.

Atina Elefterios Venizelos Uluslararası Havalimanı’ndan tarihi alanların olduğu Akropolis bölgesine ulaşmak taksi ile yoğun trafik olmazsa sadece 45 dakika sürüyor ve ortalama 40 Euro bir ücret ulaşım ücreti ödüyorsunuz. Havalimanı otobüsleri ise tek yön gidişse 8 Euro.

Tarih veya arkeoloji severseniz Atina için 4 gün gerekiyor ama ben sadece alışveriş ve yemek severim diyenler için iki veya üç gün yeterli olabilir.

Atina 1923 Lozan Anlaşması sonucu Türkiye ile yapılan göç anlaşması öncesi yedi bin nüfuslu adeta bir kasaba iken, zorunlu göç sonrası nüfus oldukça artmış ve günümüzün Avrupa Birliği üyesi olan Yunanistan’ın başkenti olan Atina’da, Suriye’den gelen göç krizi sonrası şu anda beş milyon civarında bir kozmopolit kitleden söz edebiliriz.

Adını "Zeus’un kızı tanrıça Athena’dan" alan kent sadece bir başkent değil, aynı zamanda Yunan Grek İmparatorluğunun, 12 tanrılı mitolojinin ve felsefenin de doğduğu şehir.

Atina Akropolis etrafında kurulmuş adeta. Dört bölgeden oluşan bir kent; birinci bölge denilen tarihi alan içerisinde, M.Ö 600 ve sonrası Akropolis etrafındaki İon, Aiol ve Dor, Pers, Helen, Roma, Bizans ve az da olsa kalan Osmanlı izlerini görmek oldukça kolay.

Müzeler yaklaşık 10 Euro ile 5 Euro arasında değişse de 7 müze için kombine bilet alıp 30 Euro ile önemli müzeleri gezmek mümkün.

Atina’da öncelikle Akropolis’e çıkmak ve kente 360 dereceden kuşbakışı bakmak gerekiyor. Akropol çok iyi korunmuş bir ören yeri ve kentin adeta belleği. Bir saat süre ile yavaşça rampaları tırmanarak antik kenti gezebilirsiniz. Kapıda Yunan lisanslı rehberler sizi karşılıyor ve bilgi almak adına rehberle de gezmeniz tabii ki tavsiye olunur.

Akropolis’ten Atina’nın etrafındaki tepeleri, tarihi binaları, ızgara planlı yolları ve Pire Limanı'nı rahatlıkla görebilirsiniz, tam bir ön keşif noktası.

Akropol’de sigara içmek kesinlikle yasak, kural uygulanmazsa 100 Euro ceza kesiyorlar, fena bir uygulama sayılmaz. Çıkışta sağa dönünce ara sokaklardan geçerek, Agora Müzesi’ne gidebilirsiniz. Yol üzerinde Hadrian Kütüphanesi ve Osmanlı’dan kalan bugün Folk müzesi olarak kullanılan Molla Camisini dışarıdan görebilirsiniz.

Agora müzesinin etrafında oldukça fazla cafe ve restoran var. Soluklanmak için bir tanesinde oturup 3.50 Euro’ya duble bir Grek cafe yani aslında sade Türk kahvesi de içebilirsiniz. Wc’ler temiz. Ücretsiz internet var.

Her restoran veya kafede bir masaya oturur oturmaz bir sürahi su sormadan servis ediliyor ücretsiz.

Her daim, Google’dan veya farklı Anroid Apps ile bulabileceğiniz oldukça güzel restoranlar var, en iyisini bulmak çok zor değil. Four Square, Trip Advisor veya Google navigasyon ile ilk kez bile gelmiş olsanız rahatlıkla iyi restoran taverna, pastane ve gezi alanlarını bulabilirsiniz.

Ortalama 3 kişilik yemek birer içecek dâhil 45 veya 50 Euro tutuyor. Kuzu incik, kabak salatası, cacıki, musakka, dolma, peynirli Grek salatası, hellimi güzel Yunan yemekleri arasında olup Myhtos da en güzel bira diyebilirim ve hesabı istemeden önce ikram olarak uzo veya tatlı veriyorlar, bahşiş hesaba dâhil tabii ki böyle bir durumda. Baklavayı da çok seviyorlar.

Adım başı taksi bulmak kolay olsa da yeni bir şehri keşfetmenin en güzel yolunun yürümek ve biraz da kaybolmak olduğunu düşünenlerdenim. O nedenle Akropolis çevresindeki ince ve uzun sokaklarda yürüyerek aşağıdaki listedeki yerleri keşfetmek çok da zor değil diye düşünüyorum.

Aslında bazen bir taksi şoföründen, guidebooklarda veya internette yazmayan bilgileri edinebilirsiniz.

Sadece sohbet konusu açın ve sorun, başlarlar anlatmaya. Mesela Divani Otel'den havalimanına giderken yaklaşık 45 dakika konuşarak taksi şoförü Dimitri’den birçok ilginç bilgiler edindim.

Mesela, Atina’da bir Albenia yani Arnavutluk mafyası sorunu var dedi. Uyuşturucu, kadın ticareti ve yankesicilik gibi her türlü kara işler bu mafyanın kontrolündeymiş hatta ileri giderek “1 Albenian mafya üyesi 1 Euro için bile adam öldürür” diyerek durumun ne kadar sıkıntılı olduğunu ifade etti.

Diğer bir konu hastaneler; devlete ait hastane ve okulların çok kaliteli hizmet vermediğini ama ücretsiz olduğunu söyledi ve aylarca bir ameliyat ya da röntgen için sıra bekleniyormuş. Bu nedenle ailesinin sağlığını gerçekten düşünenlerin genellikle extra ödeyerek özel sigorta yaptırdıklarını belirtti.

Kent, Anadolu’dan Atina’ya gerçekleşen mübadele sonrası Yeni İzmir Smynra veya Yeni İstanbul Konstantinopolis gibi bölgelere ayrılmış. Orada yaşayanların birçoğu yıllarca aşırı özlemden olsa gerek Anadolu Türkçesi veya Pontieka diliyle hep konuşmuşlar.

Her adım başı kebap ve döner restoranları göreceğiniz göçmen mahallerinde yoğurtlu dönere "Gyraus" diyorlar ve bu yemeğin Atina’da en popüler olduğu mekân ise Savvas Kebap House.

Atina’da belli saatlerde yoğun bir şehir trafiği var aynı İstanbul gibi ve hangi taksiye binerseniz binin sizde navigasyon açın gideceğiniz yeri takip için, çünkü taksicilerin çoğu yolları bilmiyorlar ve navigasyon açsalar da yanlış noktaya gidebiliyorlar.

Atina’nın her köşe başında kilise var. Tabii ki Ortodoks Hristiyan bir ülke olması nedeniyle bu kilise çokluğu artık iş hanlarının altlarına veya sokak aralarında küçük cep kiliselerine bile dönüşmüş. Din hayatın her yanında var. Kiliseler her daim kalabalık ve tütsü kokuyor ama kent merkezinde aktif bir cami görmek neredeyse imkânsız. Sanki Osmanlı - Türk ve İslam izlerini yok etmek istemişler gibi görünüyor.

 

Atina’da en çok hoşuma giden konu her yerde ücretsiz hızlı internete ulaşımın kolay olmasıydı, gerçi bu durum Amsterdam’da da aynı olsa da Atina Havalimanından itibaren her an free wireless imkânı bularak Whatsapp ile Türkiye ile görüşme rahatlığını her daim yaşadım.

Atina’nın en iyileri konusunda daha çok bilgi vermek isterim ama yapamam çünkü daha çok yaşanmışlık gerekiyor ve kısa kalışlarla çok fazla bilgiye ulaşmak çok zor ama aşağıda yazdıklarım iki gününüz varsa mutlaka görün diyeceklerim olacaktır.

Atina'da görülmesi gereken belli başlı noktaları yazalım sadece iki günü olanlar için faydalı olur. 15 önerim olacak hadi birlikte Atina’yı gezelim mi?

Atina Gezilecek Yerler

1- Sintagma Meydanı

Atina’nın ana meydanı ve neredeyse tüm toplu taşıma araçları bu meydandan geçiyor. Meydanın en dikkat çekici yapısı olan Parlamento Binası, meydanın ismiyle bütünleşiyor çünkü Syntagma, “Anayasa” demek. Parlamento Binası ilk defa Yunanistan’ın ilk kralı olan Otto’nun yerleşkesi olarak kullanılmış.

Binanın önünde bulunan Bilinmeyen Asker Anıtı’nın önünde Evzon askerleri 7/24 nöbet tutmakta. Evzon askerlerinin üniformaları ise çok ilginç: Siyah püsküllü fes, pileli etek, siyah ponponlu kırmızı deri ayakkabı.

Günümüzde bir asker için bu birleşim çok garip gelebilir ama Yunanlar için Evzonlar, elit bir askeri birliktir.

Evzonlar her saat başı nöbet değişimi yapar ve bu esnada askerlerin değişik hareketleriyle ufak bir tören düzenlenir. Ama asıl tören her Pazar sabah 11’de gerçekleşir. Bu törende Evzon askeri birliğine bir bando eşlik ederek nöbet değişimi olur. Şansımıza denk geldik. Siz de bir Pazar günü Atina’da bulunursanız bu töreni kaçırmamanızı tavsiye ederiz.

2- Zeus Tapınağı : (Olympian)

Plaka caddesinden bir süre yürüdükten sonra Zeus Olimpiyat Tapınağı’na yaklaşırsınız zaten Akropol’den kuş bakışı görünür. Akropolis bileti aldıysanız sakın atmayın çünkü burasını da aynı biletle gezebilirsiniz.

Dışarıdan da görülebilen devasa tapınaktan günümüze çok az sütun kalmış olsa da hala etkileyici. Yapım tarihi M.Ö 6. yüzyıl olsa da Roma döneminde tamamlanmıştır.

Yunan uygarlığının en büyük Zeus Tapınağı olarak kabul ediliyor. Yapıldığında 108 adet sütunla çevriliymiş. Bugün geriye sadece 15 sütunu kalmıştır. Tüm tapınakların anası sayılır.

Bu devasa tapınak Zeus’a adanmıştır. Zeus ve Haran’ın heykelleri de bulunur. Altın ve fildişinden yapılmış dev bir Zeus heykelidir. Tapınağın civarında 2004 Olimpiyat Oyunları’na ev sahipliği yapmış olan Panathenaiko Olimpik Stadyumu bulunmaktadır.

3- Ermou Caddesi

İstanbul’da Pera bölgesine benzeyen görünümü ile bol bol alışveriş merkezlerinin olduğu yaya yürüyüş alanı olup, marka ürün alışverişi sevenlerin en çok zaman geçirdiği nokta diyebilirim. Ermou Caddesi’nin ortasında XI. yüzyılda Bizanslılar tarafından inşa edilmiş güzel bir kilise bulunuyor: Panagia Kapkikarea Kilisesi.

4- Panathinaiko Stadyumu

Dünyadaki en eski stadyumlarından birisidir. Tarihi stadın en önemli özelliği, her yerinin tamamen beyaz mermerden yapılmış olmasıdır. 1896 yılındaki ilk olimpiyatlara da ev sahipliği yapmış bir tarihi spor mabedidir. 60.000 kişiyi aynı anda ağırlayabilen stadyum 1896 yılında yapılan olimpiyatlara ev sahipliği yapmıştır.

Akropolis’ten harika bir şekilde görünür. Adeta bir tepenin içine oyulmuş gibi görüntüsü vardır.1896 yılında dahi, Yunanistan olimpiyatları düzenlerken yalnızca erkekler yarışırmış ve çıplak koşarmış, üstelik kadınların bu olimpiyatları izlemesi yasakmış. Çok ilginç değil mi?

5- Monastraki Meydanı

Burası da Atina’nın en turistik yerlerinden birisidir. Meydanda Osmanlı döneminden kalma Mustafa Ağa Camisi de bulunur.  Adının dilimizdeki karşılığı “Küçük Manastır” olan Monastiraki, Atina’nın en önemli alışveriş bölgelerinden bir tanesi. Tarihi dokusuyla dikkat çeken mahalleye zaman ayırdığınızda, her bütçeye hitap eden mağaza ve butikleri ziyaret etmenin yanı sıra kentin geçmişi hakkında da birçok değerli bilgi edinebilirsiniz.

Çünkü yeni inşa edilen yeraltı treni hattı sayesinde havalimanına doğrudan erişim olanağına kavuşan bölgenin kalbi sayılan meydanda, Osmanlı dönemi yapıları ile Antik Yunan’dan kalma arkeolojik alanlar yan yana sıralanıyor. Tabii Monastiraki söz konusu olduğunda, çoğu alışveriş kurdunun aklına ilk olarak meşhur bitpazarı geliyor.

Gerçi Monastraki Flea Market’in dar sokaklarında gezinirken Eminönü ile Kapalıçarşı karışımı bir görüntüyle karşılaşınca kısa süreli bir şaşkınlık yaşayabilirsiniz. Çünkü bu bölgedeki mağazaların bir kısmı değerli objelere odaklanırken büyük bölümü daha çok ilgi gören taklit ürünleri müşterilerine sunuyor.

6- Acropolis

Atina’ya her gelen turistin ilk görmek isteyeceği yer kesinlikle Akropolis’tir. Kentin her yerinden görülen bu muhteşem eser Pers saldırılarından sonra tekrar yapılmış haliyle birçok katmandan oluşarak kentin hafıza belleğini oluşturuyor.

Akropolis’i yürürken yol üzerinde gereceğiniz eserler sırasıyla; Beule Kapısı, Athena Nike Tapınağı, Erekhtheio, Propylaila, Herodes Attikus Tiyatrosu, Dionysos Tiyatrosu, Parthenon.

7- Plaka Street

Akropolis’in dar ve taş sokaklarının en hareketlisi ve eğlenceli olanı; yazın rezervasyonsuz bir masa bulmak adeta imkânsız, Grek Taverna kültürünün 19. yüzyıldan kalma dekorlarla yaşatıldığı tam bir eğlence ve kültür sokağı. Gece sokaklarda yürürken Buzuki ile çalınan Zorba, Sirtaki ve Rembetiko melodileri eşliğinde size eşlik edecektir.

8- Lycabrttus Hill

Atina kentini 360 derece açıdan 100 metre tepeden görmek isterseniz en uygun yerdir Lycabettus Tepesi. Ayrıca Atina’nın eski gözlemevinin bulunduğu tepedir. Yaklaşık 100 metre yüksekliğine sahiptir. Tepenin eteklerinde bulunan amfitiyatroda özellikle Atina Festivalinin gösterimleri gerçekleştiriliyor. Şehrin basık ve sıcak havasından biraz olsun uzaklaşıp püfür püfür bir esintiye kendini bırakmak için oldukça ideal bir şehir içi kaçış yeri olabilir.

Güneşin yaktığı bir tepe olan Lycabettus Tepesi’nin gece manzarası ayrı, gündüz manzarası ayrıdır. Lycabettus dağına kesinlikle gün batımı ya da gün doğumu için gitmenizi öneririm. Lycabettus Tepesi'nin farklı bir misyonu da vardır.

7.5 Euro gidiş dönüş teleferik ücreti vererek Atina’ya en zirveden bakmak mümkün, yukarıda restoranlar ve kafeler de bulunuyor Aşağıdaki fotoğraflardan da fark edersiniz zaten. Lykavittos’a çıktığınızda şehrin 4 bir tarafını görebiliyorsunuz. Akropolis’i, Pire limanını, ilk olimpiyatların yapıldığı Kalimarmara Stadını… Anlayacağınız tüm Atina ayaklarınızın altında oluyor. Önünüzde uzanan engin Atina şehrinin ve Ege Denizi’nin manzarasıyla romantik bir noktadır.

9- Philapapoi Hill

Atina’nın diğer manzara tepesidir. Akropol’un tam karsısında olup yine Atina’yı kuşbakışı görmek isteyenler için ideal bir fotoğraf nokta.  Lycabrttus hill kadar etkili olmasa da kafeterya türü işletmelerin olduğu Akropolis’e batıdan doğuya bakmak için en uygun nokta diyebilirim.

Üzerinde küçük bir kilise bulunmakta. Sabah erken saatlerde yürüyüş için çıkmanızı öneririm ama hava karardıktan sonra pek güvenli olmayabilir. Atina çok güvenli bir şehir değil özellikle yankesicilik ve Arnavut mafyası kentin sosyo ekonomik hayatında çok etkili gibi görünüyor.

10- Little Cook Cafe

Açılışı henüz bir yıl olmasına rağmen Atina’nın en özel mekânlarından biri olmuş cafe pattisserie. Bugünlerde kapı girişinde Christmas ve Noel Baba gibi temaların işlendiği bir dekor bulunsa da, yılın diğer dönemlerinde Harry Potter ve Pamuk Prenses gibi masalsı dekorlar da görmek mümkün. İçeride sadece pasta, kurabiye ve kahve servisi yapılsa da çocuk veya yaşlı herkesi ziyaret amaçlı bile olsa kendine çeken bir kafe.

 

11- Exarchia Graffities

Atina’nın her noktasında grafiti görmek gayet doğal. İşsizlik ve ekonomik sorunların artması ile özellikle gençler bu yolla devlete karşı tepkilerini dışa vurmuşlar, protesto amaçlı başlayan bu duvar resimleri zamanla silinmeyecek kadar güzel sanat eserlerine dönüşmüşler. Exarchia bölgesi hava karardıktan sonra pek gezilmesi uygun olan bir nokta olmasa da gündüz gözüyle fotoğraflanabilinir.

12- Akropolis Agora Müzesi 

Akropolis’in kuzeybatısında, Ares ve Agoreos Kolonos tepelerinin arasında kalan alanı kaplayan Ancient Agora of Athens, bir zamanlar kentin sosyal, politik ve ticari hayatının merkezi konumundaymış. Antik zamanlarda toplumun farklı katmanlarından insanların bir arada bulundukları agora, türünün en iyi korunmuş örnekleri arasında gösteriliyor.

İlk kazı çalışmalarının 1859-1912 yılları arasında gerçekleştirildiği bu tarihi alanda, Attalos Stoası ile Hephaestus Tapınağı’nı görmeye öncelik verebilirsiniz. Alanın en çok ziyaretçi çeken bölümlerinden biri olan Attalos Stoası, 1957 yılından beri Antik Agora Müzesi’ne ev sahipliği yapıyor.

Pergamon Kralı Attalos tarafından Atina halkına armağan edilen iki katlı yapının içerisindeki müzede, kazı çalışmaları sırasında keşfedilen seramikler, mücevherler, silahlar ve paralar başta olmak üzere birçok değerli eşya sergileniyor.

13- Hadrian Kütüphanesi

MS. 132 yılında Roma İmparatoru Hadrianus tarafından inşa edilmiş olup Akropolis‘in kuzeyinde Monastiraki'de yer almaktadır. Bugün yorgun ve eksik parçalarına rağmen muhteşem anıt eser kentin ortasında gelen turistlere tüm güzelliğini sunmaya devam ediyor.

14- Atina Rüzgâr Kulesi

Kule, her cephede fresklerle süslenmiş, sekizgen bir mermer yapıdır ve kulenin işlevini yerine getirdikten sonra, ne kadar zeki olduğunun farkına varırsınız. Bu sadece bir saat kulesi değil, aslında dünyanın ilk meteoroloji istasyonu olarak kabul ediliyor. Güneş saati, su saati ve ayakta durmak için kullanılan bir rüzgâr gülü kombinasyonu. Freskler rüzgârın yönünü temsil ediyorlar.

15- Akademia

Felsefenin başladığı kent olarak kabul edilen Aristo’nun okulu olan Atina Akademisi, Platon Akademisi’ne benzer olarak 1926’da yeniden inşa edilmiştir. Günümüzde faal olarak felsefe ve bilim üzerine akademik çalışmalar devam etmekte olup bu estetik binanın tam girişinde devasa bir Sokrates Heykeli var.

Nihayetinde Akademi teması Yunanistan’da doğmuş olup Akademi adı da Atina yakınlarındaki Akademeia adlı bir zeytin bahçesinden geliyor. Bu bahçe, bu modern akademik okulun da birebir esinlendiği M.Ö. 4. yüzyılda Platon’un ders verdiği okul, tarihteki ilk akademi olarak kabul ediliyor.

Atina'da Nerede Ne yapılır? Ne Yenir?

  • Little Hook Cafe’de kahve ve pasta yenilir.
  • Plaka sokakta taverna eğlencesine gidilir, Sirtaki oynanır Rembetiko dinlenir.
  • Yunan askerlerinin nöbet değişimi izlenir.
  • Agora arkasındaki kafelerde Grek kahve içilir.
  • Akropolis alt sokaklarında dolaşılır.
  • 30 Euro’ya kombine bilet alınır ve 7 müze gezilir.
  • Plaka caddesindeki tarihi restoranlarda Gyros, Caciki, Kuzu incik ve Hellimi yenir.
  • Mythos birası ve Uzo içilir.
  • Karaishaki sokağındaki eski taverna sokakları gezilir ve orada Grek çöreği ve pastası yenir.
  • Karaishaki’deki Yahudi Mahallesi ve antikacılar sokağı gezilir.

Listenize daha çok yapılacak şey eklemek için Atina’ya yine gelinir…

 

SÖZLEŞME

Bu internet sitesine girilmesi veya mobil uygulamanın kullanılması sitenin ya da sitedeki bilgilerin ve diğer verilerin programların vs. kullanılması sebebiyle, sözleşmenin ihlali, haksız fiil, ya da başkaca sebeplere binaen, doğabilecek doğrudan ya da dolaylı hiçbir zararlardan REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını, tarafımdan internet sitesinde E-Bültene üye olmak için veya başkaca bir sebeple verdiğim kişisel verileri, özellikle de isim, adres, telefon numarası, e-posta adresi, banka bilgisi, yaş ve cinsiyetle ilgili benzeri bilgileri kendi rızam ile paylaştığımı, REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun nin bu bilgileri kullanmasına muvafakat ettiğimi, bu bilgilerin 3.gerçek ve/veya tüzel kişilerin eline geçmesi ve bu şekilde olumsuz yönde kullanılması halinde ve/veya bu bilgilerin başkaca kişiler ile paylaşılması halinde REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını gayri kabili rücu, kabul, beyan ve taahhüt ederim.