Uçsuz bucaksız mavisi, asırlara meydan okuyan zeytin bahçelerinin yeşili, huzurun ve mutluluğun tam adresi, 2700 yıllık tarihi ile Mudanya bir kaçamak uzağınızda.
Mudanya, özellikle yaz aylarında Bursalıların, İstanbulluların ve Dünya’nın her tarafından gelen turistlerin yoğun ilgi gösterdiği; tarih boyunca tüm medeniyetlerin ilgi odağına oturmuş; bereketi, doğası ve deniziyle en yoğun tercih edilen rotaların başında gelmiştir.
Burgaz/Güzelyalı beldesine yazlıkçı olarak nitelediğimiz kitlenin gelmesi, deniz otobüsüyle İstanbul’a yakın olması, günübirlik ziyaretçilerin yoğunluğu; nüfusu 100 bin olan ilçenin yazın 300 bine yaklaşmasına sebep olmaktadır. Bazı tarihi kaynaklarda, Dünya’nın ilk sayfiye yeri olarak bahsedilen Bursa merkeze en yakın sahil ilçeden; sürekli olan BUDO seferleri ile 1 buçuk saate İstanbul’a ulaşım sağlanmakta ve asırlardır Bursa-İstanbul denizyolu bağlantı noktası olmaya devam etmektedir.
Bursa merkeze 30 km uzaklıkta önemli bir liman kenti olan Mudanya’da öncelikli geçim kaynakları; İhracat, turizm, zeytincilik, tarım ve balıkçılıktır. Her sene geleneksel olarak; Çağrışan Köyünde ‘’Bağbozumu Şenliği’’, Mürsel Köyünde ‘’Kara İncir Şenliği’’, Tirilye’de ‘’Zeytin Şenliği’’ düzenlenmektedir.
Bir de önemli bir zat olan ‘’Hançerli Dede Şenliği’’ düzenlenmektedir. Hançerli mahallesinin kurucusu Hançerli Ali Dede; Orhan Gazi’nin damadı ve aynı zamanda kumandanıdır, Osmanlı Devleti’nin de hazinedarıdır. Sahil boyu yürüyüş kordonları, Marmara Denizi’nin esenliği, Arnavut kaldırımlı sokakları, tarihi evleri ve yalıları, köyleri ve tarım ürünleriyle tam bir cazibe merkezidir.
Mudanya Tarihi
Bursa’nın kent statüsüne kavuşmasından daha eski bir tarihe sahip olan Mudanya, M.Ö. 7. yüzyılda bir İyon kolonisi olarak Erdek’i kuran Kolofonlular tarafından kurulmuştur (Anadolu’daki 12 İyon Devletinden biri). İlk adı Myrleia’dır. Bir görüş “Yüce ana tanrıça boğazı/geçidi” anlamına geldiği genel kabul göreni olsa da Myrleia adı, Kolofonlu yönetici Myrlius’a atfen verilmiştir.
Myrleia, M.Ö. 3. yüzyıl başlarında Bursa şehrinin de kurucusu olan Bithynia Kralı Prusias ile kayınpederi Makedonya Kralı Philippos ile birlikte ele geçirildi. V. Philippos bu yöreyi damadı olan Prusias’a verdi, o da Myrleia’nın yerine yeni bir kent kurarak eşi ve Philippos’un kızı olan Apame’nin adıyla “Apameia” olarak adlandırdı. Daha sonra Roma İmparatoru Augustus tarafından ordu üssü yapıldı ve Roma’nın Anadolu’daki ilk kolonisi Apameia oldu.
Dördüncü Haçlı Seferi sırasında 1204’te İstanbul işgal edilerek bir Latin İmparatorluğu kuruldu. Mudanya ve çevresine Fransızlardan oluşan Haçlı Ordusundan birlikler geldi. Kentteki yerleşimin tepelikteki zeytin bahçelerinin yanında olduğunu görünce, “Montaneia” diye adlandırdılar. Bu adın Latincede “dağ, tepe” anlamına gelen “mons”tan türetildiği, dolayısıyla ‘’dağlık yöre, dağ ülkesi’’ olarak anılmaya başlandığı söylenir.
Kentin çağdaş adının, "Montaneia" isminden türeyerek Mudanya olduğu anlaşılıyor. 1321 yılında Orhan Gazi tarafından henüz şehzadeyken fethedilir ve Osmanlı hakimiyetine girer. Kısa bir süreliğine kentin limanı olma özelliğini Kurşunlu’ya kaptırsa da, yıllar içinde önemi ve değeri sürekli artarak Bursa’ya ulaşımın tek noktası haline gelir.
Tarih 25 Haziran 1920 sabahını gösterdiğinde bir İngiliz filosu Mudanya’ya çıkarma yapar. Hiçbir talimat almamasına rağmen Şükrü Çavuş tek başına karşı koymaya karar verir. İngiliz birliğini takip eder ve birlik ilerlerken ateş açar. Binbaşı rütbesindeki komutanı öldürür, ama kendisi de açılan karşı ateşte şehit düşer.
Bu hadise İngilizlerin gemilerine binerek geri dönmesine sebep olur. Fakat 6 Temmuz 1920 günü hem denizden hem havadan saldıran İngilizler, Mudanya’yı işgal ettiler.
İngilizler bir süre sonra, yerlerini Yunanlılara bıraktılar. Kent düşman işgali altında iki yıl iki ay iki gün geçirir ve 12 Eylül 1922 günü Halit Paşa komutasındaki Kocaeli Grubu Birlikleri tarafından kurtarılır.
Tabii, Mudanya denilince aklamıza en önce 3-11 Ekim 1922 tarihleri arasında gerçekleşen Mudanya Mütarekesi geliyor. TBMM’nin ilk siyasi ve diplomatik zaferlerinden olan Mütareke’nin imzalandığı tarihi bina Mudanya Kordon hattındadır.
Şunu da belirtmek lazım; Osmanlı Döneminde Mudanya-Eminönü arasında sürekli kayık seferleri yapılmaktaydı. Padişahlar Bursa’ya gelecekleri zaman, önce Mudanya’ya gelir, buradan şehir merkezine geçerlerdi. Seyahatname yazarı Evliya Çelebi 1640 yılında ilk ziyaretini Mudanya’ya yapmıştır.
Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinden Mudanya
Mudanya: "Bu şehir İstanbul tekfurunun kızı Mudanya'nın yaptırmasıdır. Bana gurbet diyarında ilk cuma namazı bu şehirde kısmet olmuştur. Ticaretgâh bir iskeledir. Gidip gelenler için emin bir limandır. Çünkü Mudanya, İstanbul Halici'nin kıblesindeki (güneyindeki) bir bucakta olduğundan yedi rüzgârdan korunmuştur. Ama kuzey rüzgârından o kadar emin değildir.
İskele başında gümrükhanesi vardır. Gelip giden gemilerden, karadan gelen tüccardan padişah öşrü alınır. 10 yük akça imtizama bırakılmıştır.
Şehir, deniz kıyısında, geniş bir alandadır. Kafesi bir alçak, kapalı yerde taş yapıdır. 721 tarihinde (31 Ocak 1321 - 19 Ocak 1322), Orhan Gazi, şehzadeliğinde, babası Osman Gazi'nin izniyle bu kaleyi fethedip bir daha kâfir almasın diye yer yer yıktı. Fakat az bir çalışma ile onarılması mümkündür.
Şehir, Anadolu Eyaletlerinde Gazi Hüdâvendigâr Sancağı'nın Voyvodalığıdır. 150 akçalık kazadır. Kadılığı yılda 2000 kuruş getirir. Bazı kere de Bursa Mollası'na başmaklık bahası olarak ihsan edilir.
Güzel bir kazadır. 3 camisi, 7 mescidi, 3 hanı, 1 hamamı, 2 sibyan mektebi, 200 kadar dükkanı vardır.
Halkı Rum'dur. Suyunun ve havasının güzelliğinden Rum güzelleri çoktur. İnciri, üzümü, şırası meşhurdur. Hele sirkesi bütün dünyaya dağıldığından bu şehre "Sirke Yurdu" derler."
Görmeden Ayrılma
- Burgaz/Güzelyalı ve Kordonu
- Mudanya Merkez
- Mütareke Binası
- Tarihi Tren Garı
- Yıldıztepe
- Girit (Rum) Mahallesi
- Tahirpaşa Konağı
- Trilye
- Kumyaka
- Eşkel, Eğerce ve Mesudiye Plajları