Alanya Atatürk Evi Müzesi hakkında bilmedikleriniz? Atatürk’ün Alanya ziyaretinde kaldığı evin tarihçesi, müzenin içerisindeki kıymetli eserler...
Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 1935 yılında Alanya ziyareti sırasında kısa da olsa kaldığı ev günümüzde müze olarak ziyarete açıktır.
Alanya’ya geldiğinizde yarım saatinizi bu müzeye ayırıp hem Atatürk’ün hatıralarını yad edebilir hem de klasik Alanya ev mimarisi ve Alanya kültürünü yaşayabilirsiniz.
Etnoğrafik eserlerle donatılan müzede gelen ziyaretçilere Alanya yaşamı ve kültürü hakkında da bilgiler verilmektedir.
Müze Açılış-Kapanış Saatleri ve Ücretleri
Atatürk Evi Müzesi’nin açılış ve kapanış saatleri yaz ve kış dönemi olarak değişiyor. Gitmeden evvel mutlaka teyit edin. Saat 10:00’da açılan müze 17:00’de kapanıyor.
Girişi ücretsiz, herhangi bir ücret ödemiyorsunuz.
Müze Binasının Tarihçesi ve Özellikleri
Evin mimarisine baktığınız zaman klasik Türk mimarisini gözlemlersiniz. 19.yüzyıl yapısı olan evin ilk sahibi, o dönemde Alanya’nın önde gelen kereste tüccarlarından M. Tevfik Azakoğlu’dur.
Dışarıdan baktığınızda üç katlı binanın konak tipinde inşa edildiğini görürsünüz. “Karnıyarık Plan” tipiyle inşa edilmiştir.
Peki nedir Karnıyarık Plan tipi? Geleneksel Anadolu Türk evlerinde kullanılan, evin ortasında boydan boya bir salonun (sofa da denir) yer alıp salonun etrafında da odaların yer aldığı plan tipidir. Salonun etrafında en az ikişer oda bulunur. İstanbul başta olmak üzere Anadolu’da Türk mimarisinin hakim olduğu bir çok yerleşimde karnıyarık plan dediğimiz bu tarz evler fazlasıyla bulunur.
Aynı zamanda Kargir yapıdadır bu bina (Kargir; taşıyıcı duvarları taş, beton ve tuğladan inşa edilmiş yapılardır). Dıştaki sarı badanası ile dikkat çekici tarihi binaya bahçe kapısından giriş yapılmakta ve merdivenlerle birinci kata çıkılmaktadır.
Zemin kat eskiden ahır ve depo olarak kullanılmıştır. Birinci ve ikinci katlar ise birbirine büyük benzerlik gösterir. Her katta toplam 5 oda ve 1 sandık odası yer alır. Sandık Odası dediğimiz kısım; eskiden Türk evlerinde mutlaka bulunan, penceresiz olarak inşa edilen ve ev ahalisi tarafından kullanılmayan eşyaların saklandığı-tutulduğu yerdir. Yani bir nevi depolama odası veya depo. İşte Atatürk Evi Müzesi’nde de sandık odaları yer alıyor.
Alanya’nın sıcak ve nemli iklimini göz önüne alarak inşa edilmiş konak Alanya Kalesi manzarası ile de o dönemin en saygın evlerinden biridir.
Atatürk Evi Müzesi, asıl sahibi M. Tevfik Azakoğlu’nun vefat etmesinin ardından mirasçısı Rıfat Azakoğlu’na kalır. 8 Haziran 1981 tarihinde Rıfat Azakoğlu bu evi Atatürk Evi ve Müzesi olarak kullanılması şartı ile hazineye devreder, ev Kültür ve Turizm Bakanlığı’na aktarılır.
O tarihten bu yana müze olarak ziyarete açık olan ev her yıl binlerce ziyaretçi ağırlamaktadır.
Atamız’ın 18 Şubat 1935 senesinde Alanya ziyaretinde kısa süre de olsa bu evde kalmış, dinlenmiş olması tarihi konağı özel ve kıymetli kılıyor.
Atatürk Evi Müzesi’ni Geziyoruz
Merdivenlerden çıkıp konağın birinci katından içeri girdiğinizde görevli sizden çantalarınızı hemen sağda bulunan kasalardan birine koyup kilitlemenizi istiyor.
Girişte ferah bir salon ve yukarı çıkan merdivenler. Hemen solunuzdaki odada Atatürk’ün kişisel eşyaları sergileniyor.
Atatürk’ün giysileri, ayakkabıları, bir takım aksesuar ve şahsi eşyaları bu odada yer alıyor.
Yine Atatürk fotoğrafları ve maketi dikkatinizi çekecek olan eserler. Ulu Önder’e ait eşyaları görüp de heyecanlanmamak ya da duygulanmamak mümkün değil.
Duvarda asılı Atatürk’ün orjinal yazısı olan telgraf da dikkatinizi çekecek olanlardan. Atatürk’ün Alanya ziyareti sonrasında Alanya halkına gönderdiği bu telgraf, inceliğinin bir örneği olarak durmakta.
Tabii burada şöyle de bir durum var: Atatürk’ün Alanya’ya gelişi, Alanya’dan çok kısa sürede ayrılışı beraberinde bir tartışma yaratmıştır. Hatta Atatürk’ün Alanyalılar’a kırgın ayrıldığı dahi dile getirilmiştir.
Bu konuda farklı görüşler ortaya atılsa da Atatürk Alanya’dan ayrılışının ardından bir telgraf çekerek Alanya halkına teşekkürlerini dile getirmiştir. İşte telgrafta yazdıkları:
“Alanya’ya geldiğimde geçirdiğim birkaç saat esnasında Muhterem Alanya halkının gösterdikleri muhabbet ve misafirperverlikten çok memnun ve mütehassıs oldum. Ancak, daha fazla kalmak için bir sebep olmadığından ayrılmış olduğumu başka türlü mülahazaya gerek yoktur. Muhterem halka tekrar selam ve muhabbetler.”
Karşı taraftaki odada ise evin sahipleri olan Azakoğlu ailesinin resimlerini, onlarla ilgili bilgileri ve kişisel eşyalarını görüyorsunuz.
Merdivenin hemen altında ise klasik Alanya evlerinin canlandırması çıkıyor karşınıza. Maket bile olsa klasik evler ve Türk halkının yaşamından örnekler ayrı bir keyif katıyor müzeye.
Alt kattaki diğer önemli kısım ise Mutfak bölümü. Mutfak içerisindeki canlandırmalar, kap kaçak eşyalar, ocak ve dahası yine Türk evlerindeki mutfak kültürünü çok güzel yansıtıyor. Bakır sahanlar, kaşık-çatal ve daha nice eşyalar, Türk kahve kültürü ve fincanlar... Hepsi Alanya’yı ve Anadolu’yu anlatıyor aslında.
Üst kata yani ikinci kata çıktığınızda ise yine geniş bir salon (sofa) ve etrafındaki odalar karşılıyor sizleri. İşte Karnıyarık Plan dediğimiz tip burada net bir şekilde anlaşılıyor.
Üst katta daha çok etnoğrafik eserler sergilenmekle birlikte, klasik bir Alanya evi örneği sunulmuş aslında. Salonda yemek masası ve misafir ağırlanan alan yer alıyor.
Hemen sağ tarafta bir yatak odası bulunmakta. El işlemeleri, el dokumaları göz alıcı. Odanın dekorasyonu özenle hazırlanmış...
Çalışma odası ise bir diğer geniş oda. Aynı zamanda Hamam da sağ aralıkta yer alıyor. Burada tabelalarda uzunca hamam kültüründen bahsediliyor.
Sol taraftaki odalardan biri Çocuk Odası ve yine özgün şekilde dekore edilmiş.
Bir diğer oda ise Günlük Oda. Geniş ailelerin yaşadığı bu evlerde aile bireylerinin günlük bir araya gelip sohbet ettikleri, toplandıkları, el işlerini yaptıkları oda. Canlandırmalar gayet özel ve yerinde.
Bir diğer odada ise camekanlar bulunuyor. Bu camekanlarda ise Alanya yöresi geleneksel eşyaları sergileniyor. Yöresel kıyafetler, takılar, önemli günlerde giyilen eşyalar,erkeklerin kullandığı ok ve silahlar...
Tarihi evin içerisinde gezerken hem Alanya kültürüne dokunacaksınız hem de Atamız’ın kısa da olsa zaman geçirdiği evin havasını teneffüs etmiş olacaksınız.
1935’den bu yana geçen zaman içerisinde bu evin korunarak günümüze gelmesi ve müzeye dönüştürülmesi hem Atamız’ı anmak adına güzel bir adım hem de tarihi değerlere sahip çıkmak adına doğru bir karar.
Siz de Alanya’ya gelirseniz Atatürk Evi Müzesi’ne mutlaka uğrayın. İyi geziler diliyorum.