Alanya’nın simgesi ve ruhu diyebileceğimiz Alanya Kalesi tarihi hakkında merak edilenler? Alanya Kalesi me zaman inşa edildi? Alanya Kalesi'ne nasıl gidilir?
Alanya gezilerinizde şehri gezmeye “olmazsa olmazlardan” şehrin simgesi Alanya Kalesi’ni gezerek başlayın. Açık Hava Müzesi niteliğindeki Alanya Kalesi tüm görkemi ve asaletiyle gelenleri selamlıyor olacak. UNESCO Geçici Miras Listesi’nde yer alan Alanya şehri ve tarihi yapıları tüm dünyanın ilgisini çekmektedir.
Alanya Kalesi’nin Tarihçesi
Antalya’nın tarih ve kültürel açıdan en zengin ilçelerinden biridir Alanya. Şehrin en görkemli yapısı ise şüphesiz 6 kilometreyi bulan surları ve ayakta kalan tarihi yapılarıyla Alanya Kalesi’dir.
Alanya Kalesi bulunduğu yarımada üzerinde deniz seviyesinden yaklaşık 250 metre yüksekliktedir. Tabii bu görkemli surlar deniz seviyesine kadar iner, beraberinde bir çok tarihi yapıyı içerisine alır; Kızılkule, Tersane gibi...
Ulaşımı zor, korunaklı yarımada üzerinde yükselen kale şehrin her bir tarafından sizi selamlar. Alanya’nın ruhudur, şehre asalet katar, şehri ayakta tutar tıpkı asırlar boyunca medeniyetleri koynunda sakladığı gibi...
Yaklaşık 2000 yıllık yaşıyla Alanya Kalesi, Anadolu’nun da en iyi korunmuş ve günümüze gelebilmeyi başarmış kalelerindendir.
Hellenistik dönemde inşa edildiği bilinen kalenin yapım tarihi ve kimler tarafından inşa edildiği tam olarak net değildir. Alanya’dan ilk bahseden kişi coğrafyacı Scylax M.Ö. IV. yüzyılda “Coracesium - Korakesium” olarak şehirden söz eder. Ünlü coğrafyacı Amasyalı Strabon ise şehri “Kilikya Bölgesi’ne batıdan giriş yapıldığında ilk görünen şehir, ele geçirilmesi çok zor olan dik bir kaya üzerinde kuruludur” ifadeleriyle anlatır.
Korunaklı limanı sayesinde korsanlara ev sahipliği yapmış olan Alanya Kalesi, Roma döneminde gittikçe büyür. Surları genişletilir, yeni yapılar inşa edilir. İmparatorlar adına sikke bastırılır, günümüzde Alanya Müzesi’nde bu sergilenen sikkeleri görebilirsiniz.
Bizans döneminde ise "Kalonoros" ismiyle anılan kale, Akdeniz’deki en işlek limanlardan biri olmayı başarır. İnşa edilen kilise ve manastır yapılarıyla Hristiyanlık hüküm sürer.
Ta ki Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alaaddin Keykubat şehri ve kaleyi ele geçirene kadar. 1221 senesinde Alanya Kalesi artık Türklerindir ve şehirde Türk-İslam egemenliği başlar.
Şehrin ismi “Alaiye” olarak değiştirilir. Tabiri caizse Alanya’nın en parlak dönemi başlar Keykubat’la birlikte. I. Alaaddin Keykubat büyük bir imar projesi ile var olan surları sağlamlaştırıp yeni surlar inşa ettirir. İhtiyaç doğrultusunda hem deniz kıyısına hem de iç kaleye bir çok eşsiz yapı inşa ettirir.
Bugün günümüzde Alanya’nın sembollerinden Tersane, Kızılkule, Tophane; var olan mevcut surlar, sarnıçlar, hamamlar, camiler, kuleler, türbeler, mescid ve dahası Keykubat tarafından Alanya’ya kazandırılır. Selçuklular’ın en önemli ticaret ve liman şehirlerinden biri haline gelir Alanya; Alanya Kalesi ise tüm haşmeti ve asaletiyle binlerce insana kucak açar.
Anadolu Selçukluları’nın yıkılışıyla birlikte kısa süre beylikler dönemi yaşayan Alanya Kalesi, 1471 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından alınmıştır. Kanuni Sultan Süleyman döneminde ise kalede bir çok yenileme yapılmıştır.
Günümüzde müze olarak ziyarete açık olan İç Kale bölümü ve kale içinde bulunan tarihi yapılarıyla açık hava müzesi olarak binlerce turist tarafından ziyaret edilmektedir.
Alanya Kalesi Girişi ve Ücretleri
Alanya Kalesi haftanın her günü açık. Yaz ve kış dönemlerinde açılış-kapanış saatleri değişebiliyor. Gitmeden kontrol etmek lazım. Ayrıca İç Kale bölümüne yani zirvede bulunan ve müze olarak ayrılan bölüme Müzekart ile giriş yapabiliyorsunuz. Kaleiçini gezmek için ücret ödemiyorsunuz. Kale surları içerisinde bulunan yapıları görmek için yürüyüş yollarını takip ederek ulaşım sağlayabilirsiniz.
Alanya Kalesi’ne Ulaşım
Alanya Kalesi dik bir yarımada üzerinde yer aldığı için araçla ulaşmak en kolayı. Dilerseniz yürüyerek çıkabilirsiniz fakat bu yürüyüş bir saati buluyor ve çok yorucu. Kaleye giden dolmuşlar mevcut, ya da taksi tercihiniz olabilir.
Fakat hemen şunu belirtelim teleferik ile ulaşmak en keyifli olanı. 2017 senesinde açılan teleferik ile Alanya Kalesi’ne ulaşım hem kolay hem daha zevkli hale geldi. Damlataş Mağarası ve Plajı’na çok yakın konumda bulunan Alanya Teleferik İstasyonundan alacağınız biletle kaleye daha hızlı ve kolay ulaşabiliyorsunuz.
8 kişilik kabinlerin bulunduğu teleferikle yukarı çıkarken Damlataş Plajı, Kleopatra Plajı ve Alanya manzarası size eşlik ediyor. Dilerseniz tek gidiş, dilerseniz gidiş-dönüş bileti ile kaleyi doyasıya gezebilirsiniz.
Teleferik yukarı vardığında Ehmedek’in alt kısmına yanaşıyor. Buradan yapacağınız yürüyüş biraz uzun sürse de hem kaleyi doyasıya keşfediyorsunuz hem de Alanya’nın muhteşem manzarasını. Seyir teraslarından Alanya’yı fotoğraflayan yüzlerce kişiyi görüyorsunuz.
İçkale ve İçkale’deki Yapılar
Müzekart ile giriş yapacağınız kısım burası. İçkale yarımadanın zirvesinde bulunuyor. Buraya çıktığınızda göreceğiniz yapılar tarihi, manzara ise nefes kesici. 83 kulesi ve 140 burcu bulunan Alanya Kalesi 6 kilometre uzunluğundaki surları ile üzerinde bulunduğu yarımadayı sarıp sarmalıyor adeta.
Tarihi yarımadanın en zirvesinde bulunan İçkale, milattan önceki dönemlerde akropol olarak nitelendirilen kısımdır. Yapılan kazılarda burada bulunan en eski buluntu milattan önceye (142-138) tarihlenen sikkedir. Bunların dışında roma dönemi sikkeleri de buradaki Roma dönemi izlerine işaret eder.
İçkale’ye girdiğinizde sağ tarafta ilk göreceğiniz kalıntı ise Alaaddin Keykubat’a ait olan Saray Kalıntısı (Saray Kompleksi) olacak. I.Alaaddin Keykubat Konya Beyşehir’de göl kenarında ve Alanya Kalesi’nde iki saray inşa ettirmişti. Alanya Kalesi’nde yaptırdığı sarayı kışlık, Beyşehir Gölü kenarındaki Kubadabad Sarayı’nı ise yazlık saray olarak kullanmaktaydı. Bugün çok fazla ayakta kalmasa da yapılan restorasyonlarla saray kompleksi görülebilmektedir.
İçkale’de göreceğiniz bir çok sarnıç yapısı ise yine yenilemelerle koruma altına alınmıştır. Su toplamak için inşa edilen sarnıçlar sayesinde su ihtiyacı karşılanmıştır. Kalede toplamda 400 kadar sarnıç olduğunu hesaba katarsak su sıkıntısının önüne ciddi şekilde geçildiği ortaya çıkıyor.
İlerlediğinizde karşınıza çıkacak olan diğer bir yapı ise Kilise oluyor. Şuan gördüğünüz bu kilisenin yapım tarihi M.S. 12. yüzyıl. Fakat ilk yapılan bazilikal planlı kilise 6. yüzyılda inşa edilmişti. Zarar görüp yıkıldığı için de yerine 12. yüzyıl yapısı, üç yapraklı yonca (trikonkhos) planlı ve merkezi kubbeli bu kilise inşa edilmişti.
Restorasyonlarla ayakta kalan kilisenin içerisinde eskiden freskler olduğu bilinmektedir. Günümüzde pek bir şey kalmasa da Bizans döneminin izlerini taşır bu kilise.
Buradan burçlara geldiğinizde ise göreceğiniz manzaralar büyüleyici.
Ehmedek ve Kale surları, kale içindeki Osmanlı mimarisindeki evler hepsi göz alıcı.
Kalenin burçlarından yine Kleopatra Plajı ve Alanya manzarası ise aynı göz alıcılıkta.
İleriye doğru dikkatinizi çekecek olan yer ise “Adam Atacağı Efsanesi” ile ün salmış yer. Etrafı yüksek parmaklıklarla çevrili bu yer hakkında anlatılaan efsaneler vardır. Hatta etrafta taş arayıp oradan denize taş atmaya çalışan insanlar görebilirsiniz.
Bunun sebebi; hikayeye göre eskiden yani Roma döneminde suçlu olan mahkumların buradan aşağı atılarak cezalandırıldığıdır. Mahkumun eline 3 taş verilir, bu taşlardan en azından birini denize ulaştıramazsa mahkum aşağı atılır. Taşlardan birini bile denize ulaştıran ise affedilir. O yüzden gelenler taş atma çabasına girer. Ama bunun yasak olduğunu özellikle belirtelim.
Aşağı doğru baktığınızda ise Cilvarda Burnu’nu görüyorsunuz. Yarımadanın çıkıntısı durumunda ve 400 metre uzunluğunda olan Cilvarda Burnu sarp kayalardan meydana gelir. Üzerinde kilise ve manastır kalıntıları bulunan Cilvarda Burnu’na çıkmak ya da ulaşmak mümkün değildir.
İçkale’deki diğer kıymetli yapılar; anıtsal kale kapısı, tonozlu galeriler (iki katlıdırlar), Sultan hamamı ve bir çok sarnıç...
Alanya Kalesi’nde Göreceğiniz Diğer Yapılar
Şüphesiz Kalenin en önemli ve dikkat çekici yapısı Kızılkule. Alanya’nın simgesi haline gelen sekiz köşeli olarak tasarlanmış, Selçuklu Sekiz Köşeli Yıldızı’na atıfta bulunan Kızılkule, Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılan en güzel Selçuklu eserlerinden biridir. Tersane ise bir diğer kıymetli Selçuklu eseridir.
Tersane ve Kızılkule hakkında daha fazla bilgi için... DEVAMINI OKU...
Ehmedek; şayet teleferik ile çıkarsanız ilk göreceğiniz yapı olacak Ehmedek. Ehmedek Kalesi, aslında Bizans döneminden kalan küçük kale yapısının üzerinde, 1227 yılında Selçuklular tarafından yeniden inşa edilmiş olan orta çağ kalesidir. Karadan gelebilecek herhangi bir saldırıya karşı yapılmıştır.
Ehmedek içerisinde küçük bir hamam, kuleler, sarnıçlar ve pencereli yapılar bulunmaktadır. Ehmedek kazılarında ortaya çıkarılan bir çok çini ise Sultan Alaaddin Keykubat’ın zengin Alaiye dönemine işaret etmektedir.
Süleymaniye Camii; Günümüzdeki camiyi inşa ettiren Kanuni Sultan Süleyman olsa da, ilk yaptıran kişi Sultan Alaaddin Keykubat’tır. 1231 senesinde kalenin bu yüksek noktasında Keykubat tarafından inşa ettirilmiştir. Fakat ilerleyen asırlarda caminin yıkılması sebebiyle, 16. yüzyılda Sultan Süleyman tarafından tekrardan yaptırılmıştır. O yüzden Süleymaniye Camii diye anılır ama aynı zamanda Alaaddin Camisi diye de bilinir.
Bedesten; Süleymaniye Camisi’ne çok yakın noktadadır. Karamanoğulları Beyliği döneminde yapıldığı düşünülmektedir. Bedestenin restorasyonu devam etmektedir.
Kale içindeki kuleler, sarnıçlar yürüyüşünüz boyunca dikkatinizi çekecek. Kültürevi, Keykubat’ın ilk kumandanı Akşabe Sultan tarafından 1230’da yaptırılan Akşabe Sultan Mescidi, Tarihi Osmanlı Evleri ve bir çok kıymetli yapı...
Yine yol üzerindeki, 1880’de Fransızlar tarafından yaptırılan Alanya Feneri, bunun dışında Gemili Mescit Alanya Kalesi içerisindeki kıymetli yapılardan.
Alanya Kalesi’nden aşağıya doğru baktığınızda göreceğiniz manzara geçmişle şimdinin birbirine tutunmuş hali aslında. Kızılkule manzaralı tablo karşınızda bir ressamın tualinden fırlamışçasına dururken, düşüncelere dalmadan edemiyor insan. Bir tarafta binlerce yıllık geçmiş ve yaşanmışlıklar,bir tarafta dünyaca ünlü turizm merkezi yaşayan şehir Alanya.
Alanya Kalesi ve surların akşam ışıklandırılmış hali ise kesinlikle görülmeli.
Antik dönemin Korakesium’u, Bizans’ın Kalonoros’u ve Sultan Alaaddin’in Alaiye’si... Nasıl sevilmez ki çağlar devirmiş bu kadim şehir...