Mudanya'nın Saklı Güzellikleri | Mudanya Gezilecek Yerler

Mudanya'nın Saklı Güzellikleri

Mudanya'da gezilecek yerler nerelerdir? Mudanya merkezde ve Mudanya çevresindeki gezilecek yerler hakkında. Trilye, Kumyaka (Siği), Güzelyalı, Mudanya Mütareke Evi...

Denizi, havası, poyrazı, zeytini, kordonları ve Kurtuluş Savaşı’nın zafer takı hüviyetinde ki Mütareke Antlaşması ile bilinen Mavi Huylu Kent Mudanya’nın değerleri içinde kayboluyor insan. Mudanya’ya dair söylenecek çok söz var ama biz bu yazımızda onca güzelliğinden dolayı saklı kalmış, çok öne çıkamayan yönlerini keşfe çıkalım hep birlikte. İşte Mudanya'nın saklı güzellikleri...

1. Mudanya Evleri

Bugünkü adıyla Halitpaşa (Girit) Mahallesi, eski adı ise Rum mahallesidir. Piçiretu adında İtalyan bir mimar tarafından planlanmıştır. Evlerin konumu o kadar iyi dizayn edilmiştir ki nereden bakarsanız bakın evlerin pencerelerinden deniz gözükmektedir. Önceleri kuzey tarafı yani denize nazır taraf gayrimüslimlerin, güney ise Türklerin yerleşim yeriydi. 1893 Osmanlı kayıtlarına baktığımızda bu bölgede; 1060 Hristiyan ve 815 Müslüman yaşamaktaydı. Lozan Antlaşması sonrası mübadele ile Rumlar Yunanistan’a göç edince bu bölgeye Girit’ten gelen Türkler yerleşmiştir. Bundan dolayı Girit Mahallesi denilmiştir. Tüm Mudanya’ya 1332 aileden 6463 kişi mübadil göçmen olarak yerleştirilmiştir.

1893 yılı Osmanlı nüfus sayımına göre, Mudanya'da yaşayan kişi sayısı 16.683 kişiydi. Bunların büyük çoğunluğu (%71) Rumlardan oluşmaktaydı (11.757 kişi). Mudanya'daki Türk nüfusu ise 4.891 kişiydi (%29). Rum nüfus 1924 mübadelesinden sonra Yunanistan'a göçmüş, Halkidiki Yarımadası’nda Nea Moudania (Νέα Μουδανιά, Yeni Mudanya) yerleşimini kurmuştur.

Her köşesinde göç izi olan ve yaşayan tarih olarak atfedebileceğimiz Girit Mahallesi; denize kadar inen sokakları, 18. - 19. yüzyıl yalı ve konakları, kalem işleri ve ahşap dokusuyla kendine hayran bıraktıran bir yerleşim alanı.

2.Kumyaka (Siği)

Bursa sahillerinin incisi Mudanya’nın ruhunda büyük bir tarih saklayan değerlerinden biri de Kumyaka. 10 kilometre uzunluğunda Mudanya-Tirilye hattı üzerinde, yemyeşil bir doğa ve masmavi bir deniz manzaralı bir yol bekliyor sizi. Tamda bu yolun ortalarında şirin ve narin eski bir Rum yerleşkesi Kumyaka.

Kaynak: www.bursa.com.tr/tr/mekan/kumyaka-da-kahve-keyfi-yapin-711/

Sygi, Rumca hem incir ve hemde sesizlik anlamları taşımaktadır. Her iki anlamı da üzerinde taşıyan eski bir Rum köyü. Bizans döneminde “Siguino” olarak geçiyor.  Sessizliğin ve dinginliğin, deniz ve doğayla harmanlandığı yer diyebiliriz. Nüfusu 700’dür. Bozulmamış doğal güzelliği ve eski Rum evleriyle, dar ve kesme taş sokakları, birbirinden renkli bahçeleriyle göz kamaştıran, görülmesi gereken tarih kokan mahallelerinden biri.

Kumyaka’yı Dünyaca tanınır hale getiren özelliklerinden biri de, Dünyanın ayakta kalan en eski 3. kilisesi olan Baş Melekler Kilisesi de bu köydedir (Hagios Taxiarchoi). Bizans İmparatoru IV. Konstantin (Porphyrogennetos) tarafından 780 yılında inşa edilen kilise 1241 yaşındadır. 1448 yılında ve 1819 yılında II. Mahmud döneminde restore ediliyor. Bu kilisenin halk arasında efsaneye dönüşmüş bir de yapılış hikayesi vardır. İmparatoru IV. Konstantin’in bulunduğu gemi bu bölgede fırtınaya yakalanıyor ve bu köydeki keşişler tarafından kurtarılıyor. O da; şükran borcu olarak bu kiliseyi yaptırıyor. Kare planlı ana kilisenin üzeri kubbe ile örtülü olup yanlarda beşik tonozlu dört haç kolundan oluşur. Duvarları tuğla ve taş ile örülü bulunan yapının çatısı da tuğla ile örülmüştür.

 

3. Trilye

Mudanya'da yaklaşık 12 km uzaklıkta bulunan Trilye, sadece Mudanya'nın değil ülkemizin de en popüler noktalarından birisi haline geldi. Eski bir Rum yerleşimi olan Trilye içersinde barındırdığı tarihi ve doğal güzellikleriyle Bursa'nın da en tercih edilen yerlerinden birisidir. Kuruluşundan bu yana Bryllion, Trigleia, Trilye, Mahmut Şevket Paşa ve Zeytinbağı isimleriyle adlandırlan bu sahil kasabası 2012 yılında herkesin bildiği Trilye ismine yaniden kavuştu. 

İsminin nereden geldiği ile ilgili birçok rivayeti olan Trilye'de bunların arasında en bilineni ise Aya Yani, Aya Yorgi ve Aya Sotiri'nin rol aldığı üç papaz hikayesidir. Özetle İznik Konsilinden aforoz edilen 3 papazın buraya gelip kendi kiliselerini kurması ve ardından bölgenin buna istinaden "Üç Papaz" anlamına gelen Trilye ismiyle adlandırılmasıdır.

Oldukça köklü bir geçmişe sahip olan Trilye bölgenin liman yerleşimi olması açısından ticaret açısından da önemşi bir merkez olmuştur. Özellikle zeytin ve zeytinyağı ile oldukça meşhur olan Trilye'de gezilecek birçok yer sizleri bekliyor. Rum döneminden kalan 150 yıllık taş evler, arnavut kaldırımlı sokaklarının anı sıra 1909'da tamamlanan ve Trilye'nin en ihtişamlı yapısı Taş Mektep, Aziz Vasil Kilisesi (Trilye Kültür Merkezi), Dündar Evi (Aziz Yuhanna Kilisesi), Kemerli Kilise (Panagia Pontobasilissa Kilisesi), Fatih Camii (Hagios Stephanos Kilisesi), Çamlı Kahve Trilye'de görmeden ayrılmamanız gereken yerlerin başında geliyor.

4. Burgaz / Güzelyalı

Burgaz ismi Rumca’da "Hisar" anlamına gelen Pyrgos’tan türetilmiştir. Osmanlı tahrir defterleri buradan "Bergos"  ya da "Sarıca Bergos" olarak söz eder. Eski bir Rum mahallesidir. Kaynaklarda geçen fakat günümüze ulaşamayan, Roma dönemine ait bir gymnasium ve antik tiyatro bulunmaktaydı. Rumlardan kalma Aziz Taxiarchoi Kilisesi 2000 yılına kadar cami olarak kullanılmış, şapel formatında olan bina daha sonra yıktırılmış. Bursa Salnamesinde Burgaz sahilinde bir antik tiyatrodan bahseder ama günümüze ulaşamamıştır. Bugün yerleşim olan bir inşaatta da vaftiz havuzu bulunmuştur.

Güzelyalı Kordon

Güzelyalı, sahil şeridi boyunca devam eden kordonuyla, kafe ve restorantlarıyla özellikle yaz aylarında Marmara Bölgesi’nin en yoğun noktalarından biri konumunda. Nüfusu kış ayına göre yazın 3 katına çıkmaktadır. Tabii bunda en büyük sebep nüfusun çoğunun yazlıkçıların oluşturuyor olması. Bursalıların yüzmek için en çok tercih ettikleri bölge yine Burgaz Halk Plajları olmakta bu da beldenin cazibesini artırmakta.

Güzelyalı bir özelliğiyle de diğer sahil şeridi beldelerden ayrılmakta ve tercih edilen bir nokta olmakta. Özellikle kalp ve tansiyon rahatsızlığı yaşayanlar için rüzgarı ve havasıyla adeta bir şifa merkezi konumundadır. Yılın 230 günü poyraz esen bu beldeyi, doktorlar bile hastalarına tavsiye etmektedir.

5. Mudanya Mütareke Evi

Tarihler 11 Ekim 1922’ye geldiğindeyse, tüm Dünya’ya barış ile mührünü vurmuş bir belde MudanyaTürkiye Büyük Millet Meclisi’nin siyasi ve diplomatik alanda kazandığı ilk zafer olan ve Osmanlı Devleti’nin hukuken sona erip Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin uluslararası alanda kabul gördüğü Mudanya Mütarekesi’nin imzalandığı bu bina, Mudanyalıların ve tüm Mudanya’yı ziyaret edenlerin hatıra fotoğrafı çektirmeden ayrılmadığı sabit bir nokta işlevinde aynı zamanda. 

Mudanya’daki birçok yalı gibi denize nazır konumu ile ayrıcalıklı bir yere sahip olan Mütareke Evi; 1800’lü yıllarda kereste tüccarı olan Rus Aleksandır Ganyanof tarafından yaptırılmıştır. Daha sonra "Şeker Kralı" olarak bilinen, Cumhuriyet’in ilk yıllarının en çok tanınan iş adamlarından olan, Mehmet Hayri İpar tarafından ailesiyle bir müddet kiracı olarak oturduğu bu yalı satın alınmıştır. Hayri İpar tarafından satın alınıp onarılan bu Yalı; 1937 yılından 1959 yılına kadar Mudanya Belediyesi’ne bağlı bir müze olarak hizmet verdi. 1959 yılında ise Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ne devredildi.

 

6. Tahir Paşa Konağı

Şükrü Çavuş Mahallesi’nde yer alan Tahir Paşa Konağı, 18. yüzyıl Osmanlı mimarisinin en seçkin örneklerinden birisidir. Alt katı uzun süre ilçe halk kütüphanesi olarak kullanılıp 2012’de Mudanya Belediyesi’ne devredilen Tahir Paşa Konağı, 18. yüzyıl mimarisi ile Lale Devri'nin Bursa’daki en önemli temsilcisidir. İç duvar ve tavanlarındaki çiçek kabartmalı gravürleri günümüze kadar gelmeyi başarmış 18 odalı konağın, bir bölümü Fransa’dan getirtilip bugüne kadar Bursa’da himaye edilmiş eşyaları Tahir Paşa’nın torunu Agâh Bursalı onayıyla izlenime sunulmuştur. Tahir Paşa’nın bir diğer torunu Memduh Gökçen’in de desteğiyle yapının müze ve sosyal/ kültürel merkez amaçlı değerlendirilmesi sağlandı ve 5 Temmuz 2013’te hizmete açıldı.

18. yüzyıl Osmanlı mimarisi özelliklerini taşıyan konak, zemin artı 1 katlıdır. 1724 yılında inşa edilen konak günümüzde müze evi olarak hizmet vermektedir. Konağın 2. katında yer alan Baş Oda’nın tavan ve duvarlarını süsleyen Lale Devri’nde (Lale Devri, Osmanlı Devleti'nde, 1718 yılında Avusturya ile imzalanan Pasarofça Antlaşması ile başlayıp 1730 yılındaki Patrona Halil İsyanı ile sona eren dönemdir.) yapılmış kalem işi süslemeleri; nadide eser olarak kabul edilmektedir. Ördekli avize, el yapımı dövme gümüş mineli saat, dört koltuk ve güllü abanoz ağacından sandalyeler, Tahir Paşa’nın gündelik giysileri, tören kostümü, kılıcı ve kendisine hediye edilen Şeyh Şamil’in Çerkez yamçısı, Mudanya Bandosu köşesi, Girit odaları ve Mudanya fotoğrafları meraklılarına sunuluyor.

Tahir Paşa; Mudanya beldesi Voyvodası’dır. Voyvoda her ne kadar kulağımıza tanıdık gelse de anlamı pek bilinmez. Osmanlı Devleti’nde Eflak-Boğdan yöneticilerine ve 17. yüzyıldan sonra kazalarda vezirler adına vergi toplayan görevlilere verilen addır. 1859 itibarıyla voyvodalık kaldırılarak kazalara kaymakam tayin edilmeye; geniş yetkili defterdarlıklar, şehir belediye ve meclisleri kurulmaya başlanmıştır.

Sultan Abdülaziz tarafından mukaddes eşyaları Hicaz’a götürecek Sürre Alayına baş olarak görevlendirilmiş iken kalp krizi sonucu 1870 yılında vefatı üzerine, Bursa’ya nakledilmeyip Eyüp Sultan Haziresi civarına defnedilmiştir.

7. Myrleia Antik Kenti

Hisarlık olarak anılan bölge, M.Ö. 7. yüzyılda  şehrin ilk kurulduğu yerdir. 2012 yılında bir inşaat sırasında tevafuken ortaya çıkan antik kent, SİT Alanı ilan edildi ama denize yakın kuzey kısmında inşa edilen alışveriş merkezi ile gündemden de hiç düşmedi.

8. Mudanya Sosyal Tesisleri

19. yüzyıl yapısı olan bina, Mudanya Demiryolu Hattı İşletme Binası olarak hizmet vermek üzere inşa edilmiştir. 1958-1963 yılları arasında kaymakamlık lojmanı, 1963-2000 yılları arasında Akşam Kız Sanat Okulu olarak kullanılan bina, varlığını yüz yılı aşkın bir süredir korumuştur. Mudanya İskele Meydanı üzerinde bulunan yapı, 2009 yılında Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilerek Mudanya İstasyonu Sosyal Tesisi olarak hizmete sunulmuştur.

9. Mudanya Tren İstasyonu

Denize nazır olan bu görkemli bina, 1849 yılında Fransızlar tarafından ilk Gümrük Binası olarak inşa edildi. Osmanlı; devlet politikası olarak 1850’lerden sonra demiryoluna çok önem vermiş ve öncelemiştir. Sultan Abdulaziz, 1871 yılında demiryolu ile ilgili hususi irade yayımlatmıştır hatta. Asya Osmanlı Demiryolları Projesi Haydarpaşa’dan başlıyor, bu ağın içinde Bursa-Mudanya hattı da yer alıyordu. Bursa’dan Fransa’nın Lyon kentine ipek ihracatını kolaylaştırmak için Mudanya-Bursa arasına 42 km uzunluğunda demiryolu hattı inşa edildi. O zamanın parasıyla 185 bin lira masraf yapılmış fakat işletmeye açılamamıştı.

1891 yılında onarım gören bina 1892 yılında törenle açıldı. Bursa’da fabrikalarda üretilen ipekler, demiryolu ile Mudanya’ya taşındı. Önceleri Gümrük Ambarı olan bina daha sonra Tren İstasyonu oldu. Bursa’da üretilen malların Dünya’ya ulaşmasında önemli bir role sahip olan demiryolları, TBMM tarafından çıkarılan bir kanunla zarar ettiği gerekçesiyle 1953 yılında kapatıldı. Mudanya-Bursa ulaşımını sağlayan trenin kaldırılıp rayların sökülmesi sonucu işlevini yitiren bu ihtişamlı gar binası, 1980’li yılların sonunda restore edilerek otele dönüştürüldü.

10. Mudanya Ortodoks Kilisesi

Mudanya’da yaşayan Ortodoks Rumların en önemli ve en büyük kilisesi olan bu görkemli yapı, günümüzde Uğur Mumcu Kültür Merkezi olarak kullanılmaktadır. Yaptıranı ve yapılış tarihi bilinmemektedir. Kuzey cephesindeki pencerede 1834 tarihli bir kitabede şöyle yazıyor: "İyi hemşehrimiz Anastasiou oğlu Iordines anımsamak için ve dindarlığından dolayı, bu kutsal kilisenin yüzeyindeki bütün yontulmuş taşları Palaikhorio’daki zeytinliğinden getirerek bağışlamıştır. Mudanya ona minnettardır."

Yapı, Rumların mübadele sonucu Mudanya’dan ayrılmasının ardından ibadethane özelliğini yitirmiş, uzun süre sinema olarak kullanılmış daha sonra belediye tarafından kültür merkezine çevrilmiştir.

11. Aydınpınar Kilisesi

Zeytinlikler arasında bir mahalle olan Aydınpınar’da tüm görkemiyle varlığını sürdüren; Hagios Apostoloi Kilisesi. Bursa Metropoliti Konstantios döneminde 1850’li yıllarda yapılan kilise, 170 yıldır ayakta duruyor. Eski adı Misebolu olan Rum köyü Aydınpınar’daki kilise, Mudanya Mütarekesi akabi döneminde camiye dönüştürülmüştür. Çan Kulesi de bir süre minare olarak kullanılmıştır. Kilisenin ana giriş kapısının üstünde Rumca yazılmış kitabede; geçmişin tozlu sayfalarından günümüze dek anlamını yitirmeyen bir söz dikkat çekiyor: “Tanrım, evlerin ne kadar sevilir.”

12. Dereköy Kilisesi

Eski adı Rumcada "dere" anlamındaki Potamia’dan gelen Dereköy’deki tarihi yapıt, tüm ihtişamıyla zamana meydan okuyor. 1857 yılında yapılan Rum Ortodoks Kilisesi, mübadelenin ardından 1972 yılına kadar cami olarak kullanılmıştır.

13. Arnavutköy

1922 senesine dek Hristiyanların yaşadığı deniz kıyısı ufak bir yerleşkeydi. Günümüzde ise yat limanıyla tanınıyor.

14. Altıntaş

Mudanya-Gemlik yolu üzerinde yemyeşil bir doğanın içinden geçilerek gidilen plajıyla ünlü yerdir. Son dönemde Mudanya’da nüfus yoğunluğunun en çok arttığı bölge aynı zamanda.

15. Hançerli DedeTürbesi

Orhan Gazi’nin damadı ve kumandanı devletin de hazinedarıydı. Bugün mahalleye dönen Hançerli Köyü’nün kurucusudur. Her yıl Mayıs ayında "Hançerli Dede Şenlikleri” düzenlenir.

 

Popüler Yazılar

SÖZLEŞME

Bu internet sitesine girilmesi veya mobil uygulamanın kullanılması sitenin ya da sitedeki bilgilerin ve diğer verilerin programların vs. kullanılması sebebiyle, sözleşmenin ihlali, haksız fiil, ya da başkaca sebeplere binaen, doğabilecek doğrudan ya da dolaylı hiçbir zararlardan REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını, tarafımdan internet sitesinde E-Bültene üye olmak için veya başkaca bir sebeple verdiğim kişisel verileri, özellikle de isim, adres, telefon numarası, e-posta adresi, banka bilgisi, yaş ve cinsiyetle ilgili benzeri bilgileri kendi rızam ile paylaştığımı, REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun nin bu bilgileri kullanmasına muvafakat ettiğimi, bu bilgilerin 3.gerçek ve/veya tüzel kişilerin eline geçmesi ve bu şekilde olumsuz yönde kullanılması halinde ve/veya bu bilgilerin başkaca kişiler ile paylaşılması halinde REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını gayri kabili rücu, kabul, beyan ve taahhüt ederim.