Çanakkale Savaşları Hakkında: Cümleler Yeter mi Anlatmaya?

Çanakkale’deyim… Boğaz kıyısında kurulmuş küçük ama büyük şehirde. Bir milletin Destan yazdığı onurlu şehirde, binlerce bedenin kefensiz yattığı acı kokan yerdeyim…

Çanakkale’deyim… Kordonda oturup bir çay söyledim kendime. Yudumlarken gözüm birden karşıya takıldı; Gelibolu Yarımadası’na! Tabyalarda imkansızlıklar içinde vatan uğrunda savaşıp mücadele eden onlarca genci düşündüm. Daha 15’indeki gençleri… Zorluklar içinde geçen ayları…

Birden masmavi gözleriyle gencecik bir komutan belirdi. Mustafa Kemal’i gördüm orada. Umutla bakan masmavi bir çift göz… Bir millet diriliyordu, evet bir millet ayağa kalkıyordu. Bu dirilişe dünya ihtimal bile vermezken, yüreğinde vatan sevgisi taşıyan yüzlerce asker destan yazıyordu…

Boğaz bugün öylesine durgun ki, ne akıntısı kalmış ne poyrazı. 1915 yılı 18 Mart sabahı Dünyanın en büyük güçlerine kafa tutmamış mıydı? Bir günde geçilecek denilen Çanakkale Boğazı’nı geçemeyen İtilaf Kuvvetlerine kocaman bir tokat atmamış mıydı? Tabyalardan yükselen her bomba sesi, yetim kalacak yeni bir çocuğun habercisi miydi? Söylesene bana o gün de bu kadar sakin miydin?

Çanakkale’deyim… Boğaz Harbi’nde “Çanakkale Geçilmez” diyen yiğitlerin sesi yankılanıyor kulağımda. Bir taraftan da yeni planlarıyla tekrar gelecek olan büyük abilerin sesi. O kadar büyüklerdi ki topladılar binlerce ne idüğü belli olmayan sömürgeyi…

25 Nisan 1915 sabahını düşündüm, Gelibolu kıyılarına düşman gemileri yanaşırken bir avuç askerle savunduğumuz kıyıları… Arıburnu’nda, Seddülbahir’de canla başla verilen mücadeleyi; “Ölmek Var Dönmek Yok” diyen kınalı kuzuları… On sekizinde, hayatının baharında kalem yerine silah tutan elleri, toprağa düşen küçücük bedenleri…

Ve yüreğine ateş düşen anaları… O anneler ki kıyamadıkları kuzularını, vatan uğrunda şehit vermeye çoktan hazırdı. Söz konusu Vatan’dı!! Vatan Yoksa Bizim Olmamızın Bir Anlamı Var mıydı? Bir hilal Uğruna Ya Rab Ne Güneşler Batıyordu… Ölüp ölüp tekrar diriliyordu Çanakkale, tekrar diriliyordu Türk Milleti!

O anneler ki nice yiğitler doğurdu. Bir avuç Gelibolu toprağından bir Cumhuriyet yeşeriyordu. Cumhuriyetin temellerini atan birçok komutan tam da Çanakkale’de omuz omuza çarpışıyordu. Albay Reşat Çiğiltepe bilebilir miydi, çok sonra İstiklal Harbi’nde Çiğiltepe’yi almakta geç kalınca başına sıkıp kendini öldüreceğini?

Vatanı için geç kaldığını düşünerek hayatına son vereceğini? Çanakkale’de tüm bu olacakları hissetmiş miydi acaba? Ölümü göze almış bir kahramana sorulur muydu ki bu soru...

Peki ya Fahrettin Altay? Mücadele ederken 1915’de Çanakkale’de her türlü olumsuzlukla, 9 Eylül 1922 sabahı İzmir’in Yunan işgalinden kurtuluşunda şehre giren ilk süvari birliğinin komutanı olacağını düşünmüş müydü? Akıllarında hep vatanın kurtuluşu olan bu kahramanlar yılmadan bu destanı yazıp son noktayı koymayı başaracaklarını hissetmişler miydi?.

Çanakkale’deyim… Conkbayırı’ndan yükselen ses kulağıma çalınıyor… Titriyorum birden… “Ben Size Savaşmayı Değil Ölmeyi Emrediyorum…” diyen Mustafa Kemal’in sesi. Bu nasıl bir vatan sevgisi, bu nasıl bir şehadet arzusu ki 57. Kahraman Alay taarruza kalkıyor ve yüzlercesi şehit oluyor.

 

Ama savaş bitmiyor, aylar sürüyor… Dakika dakika, saat saat her bir noktada meydana gelen çarpışmalar, süngü hücumları, düşen bombalar, sönen hayatlar… Aklımdan hepsi tek tek geçiyor.

19 Mayıs Taarruzlarında kaybedilen liseliler geliyor gözümün önüne. Sabah gün ağardığında Kırmızısırt’daki cesetlerin o görüntüsü. Aydın gençlerin tek tek biçildiği o gecenin yıllarca bedelini ödeyen bir ülke… “Hey Onbeşli” türküsünde hala göbek atmaya çalışan Türk insanımın acınası hali!!…

Soğuk memleket vesselam Çanakkale. Yazı ayrı derttir kışı ayrı. Esti mi boğazın poyrazı bir titremek gelir ki bedenine engel olamazsın dişlerin vurur birbirine. Siperlerde üstlerinde ince kıyafetleri, ayaklarında çarıkları ile savaşan askerler geliyor gözümün önüne.

Yağan yağmurlarda siperlere dolan sulardan boğulan askerler, donarak hayatını kaybedenler... Hele ki yazın aşırı sıcakta banyo sırası zor gelen ve bitlenen yiğitler. Acı! gerçekten çok acı…

Siperlerdeki askerlerin gecesini ve gündüzünü düşünüyorum. Özlemle geçen ayları… Cepheye gelen bir mektupla avunan, yüzleri gülen aşıkları… Yüzünü bir daha hiç göremeyeceği nişanlısını, bir kere bile kucağına alamayacağı yeni doğmuş kızını… Ve arkada bırakacağı dört yetimini… Her dakika ölümü yaşamak, ölümle burun buruna olmak fikrini…

Vatanına ihanet eden de oldu, kanının son damlasına kadar mücadele eden de. Düşmanına acıyan da oldu hain tuzaklar kuran da…

Bitti denilen bir milletin ayağa kalkışına şahit olan dünya, şaşkınlıkla izledi acılarla geçen 1915’in Çanakkale’sini. Her gün her geçen saat destan yazıldı Çanakkale’de.

Dur Yolcu! Bilmeden Gelip Bastığın Bu Toprak Bir Devrin Battığı Yerdir!” Senin ataların Destan yazdı bu topraklarda, Gururlan ve Unutma! Unutursan ne anlamı kalacak verilen bu zorlu mücadelenin?

Çayını içiyorsun ya şimdi ey sen, özgürce yaşıyorsun ya kanla çizilen sınırlarda, tarihini umursamıyorsun ya hani… Ey Yüce Türk Milleti… Bir kere daha dikkatli bak karşıya. Karşıda bir tarih yatıyor. Karşıda, Gelibolu Yarımadası’nda binlercesi kefensiz yatıyor! Senin için, benim için, bizler için öldüler, vatan toprağı için şehit düştüler. Unutma! Bu Cumhuriyet bize çok ağır bir bedelle hediye edildi. Sahip çık Cumhuriyetine, sızlatma kemiklerini atalarının…

Tüm Şehitlerimizin Ruhları Şad Olsun…

Vatan uğrunda mücadele eden hepsinden Allah Razı Olsun…

 

Popüler Yazılar

SÖZLEŞME

Bu internet sitesine girilmesi veya mobil uygulamanın kullanılması sitenin ya da sitedeki bilgilerin ve diğer verilerin programların vs. kullanılması sebebiyle, sözleşmenin ihlali, haksız fiil, ya da başkaca sebeplere binaen, doğabilecek doğrudan ya da dolaylı hiçbir zararlardan REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını, tarafımdan internet sitesinde E-Bültene üye olmak için veya başkaca bir sebeple verdiğim kişisel verileri, özellikle de isim, adres, telefon numarası, e-posta adresi, banka bilgisi, yaş ve cinsiyetle ilgili benzeri bilgileri kendi rızam ile paylaştığımı, REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun nin bu bilgileri kullanmasına muvafakat ettiğimi, bu bilgilerin 3.gerçek ve/veya tüzel kişilerin eline geçmesi ve bu şekilde olumsuz yönde kullanılması halinde ve/veya bu bilgilerin başkaca kişiler ile paylaşılması halinde REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını gayri kabili rücu, kabul, beyan ve taahhüt ederim.