Andriake Antik Kenti ve Likya Uygarlıkları Müzesi

Andriake Antik Kenti ve Likya Uygarlıkları Müzesi

Myra Antik Kenti’nin limanı olan Andriake ve Likya Uygarlıkları Müzesi hakkında bilinmeyenler neler? Tarihi limanı, yapıları ve kurulan müze ile dikkatleri üzerine çeken Andriake Antik Kenti hakkında her şey yazımızda...

Kaş, Kekova ve Demre turlarında çoğu zaman yanından geçtiğiniz belki de farkında bile olmadığınız müthiş bir tarih var Andriake’de. Likya’nın kadim liman kentlerinden Andriake’yi keşfetme zamanı geldi. Üstelik kurulan Likya Uygarlıkları Müzesi kesinlikle görmeden geçilmemesi gereken hayranlık uyandıran bir müze.

Yeni yeni popüler olmaya başlayan bu rota ileriki yıllarda eminiz daha çok adından söz ettirecek. Şimdi gelin Andriake ve tarihi yapılarını keşfe çıkalım...

Andriake Antik Kenti Nerede?

Antalya’nın batıda kalan ilçesi Demre sınırlarında yer alan Andriake, Demre merkeze 5 km mesafede yer alır. Kaş’tan 45 km mesafede yer alan bu limana kenti, Kekova ile Demre arasında konumlanmaktadır. Bugün bulunduğu bölge Çayağzı olarak bilinir.

Çayağzı Plajı ve limanı bölgede özellikle yaz mevsimi sıkça tercih edilen yerlerdendir. Plaj deniz severlere hitap ederken, limandan da Kekova Batık Şehir turuna katılmak isteyenler için tekneler kalkar.

Çayağzı günümüzde bir liman, fakat asırlar önce de kadim Likyalılar’ın liman kenti olarak hizmet vermekteydi. Kaş-Demre yolu üzerinde göreceğiniz Çayağzı-Andriake yazan kahverengi tabeladan içeri girerseniz bu yol sizi tarihi kente, limana ve Likya Uygarlıkları Müzesi’ne götürecek.

Andriake Giriş Ücreti ve Saatleri

Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde yer alan Andriake’ye girişte müzekart geçerli. Müzekartı olanlar kullanabilir. 18 yaş altı ve 65 yaş üstü de ücretsiz. Ücret ödeyerek giriş yapacaksanız giriş 10 tl ve hem antik kent kalıntıları hem de müze için bu ücret geçerli. Açılış ve kapanış saatleri ise;

Yaz dönemi: 08:00 - 19:00

Kış dönemi: 08:00 – 17:00

Andriake Antik Kentinin Tarihçesi

Likya Bölgesi” ya da “Likyalılar” ifadesi ile sık sık karşılaşırız bu bölgeyi gezerken. Peki nedir Likya?

Günümüzde Anadolumuzun nasıl coğrafi bölgeleri varsa (7 bölgemiz), antik dönemde de Anadolu’da belli isimlerle anılan bölgeler vardı. Teke Yarımadası dediğimiz coğrafyada yaşayan halka Likyalılar, bölgeye ise Likya denmekteydi. İşte tarih severler bu antik bölgeyi ve kentlerini gezerken sık sık Likya ismini duyarlar.

Antik Çağ’da Likya’nın sahip olduğu kentler demokrasiye yön verecek olan Likya Birliği'ni kurmuştur. Bu birliğin içinde yer alan 23 kent vardı. Birliğin en güçlü kentleri ise Patara, Xanthos, Tlos, Olimpos, Pınara ve Myra idi. Ayrıca Likya Uygarlığı Antik Kentleri 2009 yılında UNESCO Geçici Miras Listesi'nde yerini almıştır.

Andriake kenti, kendisi gibi birkaç küçük kent ile birlikte adı daha az duyulan yerleşimlerdendi. Çünkü Andriake her ne kadar bir yerleşim olsa da, daha çok Myra Antik Kenti'nin limanı olarak yaşamına devam etmekteydi.

Myra; hani hepimizin bildiği Noel Baba karakteriyle ünlenen yerleşim. Aziz Nicholas’ın piskoposluk yaptığı kent. Bugün bile yüzlerce Hristiyan için kutsal kabul edilen Aziz Nicholas’ın mezarının da bulunduğu (her ne kadar kemiklerinin Bari’ye kaçırıldığı söylense de) kilisenin yer aldığı tarihi Likya kenti.

Myra gibi güçlü ve zengin bir kentin hemen bir adım ötesindeki limanı ise Andriake idi. Bölgede ticaretin yoğun şekilde aktığı liman kentinde sayısız tarihi yapı dönemin hareketliliğine ışık tutuyor. Şehri gezerken göreceğiniz hamam, agora, liman, kilise, liman yazıtları, sarnıç ve bir zamanların granarium yapısı (tahıl ambarı) şimdilerin ise müzesi göz kamaştırıyor. Sizi bir gemiye bindirip tarih öncesi ticaretin işlek olduğu döneme götürüyor sanki.

Tarih sahnesinde ilk kez M.Ö. 197 senesinde ortaya çıkmıştır Andriake. Seleukos Kralı III. Antiokhos’un, Ptolemaioslar’dan kenti almasıyla adı ön plana çıkmıştır.

Kazılarda bulunan ve M.S. 60-63 yılları arasına tarihlenen gümrük yasası, İmparator Nero dönemine ait olup o dönemde bile Andriake Limanı’nın önemine ve potansiyeline işaret etmektedir. Likya’nın ekenomisine ve idari yapısına da değinilen bu yazıtı, müzeyi gezerken mutlaka göreceksiniz.

Andriake, ayrı bir kent olmaktan ziyade Myra kentinin dışındaki bir yerleşim ve liman olarak yapılaşma göstermiştir. En parlak dönemini ise İmparator Hadrian döneminde yaşamıştır. Roma tarihinde, “Beş İyi İmparatorlar ya da Evlatlık İmparatorlar” olarak bilinen sürecin en iyilerinden olan Hadrian döneminde zengin ve ihtişamlı bir limandır Andriake. Granarium (Tahıl Ambarı yani şimdiki müzenin olduğu yer), ticari agora ve bir kaç yapı Hadrian döneminde inşa edilmiştir.

Kentte liman kıyısında dikilen liman onurlandırma anıtlarına ve içeriğine baktığınızda ise M.S. 4 yüzyılda bile Andriake’nin önemli bir liman olduğu gözlemlenir.

Koyun iki tarafında da kurulu olan yapılar, limanın Akdeniz Bölgesi’nde sahip olduğu hareketliliğin göstergesi. Fakat maalesef zaman içerisinde burada bulunan Andriakos Çayı’nın (Kokarçay) taşıdığı alüvyonlarla yavaş yavaş dolmuştur liman.

Gitgide denizden uzaklaşıp bataklık haline dönüşen kentte, sıtma vs hastalıklar baş göstermiş ve zamanla da terkedilmiştir. Balçıkların arasında önemini kaybeden Andriake, ticaretle ve hareketlilikle geçen uzun ömrünün son nefesini vermiştir.

2019 yılındaki kazılarda limanda bulunan "Kara Büyü Objesi" büyük dikkat çekmiştir. Anadolu'da henüz eşine rastlanmamış, kurşundan yapılan ve yine kurşun bir kap içinde saklanan obje kazı başkanı Prof. DrNevzat Çevik tarafından "kara büyü" olarak yorumlanmıştır.

Andriake’de Görülecek Yapılar

Turnikelerden giriş yaptıktan sonra biraz yürüyerek ulaşıyorsunuz kalıntıların olduğu yere. Gezinize ilk olarak Likya Uygarlıkları Müzesi’nden başlayıp genel bilgi edindikten sonra kalıntıları ve limanda bulunan yazıtlarla, Roma dönemi ticaret gemisinin canlandırmasını görmenizi tavsiye ederiz. Dönüşte ise agora, murex işlikleri, sarnıç, hamamlar ve kiliseler yolunuzun üzerinde yer alacak.

Likya Uygarlıkları Müzesi (Granarium)

İmparator Hadrian döneminde inşa edilen en gösterişli yapılardan biridir granarium. Peki nedir granarium?

Granarium denilen bu yapı, kısaca tahıl ambarı’dır. Anadolu’nun hatta Roma İmparatorluğu’nun en iyi korunabilmiş tahıl ambarıdır. Akdeniz kıyılarında benzerinin çok az olduğu bilinen bu granarium, İmparator Hadrianus’a adanmıştı. Andriake Horreum’u olarak bilinir ki; Horreum kelime olarak Roma döneminde yapılan tahıl ve erzak depolanan ambarlara verilen isimdi.

Andriake limanından günümüze kadar ayakta kalmayı başaran en sağlam yapıdır granarium. Yapılan arkeolojik kazılarda granariumun yapımında Murex harcının ilk defa kullanıldığı tespit edildi. Bu da granarium yapısını farklı ve özgün kılmaktadır.

Peki Nedir Murex ve Murex Harcı?

Öncelikle Murex kelimesini açıklayalım. Murex; denizlerde yaşayan yırtıcı ve dikenli bir tür deniz salyangozudur. “Kaya Salyangozları” olarak da anılan bu canlılar sıcak denizlerde yaşarlar. Tarihte bu deniz salyangozları mor boya üretimi için kullanılmışlardır. 

Mor renk ve mor boya, gerek Roma döneminin gerekse Bizans döneminin en kıymetli renklerinden biriydi. Roma ve Bizans imparatorlarının mor rengi sıklıkla tercih ettiğini biliyoruz. Orta Çağ'da kraliyet cüppelerinde, belli tören giysilerinde ya da yüksek rütbeyi işaret eden kıyafetlerde mor renk kullanılırdı. 18. yüzyıla kadar elde edilmesi çok zor olan ve dolayısıyla çok nadir bulunan mor renk daha çok asiller tarafından kullanılmaktaydı.

İşte tarihte ilk kez Fenikeliler tarafından bulunduğu bilinen mor renk, murex denilen bu dikenli deniz salyangozundan elde edilmişti. Lakin 1 gram mor boya elde etmek için yaklaşık olarak 8 bin civarı deniz salyangozunun (murex) demirlerle dövülüp işlenmesi gerekiyordu. 1 gram için binlerce murex feda ediliyordu. İşte bu da mor rengi ulaşılmaz ve özel kılıyordu.

Kırılan binlerce deniz salyangozunun (murex) kabukları harç olarak kullanılıyor ve bu ortaya çıkan harca “Murex Harcı” deniliyordu. Andriake’nin en kıymetli yapısı Granarium (Likya Uygarlıkları Müzesi), murex harcının kullanıldığı ilk yapı olması açısından çok çok önemlidir. (Andriake’yi gezerken agorada Mureks işliklerini göreceksiniz.)

Granarium’da düzenleme çalışmaları başladığında yapının çatısına kadar olan kısmı ayakta idi. Çatı kısmı eklendi, içerisi düzenlendi ve 2015’te ziyarete açıldı. 2016’da ise Likya Uygarlıkları Müzesi olarak hizmet vermeye başladı.

Granarium 8 bölümden oluşmaktaydı. Tahıl ambarının her bir bölümünün ayrı kapıları olduğu gibi, her bölümün bir birine açılan içten kapıları da vardı. Yapının doğusunda ve batısında yer alan girişlerde o dönemde görevliler yer almakta ve mal giriş-çıkışlarını denetlemekteydiler. Tahıl ambarının zemini çokça tahrip olduğundan çalışmalar sırasında yenilenmiştir. Fakat gireceğiniz 1. Salonda yerde orjinal zemini göreceksiniz.

Müzeye girmeden önce müzenin ön tarafında yer alan İmparator Nero döneminde yazılmış Gümrük Yazıtı’na bir göz atabilirsiniz. Andriake Limanı’nın önemine işaret eden yazıt Likya Birliği’nin ekonomisine de ışık tutmaktadır.

Müzede 8 salon yer alıyor. Bu 8 salondan ilkinde Likya Tarihi ve Coğrafyası anlatılıyor. Likya Bölgesi hakkında panolar, Likya’nın ünlü kentleri hakkında bilgilendirmeler, Andriake ve Granarium hakkında bilgi, ilk Likya bölgesi seyyahlarının isimleri ve fotoğrafları, 12 Tanrılı adak steli, genel Likya coğrafyası sergileniyor.

Müzenin ikinci salonu, Likya Birliği Epigrafisi ve Sikkeler bölümü. Burada Likya birliği ve meclis binası, Likya sikkeleri, Likya epigrafisi (Epigrafi, yazıt bilimidir) Likya dili ve alfabesi, bir takım yazıtlar, Letoon Yazıtlı Dikme, Stadiasmus Patarensis Anıtı (Yazıt bilimciler tarafından yüzyılın buluşu kabul edilen anıt.), Likya Bölgesi haritası yer almaktadır.

Müzenin üçüncü salonu, Likya’da Denizcilik bölümü. Olimpos Antik Kenti hakkında bilgiler, bulunan eserler, kireçtaşına kazınmış ticaret yazıtı, bir zamanlar deniz ticaretinde kullanılan ve suyun dibinden çıkarılan amphoralar, eski usul çapalar, çapa taşları, farklı çapa tipleri sergilenmektedir.

Müzenin dördüncü ve beşinci salonları, Likya’da Ekonomi ve Sosyal Yaşam bölümlerine ayrılmıştır. Arykanda Antik Kenti hakkında bilgi, bu kentten çıkarılan eserler, Likya’da madencilik, Likya ekonomisi ve ticareti hakkında bilgilendirmeler, Levant ticareti ve Türkler, Likya mutfak kültürü, zeytinyağı üretimi, kullanılan kap-kaçak mutfak eşyaları sergilenmektedir. Çeşitli heykeller ve Likyalılar’ın kullandığı takılar, ziynet eşyaları yer almakta ve murex işlikleri hakkında da bilgiler verilmektedir.

Müzenin altıncı salonu, Likya’da Din Kültürü olarak dizayn edilmiş. Likya mezar tipleri hakkında bilgiler verilmiş, mezar stelleri yerini almıştır. Myra’nın baş piskoposu Aziz Nicholas’a da yer verilen müzede ayrıca Xanthos Nereidler Anıtı ve özelliklerinden de bahsedilmiş. 12 Tanrılı adak stelleri, Kader Tanrıçası Thyke heykeli de salonun kıymetlilerinden.

Müzenin yedinci salonu, Simülasyon Bölümü. Burada canlandırılan Likya liman kenti sandalla yapacağınız tur ile sizi o yıllara götürüyor. Simülasyon gösterisinin bu bölgeyi daha iyi anlamak adına çok etkili bir sunum olduğunu söylemek lazım.

Müzenin sekizinci ve son bölümü ise Konferans Salonu. Andriake’deki restorasyon çalışmalarının resimlerini göreceğiniz son salondan çıkış yapıp şimdi kalıntıları gezme zamanı.

Andriake’de Gezimize Devam Ediyoruz

Müzenin sekizinci salonundan çıkar çıkmaz karşınızda Sinagog yapısını görüyorsunuz. Sinagog’tan ayakta kalan yüksek duvar dikkat çekici fakat yapının kalanı tahribat görmüş durumda.

Aşağı doğru baktığınızda ise bir zamanların hareketli ve zengin liman kentinin, şimdiki terkedilmiş ve sessiz hali karşınızda duruyor. Asırlarca nice tüccarlar malını getirdi ve pazarladı burada; nice denizciler gemisini demirledi limana. Cıvıl cıvıl süregelen yaşamlarını Andriakos Çayı usul usul yavaşlattı, liman doldu ve terk edildi Andriake. Zengin ve gösterişli günler çok geride kaldı, bize kalan da o günlerin izlerini sürmek oldu şimdi.

Limana doğru inip kalıntıları geziyoruz. Granarium ile Liman arasında Liman Caddesi yer alıyordu. Aynı zamanda üstleri yarı açık gemilere ayrılan barınaklar bulunuyordu.

Limanda yer alan anıtlar dikkatinizi çekecektir. Liman Onurlandırma Anıtları’nda bir takım onurlandırmalar ve uyarılar yer almaktadır. Mesela anıtın birinde, balık ağı alanların balık ağı satıcıları tarafından haksızlığa uğrattırıldıkları, haksız kazanç elde edeceklerin cezalandırılacakları ve mahkemenin vereceği para cezasını ödemeleri gerektiği vurgulanmıştır.

Burada ilk dikkat çeken şey şüphesiz maket gemi. Bu gemi Roma Dönemi ticaret gemisi baz alınarak tasarlanmıştır. Bir liman kentinde dönen deniz ticaretine atıfta bulunmak üzere bu gemi inşa edilmiştir.

Burada birkaç yapı daha yer alıyor. Henüz tam bir bilgilendirme yapılmadığı için bilinmese de tahminimizce dükkanlar yer alıyordu burada.

İlerlediğinizde ise Liman Agorası (Plakoma) çıkıyor karşınıza. Andriake liman kentinin en büyük yapısı Plakoma denilen bu agoraydı. Yani o dönemin pazar yeridir burası. Bu agoranın üç tarafında dükkanlar yer alıyordu. Tam ortasında ise su sarnıcı bulunmaktaydı.

Agorada direk bakınca Murex İşlikleri’ni görebiliyorsunuz. İşte yukarıda bahsettiğimiz mor rengin elde edildiği ve murex denilen deniz salyangozunun işlem gördüğü yer burası. Çok az kentte bu işlem yapılıyordu ve böyle atölyeler görmek mümkündü. Andriake’yi farklı kılan etkenlerden de birisi işte budur.

Agoranın ortasındaki Sarnıç ise kesinlikle çok etkileyici. Türkiye’de sarnıç denince ilk akla gelen yer Yerebatan Sarnıcı’dır. Son yılarda Dara Antik Kenti’ndeki enfes sarnıç da gündeme gelmektedir. Buradaki sarnıç evet çok büyük değil, fakat böyle bir sarnıç bir çok antik kentte yok. Likya kentlerini gezin böylesini pek göremezsiniz. Merdivenlerle aşağıya içerisine iniyorsunuz. Kemerli geçişlerle içeride yürüyüp sarnıcı geziyorsunuz.

Andriake’nin ne kadar kıymetli ve önemli olduğunu bir kez daha anlıyorsunuz. Limana yakın konumda liman agorasında su depolama işine yarayan bu sarnıç ve üst tarafta bulunan kuyu her daim gelenlerin su ihtiyacına yetişmişti belli ki.

Dönüşe doğru ilerlerken B Kilisesi karşınıza çıkıyor. Bir kaç sütunun ayakta kaldığı kilisenin apsis kısmı net bir şekilde gözüküyor.

Ardından Doğu Hamamı’nı görüyorsunuz. Bir kısmı çatı ile örtülen hamam, limana gelenlerin temizliği için düşünülmüş ve yakın noktada inşa edilmişti. Asırlar boyunca hamamlar şehirlerin giriş kısımlarına yakın noktada inşa edilmişti ki, şehre gelenler temizlik ihtiyacını rahatça halledebilsin diye.

Ayrıca stadyum ve tiyatro gibi yapılara yakın noktada da inşa edilen hamamlar yine sporcuların temizliği için de kolaylık sağlamıştır. Burada da liman kentinde yine olması gereken yerde bir hamam görüyoruz.

Bir sonraki yapı ise A Kilisesi denilen kutsal yapı oluyor. Temel duvarları ve apsisi yer alan kiliseden sonra gezimiz bitiyor.

Dilerseniz biraz ileride kurulu yüksek gözetleme platformundan son kez limana ve kente bakın. İhtişamlı limandan ve canlı ticari günlerden kalan sessizliğe kula verip Andriake’ye veda edin.

Andriake’yi gezdikten sonra şayet vaktiniz varsa Çayağzı’na inin ve dilerseniz Çayağzı Plajı’nda günün yorgunluğunu atın.

Akdeniz kıyılarının binlerce yıllık geçmişi, kentleri, liman şehirleri var. Likya Uygarlığı’nın izini sürmek, Işık Ülkesi’nin tarih dolu serüveninde kendinize bir rol biçmek ve belki de başrol oyuncusu olmak isterseniz gezi planınıza Andriake’yi mutlaka ekleyin. Tarihi Granarium içinde kurulu Likya Uygarlıkları Müzesi’ni keşfedin. Liman Agorasını, Murex üretim yerlerini, enfes sarnıcı ve kıymetli yapılarını görün Andriake’nin. İyi geziler diliyorum...

Popüler Yazılar

SÖZLEŞME

Bu internet sitesine girilmesi veya mobil uygulamanın kullanılması sitenin ya da sitedeki bilgilerin ve diğer verilerin programların vs. kullanılması sebebiyle, sözleşmenin ihlali, haksız fiil, ya da başkaca sebeplere binaen, doğabilecek doğrudan ya da dolaylı hiçbir zararlardan REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını, tarafımdan internet sitesinde E-Bültene üye olmak için veya başkaca bir sebeple verdiğim kişisel verileri, özellikle de isim, adres, telefon numarası, e-posta adresi, banka bilgisi, yaş ve cinsiyetle ilgili benzeri bilgileri kendi rızam ile paylaştığımı, REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun nin bu bilgileri kullanmasına muvafakat ettiğimi, bu bilgilerin 3.gerçek ve/veya tüzel kişilerin eline geçmesi ve bu şekilde olumsuz yönde kullanılması halinde ve/veya bu bilgilerin başkaca kişiler ile paylaşılması halinde REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını gayri kabili rücu, kabul, beyan ve taahhüt ederim.