Profesyonel Turist Rehberi Onursal Aydın’ın Kaleminden;
Giresun hakkında kısa bilgi, Giresun'un tarihçesi, Giresun merkezde ve çevresinde bulunan gezilecek yerleri nelerdir? Giresun'un yemekleri, kıyafetleri nasıldır?
Fındığın başkenti,
Kirazın ve kemençenin anavatanı Giresun…
Dört mevsim yeşil bir örtü ile kaplı olan Giresun arazisinin %34’ü orman, %25’i tarım arazisi (çoğunluğu fındık ağacı), %18‘i çayır ve mera, %25’i tarım dışı alanlardır. Doğal ve tarihi açıdan turizme elverişli olan bakir ormanları, yaylaları ve akarsuları herkesin ilgisini çekmektedir. Günümüzde ulaşım imkanlarının elverişli hale gelmesiyle yayla turizmi çalışmalarını ön plana çıkarmaktadır. Giresun, yaylalar, maden suları ve akarsular bakımından oldukça zengindir.
Karadeniz’in engebeli coğrafyası karayolu yapımına çok zorluklar teşkil ettiğinden 1970’lere kadar ulaşım çok zor şartlar altında sağlanmaktaydı. Bu sebeple daha çok deniz yolu kullanılmıştır. Zamanla deniz doldurularak yapılan karayollarında inşa edilen tünellerle ulaşım daha kolay bir hale gelmiştir. 2015’ten sonra deniz doldurularak inşa edilen Ordu-Giresun Havaalanı Karadeniz’in önemli ulaşım merkezlerinden birisidir.
Coğrafyanın zor şartlarına uyum sağlamış halk da ekmeğini hep taştan çıkarmaya çalışmıştır. Dünya’nın en kaliteliği fındığı (Giresun Yabanisi) da işte bu zor coğrafyadan çıkmaktadır. Eğimli arazisinde Karadeniz’in o rüzgarını içine çeken yamaçlarda yetişen fındık, kalitesiyle her zaman Dünya’da en çok tercih edilen ürün olmuştur.
Giresun Tarihçesi
Giresun, ismi kiraz anlamına gelen Latince Kerasus isminden gelen bir Doğu Karadeniz kentidir. İlk yazılı kaynaklar olan Hitit tabletlerinde kentte yaşayan Azzilerden bahsedilir. MÖ 12. yüzyıldan itibaren ise Müşkiler, Tibarenler ve Taballar’ın yerleştiğinden; Hititler’in yıkılmasından sonra da bölgenin Friglerin kurmuş olduğu krallık içinde yer aldığı bilinmektedir.
MÖ 7. yy civarında Miletos’lu kolonilerin yerleşmesinin yanı sıra Oğuz boylarının da bu yöreye yerleştiği bazı kaynaklarda geçmektedir. 6. yy’da Persler, 4. yy’da Büyük İskender, Giresun’u içine alan bölgeye hakim oldu. Büyük İskender sonrası Pers soylularından Kral Mithridates'in kurduğu Pontus İmparatorluğu hakimiyeti sonrası MS 63 yılında da Roma hakimiyetine girmiştir.
Dördüncü Haçlı Seferi sırasında 1204 yılında Konstantinopolis'in kaybedilmesinden sonra, Komnenos Hanedanlığı’nın yönetiminde Trabzon İmparatorluğu kurularak Pontus'a hakim oldu. Trabzon İmparatorluğu, bölgenin jeopolitik olarak izole olmasıyla ve diplomatik mücadelelerle; kimi zaman Gürcü, kimi zaman Türk hükümdarlarına bağlanmıştır.
Konstantinopolis'in fethinden sonra 1461 yılında Trabzon’un Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilmesi ile Osmanlı Devleti sınırlarına girmiştir. Daha önceden de bölgeye yerleşen Oğuzların Çepni Boyu, bölgeye yoğun olarak yerleştirilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu boyunca Trabzon Sancağı’na bağlı bir kaza iken Cumhuriyet’in ilanından sonra il olmuştur.
Giresunlular, Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkması ile başlayan Kurtuluş Savaşı boyunca gönüllü 42. ve 47. Alaylarla birlikte hem Sakarya Meydan Muharebesi’nde ve ardından Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nde Topal Osman Ağa komutasında savaşmışlardır. Topal Osman Ağa komutasında Afyon’da düşmana geçit vermeyen Aba-zıpka giyimli Giresun Uşaklarına Mustafa Kemal Atatürk kendini emanet etmiştir.
Giresun’da Görülmesi Gereken Yerler
Giresun Adası
Sahilden kalkan tekne ile yarım saat civarında ulaşılabilen Karadeniz’in tek adası olma özelliğine sahip olan adadır. Mitolojik efsanelerde de adı geçen Giresun Adası, Jason liderliğinde gerçekleştirilen aralarında Herkül’ün de bulunduğu Arganotlar’ın Batum’a kadar uzanan Altın Post Seferi efsanesinde uğradıkları yerlerden birisidir. Aynı zamanda Amazonların yaşadığı yer olarak da bilinen, üzerinde sur ve manastır bulunan doğal-arkeolojik bir sit alanı olan ada kırk dönümü bulan büyüklüğü ile Giresun’da mutlaka görülmesi gereken yerlerden birisidir.
Giresun Kalesi
Kale şehrin merkezinde, kente hakim tepe üzerinde yer almaktadır. Kalenin günümüze kadar gelebilen kalıntıları, merkez kule ve ona bağlı güneydeki sur duvarlarıdır. Sur duvarlarının tabanındaki dikdörtgen büyük blok taşlardan yapılmış bölümü, surların ve kalenin Hellenistik ve Roma Dönemi'ne kadar gittiği izlenimini vermektedir.
Kalenin en yüksek mevkisinde Topal Osman'ın mezarı, denize bakan kuzey yamacında ise şehitlik ve Hacı Bektaş-i Veli'nin müridi Kurban Dede'nin türbesi bulunmaktadır. Akşam kaleye çıktığınızda Karadeniz’e bakarak güneşin batışını izleyeceğiniz büyülü bir manzara ile karşılaşıp hayallere dalabileceğiniz bir yerdir.
Zeytinlik Mevkii (Gogora Mahallesi)
Eski dönemde anılan ismiyle nam-ı diğer Gogora Mahallesi, sizleri 19. yüzyıldan günümüze doğru zamanda yolculuğa çıkaran, tarih kokan bir mahalledir. Tarihi yapısı ile bilinen Zeytinlik Mahallesi’nin yaklaşık iki asırlık evleri vardır. Avrupa’ya fındık götüren gemilerin getirdiği ithal malzemelerle inşa edilen evlerde, en dikkat çekeni ise Marsilya kiremitleridir. Zeytinlik Mahallesi’nin önemli özelliklerinden birisi de kitabelere göre en eski 1840’lı yıllarda inşa edilmiş olan bu evlerin hiçbirisinin diğerinin ışığına, manzarasına, hava dolaşımına etki etmeyecek şekilde konumlandırılmış olmasıdır.
19. yüzyılda Zeytinlik Mahallesi Giresun’un kalburüstü ailelerinin yaşadığı yerleşim alanıdır. Tarihte Rum ahalinin ikamet ettiği mahalledir. Türkler Hacı Hüseyin’de, az sayıda Ermeni ise Çınarlar Mahallesi’nde ikamet ediyordu. Bazı mahallerde ise karışık yaşam tarzı olduğunu bilmekteyiz. Tarihi Zeytinlik evlerinin dikkat çeken bir özelliği de taşların birbirine yapışması için kullanılan şimadır. Şima; kireç, yumurta akı ve suyun karışımıyla oluşan harca verilen isim. Kuvvetli bir karışım olmalı ki evler bunca yıla rağmen hala ayaktadır. Zeytinlik Mahallesi’nde 4’ü anıtsal olmak üzere 85 tescilli yapı bulunmaktadır.
Giresun Müzesi (Gorgara kilisesi)
18. yüzyıl civarında Ortodoks Rum Cemaati tarafından yapılan kilise, 1923 yılına kadar ibadethane olarak kullanılmıştır. 1948 yılından 1967 yılına kadar da hapishane olarak kullanılmış; 1982-1988 yılları arasında da restore edilerek müzeye dönüştürülmüştür. Kilise; merkezi kubbeli, bazilikal, haç planlı bir yapıya sahiptir. Kilisenin 3 kapısı bulunmakta olup ana giriş kapısı batıdadır. Kilisenin kuzey kapısı “S” kıvrımlı sahte kemer uç süslemeleri ile dikkat çeker. Güney kapısında ise süsleme olarak burç motifi görülmektedir. Kiliseyi diğer yapılardan ayıran ilginç özelliklerden birisi de yörede kara taş kullanılmakta iken, bu yapıda taş ocaklarından çıkarılan sarı kalker taşlarının kullanılmasıdır.
Üç nefli olan kilise, ana apsis ve yanlarında bulunan birer apsis çıkıntısına sahiptir. İyon başlıklı sütunlarla ayrılmış kilisenin iç cephesinde 12 pencere vardır. Kilisenin kuzeyinde bulunan papazın evinin yanında da bir mahzen vardır. Mahzenin batı duvarında çeşme bulunmaktadır. Papazın evi günümüzde müzeye ait idare binası olarak kullanılmakta olup tarihi kilise ise müze olarak hizmet vermektedir. Bu müzede MÖ 3000 yıllarından günümüze kadar olan eserler sergilenmektedir.
Gedikkaya
Giresun merkezde kaleden başka bir diğer yükseltide kentin doğu kesiminde kartal gagasını andıran görünümü ile hemen dikkat çeken Gedikkaya’dır. Bu ismi almasının nedeni ise kayalığın üzerinde insan ağzı biçiminde açılmış bir yarık (gedik) olmasıdır. Halk arasında söylentiye göre Giresun’un doğal güzelliği hakkında kayalıkların bile ağzı açık kalmıştır.
Kapu Camii
1461 yılında inşa edilen Kapu Camii, Giresun ilinin en eski mabetlerinden bir tanesidir. Tarihin değişik dönemlerinde restore edilerek bugünkü halini alan Kapu Camii, mimarisi ile oldukça dikkat çekicidir. Cephelerindeki 3’lü kemer düzenlemesi gösterişli kapısı iç mekanda mihrap ve sütun kaidelerindeki zengin motifleri ile yapılmıştır.
Giresun Merkezde Gezebileceğiniz Diğer Yerler
Fiyala Yolu: Kale mahallesinden Atatürk bulvarına inen merdivenli yol.
Katolik Kilisesi:19 yy da Gürcistan’dan gelen Katolik rahipler tarafından Çınarlar Mahallesi’nde yapılmıştır.
Kale Camii
Meryem Ana Kaya Kilisesi: Lonca yolu üzerinde bulunmaktadır.
Belediye Binası: Meydanda 1949 yılında yapımına başlanmış, Ankara’daki kamu dairelerinin ilk örneklerindendir.
Giresun Çevresinde Gezilecek Yerler
Giresun’a gittiğinizde mutlaka yaylalara giderek temiz havayı içinize çekerek soğuk sodalı sularından içmelisiniz.
Kuzualan Şelalesi ve Mavi Göl
Giresun’a 45 km, Dereli İlçesine 13 km mesafededir. Alancık Köyü Kuzalan Mahallesinde bulunur. En yüksek noktası 1800 metre yükseklikteki Dikoluk Pınarı ve Marazlı Tepesidir. 482 hektar alana sahiptir. Kuzalan Şelalesi, mağaralar, anıt ağaçlar, tarihi değirmenler gibi zengin güzelliklerinin yanında pek çok canlı çeşitliliğine ve farklı bir ekosisteme ev sahipliği yapmaktadır. 60 farklı familyaya ait 129 bitki türü, 36 familyaya ait 105 kuş türü de tabiat parkı içinde yer almaktadır.
Mavi Göl ise Giresun‘un Dereli ilçesinde keşfedilen ve Kuzalan Tabiat Parkı sınırlarına dahil edilen bölgede sodalı suyun dere halinde aktığı tek yer olma özelliğine sahip 3 gölden meydana gelir. Bölgede yaşayanların “Sodalı Göl” diye adlandırdığı Mavi Göl’ün suyu kireç taşları ve sodalı suyun etkisiyle turkuaz rengini alıyor.
Göksu Travertenleri
Aksu ve Göksu Dereleri’nin birleştiği nokta önemli turizm merkezlerinden Kümbet ve Kulakkaya Yaylalarının tam arasında bir noktada ve Giresun merkeze bir saat uzaklıkta. Mavi Gölü geçtikten sonra sizleri doğal güzelliği ile karşılayacak olan Göksu Travertenleri’nin etrafında çok güzel zaman geçirebilirsiniz.
Kulakkaya Yaylası
İsviçre’nin Davos’u varsa bizim de Kulakkaya Yaylamız var. Giresun merkeze 45 km mesafede bulunan yayla, 1500 rakımda ve ilginç doğa güzelliklerine sahip olmasının yanı sıra en çok bilinen ve gidilen yayladır. Yol üzerinde bulunan Despot Kayası ve suyu doğal güzelliklere sahip Erimez mevkii Gelin Kayası ayrı birer ilgi odağıdır. Yaylada restoranlardan et ürünlerini denemeden ayrılmayın.
Bunların dışında ayrıca; Eğriambar Yaylası Dereli, Kümbet Yaylası Dereli, Şebinkarahisar yolu üzeri Bektaş Yaylası, Karagöl Dağları ve yaylaları, Sis Dağı Yaylası 2182 metre Görele ilçesinde bulunan yaylalarda yürüyüş yapabilir; temiz havanın tadını çıkarabilirsiniz.
Giresun Kültürü
Bölge halkı, kıyısında yaşadığı deniz gibi hareketli ve coşkuludur. Oyun ve türküleri de kendilerine uygun olup oyunları içinde en meşhuru Giresun karşılaması ve horondur. Horonu erkekler ve kadınlar bölgenin en meşhur çalgısı olan kemençe eşliğinde oynarlar ki bu çalgının anavatanı da bu topraklardır. Giresun’da geleneksel olarak kadınlar için peştamalin hem başa, hem de bele sarılan değişik türleri vardır. Erkek giyiminde ise Aba Zıpka denen paçaları dar, baldırdan yukarısı bol pantolonlar giyilir.
Sacayaktan geçme: Mayıs yedisi (Miladi 20 Mayıs) tüm yörede coşkulu bir şekilde kutlanır. Aksu Deresi’nin deniz ile birleştiği yerde Sacayaktan geçme 4 bin yıldır yaşatılan bir gelenektir. Çocuğu olmayanlar dilekte bulunup üç kez sacayaktan geçer. Sacayak burada ana rahmini simgeler.
Dere taşlama: Derenin denize döküldüğü yerde “Derdim, belam denize.” diyerek; yedi çift, bir tek taş atarlar.
Adanın etrafında dolaşma: Ada turu Hamza Taşı’nın önünde başlar önünde son bulur. Amaç soyun sürdürülmesi belaların denize atılması, döllenmenin bu mevsimde başlaması ve toprağın bereketli olması.
Giresun Mutfağı
Anadolu’nun kuzey bölgesinde yer alan Giresun, bir geçiş merkezi olması, farklı iklim ve coğrafyalara sahip olunması nedeni ile kıyı kesimlerinde otlar ve sebzelerin bol olduğu bir şehirdir. Aynı zamanda Karadeniz’in en güzel balığı hamsi ile özdeşleşen yöresel yemekler ve lezzetler sunar. En meşhur yöresel lezzetleri ise;
Hamsili pilav, karalahana çorbası, fasulye diblesi, çalıçiçeği çorbası, taflan tuzlusu kavurması, tel kadayıf, ısırgan yemeği, kiraz tuzlusu kavurması, siron, fırın kurusu fasulye, sakarca kızartması, hamsili mısır ekmeği, kira kavurması, sakarca kızartmasıdır.
Uzun lafın kısası; Giresun tarihi, doğası, denizi, adası, yaylaları ve mutfağı ile ile birlikte dört mevsim tatil yapabileceğiniz, güzel zaman geçirebileceğiniz bir turizm kentidir. Giresun hem ruhunuza, hem bedeninize, hem de damak zevkinize iyi gelecek…