Gökçeada Gezi Rehberi | Kekik Kokulu-Dibek Kahveli Bir Gün

Türkiye'nin en büyük adası Gökçeada'da nereler gezilir, Ne yenir, Ne alınır? Gökçeada hakkında bilinmeyenler? Gökçeada Gezi Notları...

Çorak Topraklarda Bereket Tanrı’sından Güneşin En Son Battığı Yer; Gökçeada’ya

Türkiye’nin en büyük adası…

Türkiye’nin ilk su altı milli parkının bulunduğu yer…

Türkiye’nin tek organik adası…

Tatlı su kaynakları açısından Ege’nin birinci, dünyanın dördüncü büyük adası…

Cittaslow markası olan bir ada; yani bir anlamda huzur adası…

Aydıncık sahilindeki Tuz Gölü

Laz Koyu...

Hangi birini saysak

Bekçi İhsan Kafkas

Doktor Dimitri Fokas

Ali Dağlı

Sinemacı Namık Usta

Hanefi Amca

Dimo Karamanol

Niko Papadepulos

Hangi birinin hikayesini anlatsak…

Yıllara meydan okuyan taş evleri, kiremitleri uçmasın diye çatılara konan taşları, kilise ve manastırları, köylerde kadınların haftada bir çamaşırlarını yıkadıkları terapi merkezi çamaşırhaneler, tadına doyulmaz sakızlı muhallebisi, taptaze dibek kahvesi, sörf okulları, Türk ve Rum komşuların yıllarca huzur içinde yaşadıkları o güzelim yer…

Homeros’un İlyada’sında İmroz diye bahsettiği tarihi ada…

Çanakkale’nin 12 güzel ilçesinden biri, ülkemizin sahip olduğu en büyük ada... 

Ata Demirer’in son filmi ‘’ Hedefim Sensin’’ ile daha da popüler…

 

Oysaki rafta unutulmuş toz içinde değerli bir kitap gibidir Gökçeada. Bir sayfada onu okumanız, anlamanız mümkün değildir. Okumaya başlamadan önce tozunu almanız gerekir kapağın.

22 kahvehanesi, 2 sinema salonu ve 3 zeytinyağı imalathanesi ile bir zamanlar Anadolu’nun en büyük köyü Dereköy… Adanın en büyük çamaşırhanesi de burada. Ama artık evler terkedilmiş. Bazıları geçirdiği sarsıntılarla durduğu yerde yığılıvermiş. Çoğunda kocaman yarıklar…

Sahipleri hüzünleriyle ya Yunanistan’a ya da Amerika ve Avustralya’ya göç etmek zorunda kalmış. Adanın diğer sakinleri gibi. Kimi de gitmiş İstanbul’a. Adanın zenginliğinden büyük şehrin kaosuna girmişler hiç istemeden.

Zeytinli Köyü korumuş kendini. Evler daha bakımlı, burada nüfus daha yoğun. Madam’ın Yeri, Arassia Kafe, Hristo Tatlıcısı gibi kahve ve tatlılarıyla efsane olan yerler var…Bir de Cicirya. Keçi peynirli kekikli pizza. Mutlaka denemelisiniz

Ortodoksların ruhani lideri 1. Bartholomeos’un doğduğu ev de burada. Kapıdan gidip görebilirsiniz.

Tepeköy, en tepede. Bir tarafında nefis Semadirek manzarası, bir tarafında dağlar… Terkedilmiş bu köyü, yıllar önce buradan ayrılan ama memleket hasretine dayanamayarak geri dönen Barba Yorgo canlandırmış. Barba Yorgo’nun bir şarap imalathanesi var. Ayrıca özel bir Rum Lisesi de mevcut. Okul o kadar başarılı ki, 2018’de Cern’e girebilen ilk 30 projeden birinin sahibi olarak adlarını yazdırmışlar…

Tepeköy’de bulabileceğiniz tat ise Niko’nun lezzetli frappesi. Yunanistan’a özgü bu kahveyi Gökçeada’da da içebileceksiniz.

 

Kaleköy ise limanda. Eskiden gemiler buraya yanaşır; ada halkı en güzel elbiselerini giyip iskeleye koşarmış… Kastro eski ismi. Tepesinde Cenevizliler tarafından inşa edilen İskiter Kalesi kalıntıları ile zamana meydan okuyor…

Eski Bademli ise… Her sokağında hüznün, özlemin ve acının kol gezdiği; suskun ve ağırbaşlı haliyle karşılıyor bizi. Burayı anlamak için 1964 olaylarını okumak lazım mutlaka. Belki de ada sakinlerinden dinlemek…

Yeni Bademli bugün en kalabalık köy. Isparta ve Karadenizli vatandaşlarımız getirilmiş buraya… Mutluluk içinde yaşıyorlar köylerinde…

Uğurlu Köyü, Burdur ve Muğla’dan iskan edilen vatandaşlarımızın yaşadığı bir köy aslında. Köy nüfusu yaklaşık 450 kişi ama sadece bu köyde 49 pansiyon bulunmakta. Çünkü tamamen bakir, tertemiz sahili doğal ve uçsuz bucaksızdır.

Şirinköy de Bulgaristan’dan gelen vatandaşlarımızın yaşadığı yeni köylerden biri. Ev pansiyonculuğu burada da çok yaygın…

Eşelek Köyü biraz şanslı, biraz şanssız… Çanakkale’nin Biga ilçesine bağlı Eşelek Köyü, baraj inşaatı nedeniyle buraya taşınmış. Eski köyden yadigar bir minare kalmış köy camisinin yanında…

Şahinkaya Köyü ise Trabzon’un Çaykara ilçesinden gelen vatandaşlarımızın yaşadığı bir köy… Hayvancılık yoğun. Mandıraları var. Çalışıyorlar hiç durmadan.

On köy var Gökçeada’da. Beş tanesi acıları, hüznü, özlemi, vatan hasretini kanıksamış artık… Diğer beş tanesi sonradan kurulmuş. Çok eski değiller. Ama hepsi huzur içinde yaşıyorlar…

Çok şey var anlatacak Gökçeada hakkında… Görmek isterseniz de asla bir gün yetmez. Siz bir gün kalsanız da aklınız kalır; tekrar dönmek isterseniz adaya. Öyle bir gizemi vardır. Keşfetmek için sabırsızlanırsınız…

Yolunuz Türkiye’nin en büyük adası olan Gökçeada’ya düşerse, köyleri gezip havasını koklayın mutlaka. Yürüyerek keşfe çıkın. Damla sakızlı bir muhallebi sipariş ettiğinizde kendinize, dibek kahvesiyle de muhallebiyi şımartın. Dahası kendinizi şımartın. Gökçeada sizi kendinize getirecek emin olun… İyi geziler, bol telveli kahveler, mis gibi damla sakızlı lezzetler…

 

SÖZLEŞME

Bu internet sitesine girilmesi veya mobil uygulamanın kullanılması sitenin ya da sitedeki bilgilerin ve diğer verilerin programların vs. kullanılması sebebiyle, sözleşmenin ihlali, haksız fiil, ya da başkaca sebeplere binaen, doğabilecek doğrudan ya da dolaylı hiçbir zararlardan REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını, tarafımdan internet sitesinde E-Bültene üye olmak için veya başkaca bir sebeple verdiğim kişisel verileri, özellikle de isim, adres, telefon numarası, e-posta adresi, banka bilgisi, yaş ve cinsiyetle ilgili benzeri bilgileri kendi rızam ile paylaştığımı, REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun nin bu bilgileri kullanmasına muvafakat ettiğimi, bu bilgilerin 3.gerçek ve/veya tüzel kişilerin eline geçmesi ve bu şekilde olumsuz yönde kullanılması halinde ve/veya bu bilgilerin başkaca kişiler ile paylaşılması halinde REHBERNAME A.Ş. ('REHBERNAME') nun sorumluluğunun olmadığını gayri kabili rücu, kabul, beyan ve taahhüt ederim.