Safranbolu’nun en meşhur gezi evi olarak bilinen Kaymakamlar Müze Evi hakkında bilinmeyenler nelerdir? Müzenin konumu, giriş ücreti, tarihçesi ve özellikleri...
Kaymakamlar Gezi Evi, Safranbolu deyince akıllara ilk gelen gezi duraklarından biridir. Kente gelen ziyaretçilerin mutlaka uğradığı ve hayran kaldığı müzeyi daha önce gezmediyseniz çok şey kaçırmış olabilirsiniz.
“Yaşayan en iyi 20 kent” arasında yer alan Safranbolu her açıdan zengin bir yerleşim. Müzeleri, camileri, asırları devirmiş çarşısı, konakları, leziz mutfağı ve doğal güzellikleri... Safranbolu’ya bir dokunursunuz, lakin bin ah değil binlerce hikaye işitirsiniz. Bu hikayelerin içinde sevgi vardır, yaşanmışlık vardır... Bitmesini istemediğiniz bir roman tadındadır Safranbolu...
Safranbolu’nun geçmişi, tarihi, gezilecek yerleri ve dahası hakkında daha ayrıntılı bilgi almak için Safranbolu Gezi Rehberimize göz atabilirsiniz.
Safranbolu’nun en meşhur gezi evi Kaymakamlar Evi hakkında merak ettiğiniz her şeyi sizler için yazdık...
Kaymakamlar Gezi Evi Nerededir?
Kaymakamlar Gezi Evi Safranbolu’nun tarihi eski çarşısında yer almaktadır. Cinci Hanı’nın hemen arka tarafındaki meydana çok yakın konumdadır. Meydana ulaştığınızda kime sorsanız size gösterecektir.
Kaymakamlar Evi’ne ulaşım için iki yol var; Şayet Hıdırlık Tepesi’nde bir çay içip direk meydana inmek isterseniz aşağı doğru yürüdüğünüzde yol sizi direk Kaymakamlar Evi’nin önüne getiriyor. Ya da dilerseniz Cinci Hamamı’ndan gezinize başlayıp tarihi çarşıda yürüyerek Hıdırlık Yokuşu Sokağı’na varıp müzeye ulaşabilirsiniz. Her ikisi de kolay.
Kaymakamlar Evi Konum için Tıklayınız...
Kaymakamlar Gezi Evi Giriş Ücreti Nedir?
Kaymakamlar Gezi Evi’nin girişi ücretlidir. Müzekart geçerli değildir. 18 yaş altı öğrenci için indirim uygulanmaktadır. Giriş ücreti yıla göre farklılık göstermektedir. Fakat tavsiyem o dur ki; ücretli bile olsa Kaymakamlar Gezi Evi’ne mutlaka girip geleneksel Türk ev mimarisinin özelliklerini görmelisiniz. Buradaki ince ayrıntılar çok önemli.
Kaymakamlar Müze Evi – Gezi Evi Ziyaret Saatleri
Kaymakamlar Müze Evi yaz-kış ve haftanın her günü ziyarete açıktır. Ziyaret saatleri mevsime göre değişiklik göstermektedir.
Yaz Mevsimi : 09:00 – 19:00
Kış Mevsimi : 09:00 – 17:30
Kaymakamlar Müze Evi’nin Özellikleri Nelerdir?
Biz tur rehberlerine en sık sorulan soru: Bu evde kaymakamlar mı yaşamış, o yüzden mi Kaymakamlar Evi denmiş?
Ziyaretçiler haklı olarak bu soruyu zihinlerinden geçiriyorlar. Fakat Kaymakamlar Evi’nin ismi evin sahibi olan Safranbolu Kışla Kumandanı Hacı Mehmet Efendi’den gelmektedir. Kumandan Hacı Mehmet Efendi yarbaydır. Lakin o dönemde yarbay kelimesinin karşılığı olan kelime “Kaim-makam” olduğu için halk zamanla evin ahalisinden bahsederken Kaymakamlar Evi diye söz etmiştir.
Günümüzde de Kaymakamlar Gezi Evi / Kaymakamlar Müze Evi olarak bilinen bu tarihi konakta aile yaşamamaktadır, müze olarak hizmet vermektedir.
Safranbolu evleri Türk toplumunun kültürel yapısını ortaya koyan muhteşem örneklerdir. Yaklaşık 2000 civarı geleneksel ev bulunan ve çoğu koruma altında olan kentte Kaymakamlar Evi şüphesiz en popüler olandır.
Kaymakamlar Evi’nin tam yapılış tarihi bilinmemektedir. 19. yüzyıl başlarında yapıldığı düşünülen ev, Kumandan Hacı Mehmet Efendi ve geniş ailesi için tasarlanmıştır. Evin her bir ayrıntısı ise Türk kültüründen ve aile hayatından izler taşımaktadır. Bir zamanlar bacasından duman tüten ev şimdilerde yoğun şekilde turist ağırlamaktadır.
18. ve 19. yüzyıl Türk toplumunun yaşam biçimini, evin mahremiyeti ile ilgili ince ayrıntıları, ev halkının günlük hayattaki rolünü gözlemleyebileceğiniz konak Hıdırlık Yokuşu Sokağı’nda yer alıyor. 3 katlı olarak inşa edilen Kaymakamlar Evi’nin 2 girişi bulunmaktadır. İki ayrı sokaktan iki giriş sağlanan eve günümüzde ziyaretçiler Hıdırlık Yokuşu Sokağı’ndan giriş yapıyor.
Fotoğraf: www.safranbolu.bel.tr
Konağın heybetli kapısı sizi karşılıyor. Çift kanatlı bu geniş kapının üzerine dikkatlice bakmanızı öneririm. Kapının üzerinde yer alan halka ve tokmak ev halkının mahremiyetine duyulan saygının ince örneklerinden ilkidir. Geleneksel Safranbolu evleri çift kapılıdır ve üzerlerinde mutlaka halka ile tokmak yer alır. Halk arasında “Şakşak” olarak bilinen tokmak aslında halka için de kullanılmaktadır.
Peki neden kapılarda iki farklı şekil kullanılmıştır? Haremlik ve Selamlık yaşantısına verilen önemin bir parçasıdır kapı tokmakları. Düşey çubuk şeklinde olan tokmak vurduğunuz zaman daha kalın ses çıkartır. Halka ise yuvarlak biçimlidir ve daha tiz daha ince bir ses verir. Şimdi burada evin mahremiyetine büyük bir saygı var. Diyelim eve bir ziyaretçi geldi ve bu ziyaretçi bir kadın. Yuvarlak halkayı çalarak evin sahibine mesajı veriyor; “Kapıda bir kadın var.” O an avluda belkide oturan erkekler var, işte bu ses inceden mesaj verir ve erkeklerin toparlanmasını sağlar.
Diyelim ki kapıya gelen ziyaretçi bir erkek işte bu kez tokmak devreye giriyor. Erkek tokmağı çalınca daha kalın bir ses çıkıyor, evin sahibi kapıdakinin bir erkek ziyaretçi olduğu mesajını alıyor. Bu süreçte başörtüsü başında olmayan ya da avluda işlenen kadın hemen kendini toparlayabiliyor. Ya da bir grup kadın toplanmış sohbet ediyorsa kalın tokmak sesini duyunca kendine çeki düzen verebiliyor.
Şimdi burada bazılarınızın aklına “Ne gerek var böyle bir şeye, doğru bir sistem değil...” gibi düşünceler gelebilir. Ama sizden ricam bu kültürün bulunduğu dönemi, o günün toplum yaşantısını baz alarak değerlendirmenizdir. Yani 1700’lü 1800’lü yılları göz önüne aldığınızda son derece uygun ve nahif bir uygulamadır kapı tokmakları. Safranbolu geziniz boyunca da birçok evin kapısında Şakşaklar gözünüzden kaçmayacaktır.
Kapıdan giriş yapıyorsunuz ve burası konağın ilk katı. Yani “Hayat” dediğimiz kısım. Evin günlük işlerinin döndüğü, kadının çamaşırını yıkayıp ekmeğini hazırladığı, aynı zamanda depolama ve ahır dediğimiz bölümlerin bulunduğu alan. Zemin kat taştan inşa edilmiş olup diğer iki kat ahşaptan yapılmış ve kerpiç dolguludur.
Zemin ile birlikte 3 katlı olan Kaymakamlar Evi 8 oda ve 3 çardaktan meydana gelmiştir. Orta katı iç sofalı, üst kat ise orta sofalıdır. Evin Haremlik ve Selamlık bölümleri ise ayrı katlardadır.
Kaymakamlar Evi’ne giriş ücretinizi ödedikten sonra galoş giyerek üst kata yani evin 2. katına çıkıyorsunuz. Burası Selamlık katıdır ve iç sofalıdır. Bu katta 3 oda ve bir ambar yer almaktadır. Ayrıca merdivenin bulunduğu bir oda daha görüyorsunuz. Yine mahremiyete duyulan saygının bir örneği burada karşımıza çıkıyor. Zira Selamlık katından doğrudan Haremlik katına yani 3. kata direk geçiş bulunmamaktadır. Üst kata ancak yemek servisinin yapıldığı, dönme dolabın bulunduğu merdivenli odadan çıkılabiliyor.
İkinci katta odalarda canlandırmalar görüyorsunuz. Odaların hepsinde sedirler yer almaktadır. Yer sofrasında yemek yiyen erkekler, camekanlarda yöresel kıyafetler, ayrıca düğün öncesi geline kına yakılması gibi gelenekler canlandırılmıştır.
İkinci katta şüphesiz en dikkat çeken kısım Dönme Dolap. Selamlıkta yemek yiyen erkek ziyaretçilerin ev sahibesini hiç görmeden tabak alışverişini yapmasına imkan sağlayan şu meşhur dönme dolap. Dönen dolabın iç kısmında dairesel formda raflar vardır. Silindir şeklinde gövdesi olan dönme dolap kolayca döndürülebilir.
Evin sahibesi ya da hizmetçisi Haremlik bölümünde bulunan erkek misafirlere yemek götüreceği zaman bu dönme dolabı kullanmıştır. Haremlikte bulunan kadın tabakları dönme dolabın dairesel raflarına yerleştirir, dolabı döndürür, Selamlık kısmındaki erkek tabakları alır sofraya koyardı. Böylece kimse birbirini görmezdi. Eski Türk evlerinin bir çoğunda bulunan Dönme Dolap sistemi o günlerin aile yaşantısının mahremiyetini en iyi ortaya koyan örneklerden biridir.
Dolap Çevirmek / Döndürmek Deyimi: Yeri gelmişken hemen vurgulamakta fayda var. Günümüzde bile hepimizin bildiği ve kullandığı bir deyim var: “Dolap döndürmek/çevirmek”. Dolap döndürmenin ortaya çıkış hikayesi var.
Derler ki; günün birinde bir erkek bir kıza aşık olur. Birgün kızın evine yemeğe davet edilir. Daha fazla duygularını saklayamayan genç, kıza bir mektup yazar ve dönme dolaptaki tabağın altına sıkıştırır. Kız mektubu alır, cevap yazar. Gel zaman git zaman yine birgün delikanlı mektubu dönme dolaba koyar. Döndürür, ama bu kez mektup kızın annesinin eline geçer. İşte o vakit annesi kızına “Ben sizin ne dolaplar döndürdüğünüzü çok iyi biliyorum” der.
Yani birinin arkasından iş çevirmek, hile yapmak, dalavere peşinde koşmak gibi anlamları olan dolap çevirmek Türk evlerinde yer alan bu dönme dolap sisteminden ortaya çıkmıştır. Bu hikayenin farklı şekilde anlatılanı da var. Ev içerisinde çalışan konak görevlilerinin de bu dolap sayesinde gizlice iletişime geçtiği rivayet edilmektedir. Belli ki gönül işlerinde kullanılan dönme dolap hikayesi boş yere ortaya çıkmamış. Ve dilimize bir deyim olarak yerleşmiş…
Dönme Dolabı inceledikten sonra şimdi merdivenleri kullararak üçüncü kata çıkıyorsunuz. Burası Haremlik katıdır ve orta sofalıdır. Bu katta 3 odanın dışında aşevi ve kiler bölümü de bulunmaktadır. Yine sedirler bulunmakta, yer sofrasında ailece yenen yemek canlandırılmaktadır.
Gelin Odası da bu kattadır. Yer döşeği, el emeği yorgan, işlemeli örtüler, beşik ve hemen yan tarafta giyinme odası. Yani Giysi Odası bile var Kaymakamlar Evi’nde.
Fotoğraf: www.karabuk.gov.tr
Yine bir diğer odada Kumandan Hacı Mehmet Efendi ve eşinin maketlerini görüyorsunuz. Burası evin Başodası’dır. Sedirlerle döşenmiş bu yüksek tavanlı odanın sadeliği dikkat çekicidir.
Evin Aşevi bölümüne girdiğinizde bakır kap kaçaklar, o dönemin mutfak araç gereçleri karşınıza çıkıyor.
Kaymakamlar Gezi Evi’nin birkaç özelliğine daha değinelim. Dikkatinizi çekecek olan unsurlardan biri pencereler olacaktır. Her 3 pencere bir odaya tekabül ediyor. Ayrıca pencereler bol güneş alacak şekilde tasarlanmıştır. Bazı pencere önlerinde kafes sistemini fark edebilirsiniz. Evin mahremiyetine gösterilen özene bir örnek daha…
Dahası; her odaya girişte dikkat edin mutlaka pahlı köşeler vardır. Odanın mahremiyetini gözeten bu köşeler sayesinde odanın önünden geçerken bile içerideki kişiyi göremezsiniz. Yani daha açıkçası odaların girişinde küçük bir koridor gibi alan vardır, asıl girişi kapatır ve bu sayede iç mekan kesinlikle görülmez.
Sofa ile odalar arasında bir kot farkı olduğunu da söyleyelim. Ayrıca her katta mutlaka abdestlik kısmı da yer almaktadır.
Genel itibariyle sadelik ve yalınlık ile dizayn edilmiş Kaymakamlar Evi şatafattan uzaktır. Geniş aileler için tasarlanmış, çok eşya kullanılmayan ev o dönemin Safranbolu yaşam tarzını belirgin şekilde ortaya koymaktadır. Dolap ya da yüklük dediğimiz elemanlar her Türk evinde olduğu gibi burada da karşımıza çıkmaktadır. Yüklükler sadece eşya toplamak için değil aynı zamanda yıkanmak için, yani banyo etmek için de kullanılmaktadır. Bu kısımlara “Gusülhane” denmektedir.
Evi gezdikten sonra, içinde havuz bulunan bahçe kısmına çıkıyorsunuz. Burada küçük bir kafeterya yer alıyor. Restorasyon çalışmaları bitirildikten sonra tekrar turizme açılan Kaymakamlar Evi’nin bahçesinde oturup bir kahve yudumlamak iyi fikir olabilir.
Son söz olarak; Kaymakamlar Gezi / Müze Evi’ne yolunuzu mutlaka düşürün. Şimdilerde çekirdek aile kavramıyla pek bi kaynaşmışken, geçmişte kalabalık ailelerin birbiriyle nasıl saygı ve uyum içerisinde yaşadığına şahitlik edin. Türk kültürünün, Türk aile yaşantısının geçmişini bilmek hepimizin görevi olmalı.
Söze başlarken özlemle “Babaannem şöyle yapardı, şunu söylerdi....” diyen çocuklarız biz. Yani geçmişini unutmayan, geçmişte kendine bir yer bulabilen çocuklar... İşte bu yüzden atalardan gelen emanetlerin değerini iyi bilelim.
Keyifli geziler diliyorum...
Seyahatleriniz RehberName tadında olsun…