UNESCO Dünya Mirası’nda yer alan tarihi kent Safranbolu hakkında merak ettiğiniz herşeyi RehberName’de sizler için kaleme aldık. Safranbolu Gezi Rehberi’nde Safranbolu’yu dile getiriyoruz...
Safranbolu, Türkiye’nin Dünya çapındaki reklam yüzlerinden biridir. Dört mevsim ziyaretçi ağırlayan kentin kendine has tarihi dokusu, ahşap evleri, dini yapıları, doğal zenginlikleri ve mutfağı inanılmaz zenginliğe sahiptir. 1994 senesinde UNESCO tarafından asil listeye dahil edilen Safranbolu, gelecek nesillere bırakacağımız köklü bir mirastır. Bu miras ülkemizin gurur kaynağıdır.
Karabük ilimize bağlı olan Safranbolu dünya üzerinde korunan en iyi kentler arasındadır. Safranbolu’da gezilecek ve keşfedilecek o kadar çok şey var ki... Dolu dolu 2 gün geçirebileceğiniz Safranbolu’da zaman dursun isteyebilirsiniz. “An’da kalmak” tam da burada yapmanız gereken hareket olmalı. Geçmiş ve bugün arasındaki tadına doyulmaz bir roman gibi okuyacağınız Safranbolu’yu adım adım, yorulmadan ve sıkılmadan birlikte keşfediyoruz...
Safranbolu nerede? Safranbolu’nun tarihçesi? Safranbolu’da gezilecek yerler nelerdir? Peki Safranbolu’da ne yenir, nerede kalınır, nereden ne alınır? Yapmadan dönmeyin dediklerimiz neler? Hepsi ve daha fazlası Safranbolu Gezi Rehberi’nde...
Safranbolu Nerededir?
Safranbolu, Batı Karadeniz Bölgesi’nde yer alan Karabük ilçesine bağlıdır. Karabük merkeze sadece 10 km mesafesi vardır. Amasra’ya 90 km, Zonguldak’a 110 km, Kastamonu’ya 105 km, Bolu’ya 155 km, Ankara’ya 220 km, Bursa’ya 430 km, İstanbul’a yaklaşık 400 km uzaklıktadır.
Safranbolu Ne Kadar Sürede Gezilir?
En çok merak edilenlerden biri de Safranbolu kaç günde gezilir? Müzekent Safranbolu’yu gerçekten dolu dolu gezmek, tarihi yapıların ve civardaki doğal güzelliklerin hepsini görmek, bunun yanında farklı lezzetleri sindire sindire tatmak, doyasıya alışveriş yapmak istiyorsanız benim tavsiyem 2 gece kalmalısınız. Yani 2 gece 3 günde içinize sinmiş bir Safranbolu gezisi tam yerinde olacaktır.
Fakat 1 gece kalmalı yani 2 günlük bir gezi de yeterli olacaktır. Bu durumda bir tık daha hızlı hareket etmeniz gerekecektir. Aşağıda kaleme alacağım “Safranbolu Gezilecek Yerler Listesi’ni” gördüğünüzde neden bu cevabı verdiğimi daha iyi anlayacaksınız. Safranbolu’yu tek bir günde gezip bitirmeniz mümkün değil. Ama tabiki herkesin bir zaman dilimi ve bütçesi var. Burada tercih size kalıyor.
Safranbolu’nun Tarihi
Kadim ve köklü kent Safranbolu’nun uzunca bir geçmişi var. Şehir, Anadolu’nun antik bölgelerinden olan Paflagonya (Paphlagonia) içerisinde yer almaktaydı. Hatta ünlü ozan Homeros İlyada Destanı’nda Troyalılara yardıma giden Paflagonlardan bahsetmiştir. Bu bölgede bilinen en eski halklar Kaşkalar (Gasgaslar)’dır. Osmanlı hakimiyetine geçene kadar tarih süresince Hititler, Dorlar, Paflagonlar, Kimmerler, Lidyalılar, Persler, Kapadokyalılar, Helenler, Pontlar, Galatlar, Bitinyalılar, Romalılar, Doğu Romalılar (Bizans), Selçuklular bölgede egemenlik sürmüştür.
Safranbolu, 1196 yılında Anadolu Selçuklu Sultanı II. Kılıç Aslan döneminde Türk hakimiyeti görmüştür. II. Kılıç Aslan’ın oğlu Muhiddin Mesud tarafından 4 aylık bir kuşatma sonucu ele geçirilen kentin ismi o dönemde “Dadybra” idi. Şehir düştükten sonra “Dadybra” olan ismi “Zalifre” olarak değiştirilmiştir. Anadolu Selçukluları’nın yıkılmasıyla birlikte İlhanlılar, Çobanoğulları, Candaroğulları Beyliği egemenliğine giren Safranbolu, 1354 yılında Orhan Gazi’nin oğlu Gazi Süleyman Paşa tarafından alınarak Osmanlı topraklarına dahil edilmiştir.
Ünlü seyyah İbni Batuta 1334 yılında Safranbolu’ya gelmiş ve bir gece burada kalmıştır. Safranbolu’dan bahsederken “Tepe üzerinde kurulu küçük bir yerleşim olduğundan, tepenin eteklerinde hendek ve en zirvede sarp bir kale bulunduğundan” bahsetmiştir. Günümüzde Safranbolu’da Selçuklulardan kalma bir eser karşımıza çıkmasa da, kent dokusunun Selçuklulardan kalma olduğunu özellikle vurgulamak gerekiyor.
1402’deki Ankara Savaşı’nda Yıldırım Beyazıd’ın Timur’a esir düşmesiyle tekrar Candaroğulları Beyliği’nin eline geçen Safranbolu, Fetret Devri sonrası Çelebi Mehmet tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır. II. Murad döneminde ise Osmanlı hakimiyeti kesinlik kazanmıştır. Fatih Sultan Mehmet ise 1461 senesinde Amasra üzerine yürümeden evvel Safranbolu’ya uğramıştır.
Safranbolu tarih boyunca bir çok isim ile anılmıştır: “Teodorapolis, Germia, Dadybra, Zalifre, Borglu, Borgulu, Burglu, Borlu, Taraklı-Borlu, Taraklı, Zağfiran-Borlu, Zağfiranbolu, Zağfiran-Benderli, Zafranbolu, Safranbolu.”
17. yüzyıla gelindiğinde Köprülü Mehmet Paşa ile birlikte Safranbolu’da tipik Osmanlı yerleşimi ortaya çıkmaya başlamıştır. 17. ve 18. yüzyıllarda Safranbolu konumu itibariyle kervanlara ev sahipliği yapan, tüccarların uğrak noktası bir yerleşim haline gelmiştir. Kentin işlevi ve zenginliği artarken nüfusu da parallelik göstermiştir. O yüzyıllarda deri üretiminde öncü bir marka haline gelen Safranbolu 80’den fazla tabakhanenin bulunduğu ve çok kaliteli derilerin üretildiği bir merkez haline gelmiştir. Sadece deri değil daha bir çok alanda üretim gösteren kent kervanların uğrak yeri olmuştur. Kentte hem Müslüman hem de Hristiyan ahali yaşamış, büyük bir hoşgörü ortamı ve kültürel zenginlik ortaya çıkmıştır.
Osmanlı döneminde şimdiki Safranbolu’nun olduğu yere “Medine-i Taraklı Borlu”, Yörük Köyü ve civarındaki köylere ise “Yörükan-i Taraklı Borlu” isimleri verilerek iki merkez oluşturulmuştur.
1870 yılından sonra Safranbolu, Kastamonu merkez sancağına bağlanmış, 1927 yılına dek Kastamonu’ya bağlı kaldıktan sonra da Zonguldak iline bağlanmıştır. Ancak 1995’de Karabük’ün il olmasının ardından Safranbolu Karabük’e dahil olmuş ve Karabük’ün ilçesi konumuna gelmiştir.
1994 yılında ise UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiştir. “En iyi korunan 20 kent” arasında yer alan Safranbolu dünya çapında ünlü bir turistik merkez haline gelmeyi başarmıştır. Safranbolu’nun kardeş şehirleri ise; Oş (Kırgızistan), Ölgiy (Moğolistan), Ohri (Kuzey Makedonya Cumhuriyeti), Skydra (Yunanistan), Nessebar (Bulgaristan), Bolgar (Tataristan), Elabuga (Tataristan) şehirleridir.
Safranbolu İsmi Nereden Geliyor?
Peki Safranbolu ismi nereden geliyor ve geçmişte Safranbolu hangi isimlerle anılmıştır?
Tarihte bir çok medeniyete ev sahipliği yapan Safranbolu, haliyle de pek çok isimle anılmıştır. Bir çok kaynakta kentin bilinen en eski isimleri “Teodorapolis, Germia ve Dadybra” olarak geçmektedir. Fakat bu isimlerin doğru olup olmadığı konusunda hala tartışma devam etmekte ve bazı araştırmacılar bu isimleri doğru kabul etmemektedir.
1334 yılında Safranbolu’ya gelen İbni Batuta Seyahatnamesi’nde Safranbolu’dan “Borlu” diye bahsetmiştir. Bu önemli bir kaynaktır. Selçuklular döneminde “Zalifre” ismiyle anılan Safranbolu, Beylikler döneminde daha çok “Borglu/Borlu” gibi isimlerle anılmıştır.
Osmanlı döneminde ise daha çok “Taraklıborlu” ismi kullanılmış, 18. yüzyıl itibariyle de Safran (zağferan) bitkisinin yetiştirilmesiyle birlikte “Zağferanborlu” ismiyle anılmıştır. Zağferanbolu, Harf İnkılabı’nın ardından “Zafranbolu” haline dönüşmüş ve en son “Safranbolu” olarak günümüze taşınmıştır.
Safranbolu Evleri ve Evlerin Özellikleri
Safranbolu, Türk toplum yaşantısını en belirgin şekilde ortaya koyan muazzam evleriyle meşhurdur. Ahşapın, kerpiç ve tuğla ile muhteşem uyumu Türk örf adetleriyle şekillenir ve Safranbolu evleri ortaya çıkar. 1994 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yerini alan kent zengin kültür mirası ile ön plana çıkmaktadır.
Göz kamaştıran evleri Safranbolu’yu özel kılmaktadır. Yüzlerce yıllık geçmişe sahip olan kent tarihi İpek Yolu güzergahının en refah şehirlerinden biri olmuş, tüccarlara ev sahipliği yaparak Anadolu’nun ticaret merkezleri arasına girmeyi başarmıştır. Şehrin içindeki han, hamam, camiler, çarşılar ve dahası Safranbolu’nun kimliğini ve önemini apaçık ortaya koymaktadır.
Safranbolu Evleri hakkında daha ayrıntılı bilgi için TIKLAYINIZ...
Safranbolu’da Gezilecek Yerler
Müzekent Safranbolu’da gezilecek yerler listesi bir hayli zengin. Gerek Safranbolu merkezde gerekse civarda gezilecek yerleri sırasıyla maddelemek de fayda var. İşinizi kolaylaştıracak şekilde adım adım Safranbolu gezilecek yerler listesini sıralayalım. Öncelikle Safranbolu’nun tarihi eski yerleşimini yürüyerek gezmenizi ardından da Hıdırlık Tepesi’nden şehri fotoğraflayıp civarda bulunan yerlere araçla gitmenizi öneririm. İşte Safranbolu Gezi Rehberi’nde Safranbolu Gezilecek Yerler...
1. Cinci Hamamı
Şehrin sembol yapılarından biri olan Cinci Hamamı tarihi çaşıya geldiğinizde sizi ilk karşılayan yapıdır. Safranbolu gezinize Cinci Hamamı’nın olduğu noktadan başlarsanız tarihi arasta, han, camiler, müzeler ve çarşıları kolayca keşfedebilirsiniz.
Günümüzde aktif olarak kullanılan Cinci Hamamı 1645 yılında (17.yüzyıl) Safranbolulu “Cinci Hoca” lakaplı Karabaşzade Hüseyin Efendi tarafından yaptırılmıştır. Sadece hamam değil Cinci Hanı dediğimiz yapı da aynı dönem eseri olup kentin kıymetli eserlerindendir. Kadınlar ve erkekler bölümü olan hamamın iki bölümü de aynı planda tasarlanmıştır. Halk arasında “Yeni Hamam” olarak anılsa da yapıyı inşa ettiren Cinci Hoca’dan ötürü Cinci Hamamı olarak dillere yerleşmiştir.
Cinci Hamamı Konum için Tıklayınız…
2. Kazdağlı Camii
Cinci Hamamı’nın karşısında göreceğiniz camidir. Tipik bir Osmanlı camisi olduğunu yapıya bakar bakmaz anlıyorsunuz. Kazdağlı Camii 1779 yılında Kazdağlı Mehmet Ağa tarafından inşa ettirilmiştir. Camii kare planlı olup büyük bir kubbe ile örtülmüştür. Yapısında taş ve tuğla kullanılan caminin ön kısmında son cemaat yeri bulunmaktadır. Kazdağlı Cami’nin tek şerefeli bir minaresi mevcuttur. İç kısmı sade olan caminin içine dilerseniz girebilirsiniz.
3. Köprülü Mehmet Paşa Camii
Cinci Hamamı ve Kazdağlı Cami’nin önünden aşağı doğru yürüyüşe geçtiğinizde sağınızda Köprülü Mehmet Paşa Cami’yi görürsünüz. Kemerli kapıdan caminin avlusuna giriş yapabilirsiniz. Bu görkemli yapı Köprülüler devrinin önemli sadrazamlarından olan Köprülü Mehmet Paşa tarafından yaptırılan camidir. Kitabesi günümüze ulaşmayan cami 17. yüzyıl yapısı olup tahminen 1661 yılında ibadete açılmıştır. Normalde bir külliye olarak inşa edilen caminin avlusunda şadırvan, muvakkithane ve güneş saati bulunmaktadır. Kare planlı, üstü kubbe ile örtülü cami tipik Osmanlı mimarisi örneği göstermektedir. Caminin içi ve mihrabı sadedir, minberi ise ahşaptandır. Tek şerefeli bir minareye sahiptir.
Caminin avlusunda yer alan Muvakkithane ayrıca kütüphane olarak da hizmet vermiştir. Caminin avlusunda en dikkat çeken kısım ise Güneş Saati’dir. Kesme taştan yapılan bir kaide üzerinde yükselen güneş saati mermer bir levhaya işlenmiştir. 19 . yüzyılda yapıldığı düşünülen Güneş Saati 06:40 ile 17:20 arasındaki saatleri göstermektedir. Bu güneş saati Osmanlı döneminde yapılmış 95 güneş saatinden biri olma özelliğine sahiptir.
Yakın zamanda restorasyonu tamamlanan Köprülü Mehmet Paşa Cami ziyarete açıktır. Caminin avlusunda göreceğiniz diğer kapıdan tarihi arastaya geçiş var. Dilerseniz buradan önce Arasta’ya geçebilir, Yemeniciler Arastası’nı keşfedebilirsiniz. Ya da girdiğiniz kapıdan çıkarak Cinci Hanı’na yönelebilirsiniz.
4. Cinci Hanı
Cinci Hoca lakaplı Karabaşzade Hüseyin Efendi tarafından hamamla birlikte yaptırılan yapıdır. Cinci Hanı şüphesiz Safranbolu’nun en popüler yapısıdır. 17. yüzyılda inşa edilen han 2 katlıdır ve 63 odası vardır. Kervan yolları üzerinde bulunan Safranbolu’nun ticari hayatında büyük rol oynayan han, 20. yüzyıla kadar kervansaray olarak hizmet vermiştir. Sonrasında ise depo amaçlı kullanılan han 2004 yılında yapılan yenilemeler sonucu turizme kazandırılmıştır. Günümüzde hem otel hem de kafeterya olarak hizmet sunmaktadır. Cinci Hanı mutlaka ziyaret etmelisiniz, fırsat dahilinde konaklama yapmanızı da tavsiye ederim.
5. İzzet Mehmet Paşa Camii
Cinci Hanı’ndan aşağı Tarihi Demirciler Çarşısı’na doğru yol aldığınızda yine görkemli bir cami ile karşılaşırsınız. 18. yüzyıl eseri olan İzzet Mehmet Paşa Camii, Padişah III. Selim döneminde sadrazamlık yapmış olan İzzet Mehmet Paşa tarafından inşa ettirilmiştir.
1743 yılında Safranbolu’da doğan İzzet Mehmet Paşa, 1794-1798 yılları arasında yaklaşık 3 yıl sadrazamlık yapmış, 1798’de ise görevinden azledilmiştir. Sürgüne gönderildikten sonra da Manisa’da vefat etmiştir.
Caminin mimarisi İstanbul’daki Nuruosmaniye Camisi’ne benzer. Kesme taştan yapılan caminin tek minaresi vardır. İçeriye girdiğinizde ise kalem işi süslemeler dikkatinizi çekecektir. Mihrabın üzerinde III. Selim’in tuğrası bulunmaktadır. Caminin avlusunda şadırvan vardır. Ayrıca İzzet Mehmet Paşa’ya ait olan mezar taşı ve ayak taşı burada yer almaktadır. Eğimli bir araziye kurulu olan caminin alt tarafından Akçasu Deresi akmaktadır ve Demirciler Çarşısı gözükmektedir.
6. Tarihi Demirciler Çarşısı
Akçasu Deresi’nin iki yakasına kurulu olan tarihi çarşıda demirci ustalarının yanısıra bakırcı ve kalaycı ustaları da yer almaktadır. Ahilik kültürünü esas alarak yıllarca üretim yapan demirci ustaları Safranbolu için büyük bir gururdur.
Kurulduğu dönemde yaklaşık 40 dükkandan oluşan Demirciler Çarşısı’nda bu sayı 1920’li yıllarda yaklaşık 100 dükkana ulaşır. Malesef zaman içerisinde bir çok demirci ustası dükkanına kilit vurur ve sadece 4 usta kalır. Günümüzde bu ustalar mesleklerini icra etme yolunda büyük çaba göstermektedir. Dükkanlarda satılan demir ve bakır ürünlere göz atabilir, satın alabilirsiniz.
7. Kaymakamlar Gezi Evi / Müze Evi
Safranbolu’ya gelip de Kaymakamlar Evi’ne uğramamak büyük kayıp olacaktır. Safranbolu’nun en meşhur müzesi olan Kaymakamlar Evi, geçmiş yaşantılara ışık tutan, eski Türk evlerindeki gelenek ve görenekleri yansıtan, mimarisi ile hayranlık uyandıran, dönme dolap sistemiyle yüzlerde şaşkınlık bırakan harika bir yer.
Kaymakamlar Gezi Evi’nden kısacık bahsetmek olmaz. Daha ayrıntılı bilgi için TIKLAYINIZ...
8. Sarıtunç Tabakhane Müzesi
Türkiye’nin ilk ve tek tabakhane müzesidir. Asırlarca deri üretiminin yapıldığı Safranbolu’da zamanında onlarca tabakhane yer almaktaymış. 800 yıllık tabakhane geçmişi olan kentteki bu yapı günümüze ulaşabilen tek tabakhanedir. Dericiliğin geçmişi, deri üretiminin ayrıntıları ve dahası hakkında keyifli bilgiler bulabileceğiniz bu müzeye uğramanızı tavsiye ederim. Tabakhanenin alt kısmındaki müzeyi gezip, üst kımında yer alan kafeteryada birşeyler yudumlayabilirsiniz.
9. Yemeniciler Arastası
Tüm bu saydıklarımızı gezdikten sonra şimdi tekrar geldiğiniz yola doğru yönelip Yemeniciler Arastası’na uğrayabilirsiniz. Köprülü Mehmet Paşa Camisi’ne bitişik durumdaki Yemeniciler Arastası 48 ahşap dükkandan meydana gelmektedir. Yemeni denince akıllara çoğu yerde kadınların başlarına taktığı tülbent gelebilir. Fakat yemeni aynı zamanda üstü deri altı ise köseleden yapılan topuksuz ve sağlıklı bir ayakkabıdır. Asırlar boyu bu çarşıda yemeni ustaları ayakkabı üretmiş hatta İstiklal Harbi’nde askerlerimizin giymesi için yemeni üretip yollamışlardır.
Arastada bir zamanlar meşhur yemenici ustası Ahmet Demirezen adına kurulmuş Ahmet Demirezen Yeminicilik Müzesi vardı. Müze kapanmış olsa da şimdilerde arastada “Erhan Usta” son yemenici ustası olarak yemeni üretmeye devam etmektedir. Günümüzde yenilenen arastada rengarenk el işleri, ahşap ve otantik dükkanlar, kafeler görebilirsiniz. Burada oturup kumda bir kahve yudumlamadan dönmeyin derim.
10. Kent Tarihi Müzesi (Eski Hükümet Konağı)
Biraz yokuş çıkmayı göze alıp şehrin hakim tepelelerinden birinde kurulu olan Kent Tarihi Müzesi’nin ve Saat Kulesi’nin olduğu yere yönünüzü çevirmelisiniz. Aslında bu tepe tarihi Safranbolu Kalesi’nin bulunduğu yerdir. Günümüzde tepe üzerinde Kent Tarihi Müzesi (Eski Hükümet Konağı), Saat Kulesi, eski cezaevi, Anadolu Saat Kuleleri Minyatürleri Parkı, cephane binası yer almaktadır.
Eski Hükümet Konağı 1904-1906 yılları arasında II. Andülhamid döneminde inşa edilmiştir. 1976’da yaşanan yangına kadar bu amaçla kullanılan bina, restorasyona alınmış ve 2006’da tamamlanarak 2007 yılında Kent Tarihi Müzesi olarak hizmete açılmıştır.
Müze zemin, 1. ve 2. katlar olmak üzere toplam 3 kattan meydana gelmiştir. Müzede Safranbolu’nun tarihsel ve kültürel geçmişi hakkında bilgiler verilmektedir. Şehirdeki sosyal hayatı, gelenek ve görenekleri anlatan eşyalar, fotoğraflar, canlandırmalar sizi keyifli bir yolculuğa çıkartacaktır. Kentin geçmişine yolculuk yapmak istiyorsanız bu Kent Tarihi Müzesi’ni mutlaka görün.
11. Saat Kulesi ve Anadolu Saat Kuleleri Minyatürleri Parkı
Kent Tarihi Müzesi’nin hemen arka tarafında yer alan Saat Kulesi şehrin kıymetli üyelerinden biridir. Sadrazam İzzet Mehmet Paşa tarafından şehre kazandırılmış yapılardan biridir. 1797 yılı yapımı olan saat kulesi kare planlı olup 12 metre yüksekliğe sahiptir. Eski cezaevine bakan tarafında girişini görebilirsiniz.
Saat Kulesi’nin hemen yanı başında ise Anadolu Saat Kuleleri Minyatürleri Parkını görebilirsiniz. Bu kısım hakikaten çok keyifli. Anadolu’da inşa edilmiş saat kulelerinin minik versiyonlarını görmek yüzünüzü gülümsetecektir. Parkın içinde bir tur atarak minyatür kuleleri keşfedebilirsiniz.
12. Hıdırlık Tepesi
Safranbolu’nun tarihi kısmını yürüyerek gezdiniz. Sırada Hıdırlık Tepesi’nden şehri seyre dalmak, dalarken de yanında Safranbolu lokumu eşliğinde mis gibi bir kahve içmek... Kulağa hoş geliyor değil mi?
Bir çok Anadolu kasabasında yer alan Hıdırlık tepelerinden Safranbolu’da da görmek mümkün. Yukardan şehri izlemek, akıp giden yaşama tanıklık etmek insana müthiş bir haz veriyor. Hıdırlık Tepesi’nin girişi ücretlidir. Cüzi bir meblağ ödeyerek seyir terasına ulaşabilirsiniz. Hıdrellez kutlamalarına ev sahipliği yapan bu tepe günümüzde kentin en turistik yerlerinin başında gelmektedir.
Hıdır Tepesi’nde kafeterya mevcut. Ayrıca tepede bir kaç mezar ve türbe dikkatinizi çekecektir. Yan yana bulunan iki mezardan birisi II. Osmanlı Padişahı Orhan Gazi’nin oğlu Gazi Süleyman Paşa’nın kumandanlarından Hızır Bey’e aittir.
Diğer mezar ise Şeyh Şamil’in soyundan gelen, Milli mücadelede önemli rol oynayan, İstiklal madalyası sahibi Dr. Ali Yaver Ataman’a aittir.
Biraz ilerlediğinizde göreceğiniz türbede ise Köstendil Kaymakamı Hasan Paşa yatmaktadır. Bulgaristan’daki Köstedil’den Safranbolu’ya sürgün için gönderilen Hasan Paşa burada vefat edince adına türbe yapılmıştır. Ayrıca tepede iki namazgah vardır.
13. Çikolata Müzesi
Hıdırlık Tepesi’ne çok yakın mesafede bulunan Çikolata Müzesi’ne neden mi uğramak lazım? Safranbolu’nun tarihi ve doğal güzelliklerini çikolatadan yapılmış halleriyle görüp yüzünüzü gülümsetmek için uğramak lazım.
Çikolata Müzesi 2019 yılında çikolata ustası Mesut Kırımlı tarafından açılmıştır. Mesut Bey yaklaşık 25sene Belçika’da yaşadıktan sonra memleketi Safranbolu’ya dönerek bu keyifli projeye imza atmıştır. Müzenin içerisinde Safranbolu’nun tarihi ve doğal güzellikleri sergileniyor. Bu eserlerin yapımında ise yaklaşık 5.5 ton çikolata kullanılmıştır. Müzenin cüzi bir giriş ücreti var. Müzede size bilgi veriliyor ve çikolata ikramı yapılıyor. Çıkışta gerçek çikolatadan yapılmış ürünlerden satın alabilirsiniz. Çikolata mutluluksa, rotanızı bu müzeye çevirmeyi sakın unutmayın.
Çikolata Müzesi Konum için Tıklayınız...
14. Yörük Köyü
Çikolata Müzesi’nden hemen sonra aracınızla Yörük Köyü’ne yönelebilirsiniz. Artık şehrin etrafındaki güzellikleri keşfetmeye geldi sıra. Merkeze yaklaşık 10 km mesafede yer alan Yörük Köyü, Safranbolu gezilerinin olmazsa olmazıdır.
Safranbolu’nun küçük bir maketine benzeyen Yörük Köyü büyük bir Türk mirası diyebiliriz. Yörük kültürünü içinde yaşatan bu tarihi köyde Sipahioğlu Konağı’na mutlaka uğramalı konağın geçmişini Filiz Teyze’den dinlemelisiniz. Ayrıca yaklaşık 350 yıllık Çamaşırhane’yi ziyaret edip buradaki incelikleri ve kültüre tanıklık etmelisiniz.
Yörük Köyü, Sipahioğlu Konağı ve Çamaşırhane hakkında daha ayrıntılı bilgi için TIKLAYINIZ...
15. Safranbolu Safran Tarlaları
Kente ismini veren Safran çiçeklerinin açtığı bahçeleri görmek inanın çok keyifli oluyor. Tabi bu her mevsim mümkün değil. Sonbaharda yolunuz Safranbolu’ya düşerse ama özellikle de Ekim ayında Safran bahçelerine mutlaka uğramalısınız. Ağustos ve Eylül aylarında soğan şeklinde ekilen safran bitkisi Ekim ayında çiçek açmaya başlar. Bu mor çiçekler öyle göz alıcıdır ki sarı renkteki safrana hayat vermesine alkış tutarsınız. Çiçeklerin tam ortasındaki kırmızımsı 3 tepeciğin toplanmasıyla elde edilen safran üretimi zor ve emek isteyen bir bitkidir. Safran tarlasına yolunuz düşerse bol bol resim çektirip safranlı ürünlerden satın alabilirsiniz.
Safranbolu Safran Tarlaları Konum için Tıklayınız...
16. Kristal Cam Teras ve Tokatlı (İncekaya) Kanyonu
Tokatlı Kanyonu üzerine kurulan Kristal Teras ya da sık anılan diğer ismiyle Cam Teras, Safranbolu’da en çok ziyaretçi çeken yerlerin başında geliyor. Tokatlı Kanyonu yaklaşık 9 km yürüyüş parkuruna sahip çok güzel bir kanyondur ve Tokatlı Köyü sınırlarından Safranbolu tarihi çarşıya kadar uzanmaktadır.
Bu enfes manzaranın keyfini sürebilmek için 2012 yılında Tokatlı Kanyonu üzerine Türkiye’nin ilk cam seyir terası kurulmuştur. Yerden yaklaşık 80 metre yüksekliğe kurulan Kristal Teras bir yelpaze şeklindedir ve 11 metre uzunluğa sahiptir. 75 ton ağırlığı taşıyabilecek kapasitedeki cam teras aynı anda 400 kişiyi kaldırabilir. Fakat gezi sırasında ziyaretçi sayısı sınırlandırılmaktadır. Minik bir adrenalin arıyorsanız burası tam size göre.
Kristal terasın girişi ücretlidir. İçerideki kafeteryada kahvenizi yudumlayıp hediyelik ürünlere göz atabilirsiniz.
Kristal Cam Teras Konum için Tıklayınız...
17. İncekaya Su Kemeri
Fotoğraf: https://www.safranbolu.bel.tr
Sadrazam İzzet Mehmet Paşa’nın Safranbolu’ya bıraktığı en güzel eserlerden biridir. İncekaya Su Kemeri Kristal Teras’a çok yakın. Kente su sağlamak amacıyla yaptırılan su kemeri yaklaşık 116 metre uzunluktadır. Tokatlı Deresi üzerinde yerden yaklaşık 60 metre yüksekte tüm görkemiyle ayakta duran su kemeri 6 kemerlidir. Genişliği ise 110-220 cm arasında değişmektedir. Suyun akış hızının dengelenmesi için su kemeri üç kıvrımlı olarak tasarlanmıştır. Bu kemer vasıtasıyla şehre gelen su çeşmelere dağıtılır, halk “Paşa suyu” dediği bu sudan günlük hayatında kullanırdı.
İncekaya Su Kemeri Konum için Tıklayınız...
18. Ters Ev
Cam Teras’a gelmişken hemen yakınındaki Ters Ev gezi güzergahınızda yer alabilir. Türkiye’de son yıllarda ters evlerin sayısı bir hayli arttı. Safranbolu Ters Ev modern dizayn edilen eşyaları ve dekoru ile oldukça beğeni topluyor. Ters Ev özellikle çocuklu ailelere tavsiye edilir. Burası hakikaten yüzünüzü gülümsetiyor ve fotoğraf çekerken bolca neşe doluyorsunuz. Evin girişi yetişkinlere ücretli, 5 yaş altı çocuklara ise ücretsizdir.
Ters Ev Konum için Tıklayınız...
19. Tepetaklak Konak
Tepetaklak Konak, Cam Teras’a yaklaşık 2 km uzaklıkta yer almaktadır. Alternatif olarak gidilebilecek ilginç yerlerden biri. Bu evin özelliği ise 80’li yılları anımsatması. Gerçek ev eşyaları ile donatılan Tepetaklak Konak’ta 80’li yıllara dönüyorsunuz. Konsepti biraz daha farklı olan konağa giriş ücretlidir. Konağın hemen yanında ise Kafebüs yer alıyor. Otobüsün içine yapılan bu farklı konsepteki kafede birşeyler yiyeebilir farklı bir ambiyans yakalayabilirsiniz.
Tepetaklak Konak Konum için Tıklayınız...
20. Nostalji Gezi Evi
Buraya kadar gelmişken Nostalji Evi’ne uğramadan dönmemek lazım. Nostalji Gezi Evi adı üzerinde size geçmişe alıp götürecek tam nostaljik bir müze. Bahattin Tunç tarafından kurulan gezi evinde geçmiş döneme ait eşyalar, antikalar, onlarca farklı türde aletler sergilenmektedir. Yaklaşık 10 bin antika eşyanın sergilendiği gezi evi büyük bir emekle kurulmuş. Nostalji Gezi Evi’nde hem geçmişe yolculuğa çıkabilir hem de serpme kahvaltı eşliğinde Safranbolu lezzetlerini tadabilirsiniz. Bahattin Bey ve eşi Hatice Hanım’ın ailecek işlettiği bu gezi evinde sıcacık bir ortam sizi bekliyor. İnanın pişman olmayacaksınız.
Nostalji Gezi Evi Konum için Tıklayınız...
21. Bulak Mencilis Mağarası
Bulak Mencilis Mağarası merkeze çok yakın konumda bulunmaktadır. Son yıllarda yoğun ilgi görmeye başlayan mağara Safranbolu’nun doğal güzellikleri arasında yer almaktadır. Türkiye’nin en uzun 5. mağarası olarak bilinmektedir. Bulak Köyü sınırlarında yer alan mağaraya giriş ücretlidir. Müzekart geçerli değildir. Mağaraya 150 basamaklı merdiveni kullanarak çıkıyorsunuz. Uzunluğu 6 km civarı olan mağaranın yaklaşık 400 metrelik kısmını yürüyebiliyorsunuz. Ama yine de görmeye değer. Milyonlarca yıllık sarkıt ve dikitler, travertenler, göletler burayı mükemmel kılmaktadır.
Bulak Mencilis Mağarası Konum için Tıklayınız…
Bulak Mencilis Mağarası hakkında daha ayrıntılı bilgi için TIKLAYINIZ...
Safranbolu’da Ne Yenir, Nerede Yenir?
Evet belkide çoğumuz için en özel soru bu. Safranbolu gibi tarihi ve köklü bir kentte ne yenir? Safranbolu lezzetleri nelerdir? Peki gerek Safranbolu tarihi çarşıda gerekse civardaki gezilecek alanlarda hangi restoranlar ve mekanlar sizi çağırıyor? Safranbolu sadece lokumu ile meşhur değil elbet. Merak ettiğiniz lezzet rehberini RehberName’de sizler için yazdık... DEVAMI için TIKLAYINIZ...
Safranbolu’da Konaklama
Müzekent Safranbolu’da konaklamak için bir çok seçenek bulunmaktadır. Burada yine tercih size kalıyor. Modern bir otelde mi kalmak isterdiniz yoksa bu tarihi kentin nostalji kokan konaklarında mı?
Safranbolu konakları bir çok ziyaretçinin ilgisini çekmektedir. 2 ya da 3 katlı tarihi konaklar gezinizin temasına en uygun konaklama seçenekleridir. Fakat modern tesis arayanlar için de bir çok alternatif mevcut.
Safranbolu’dan Yapmadan Dönme:
1. Safranbolu eski çarşıyı yürüyerek gezmeden,
2. Tarihi Safranbolu evlerini fotoğraflamadan,
3. Kaymakamlar Evi Müzesi’ni gezmeden,
4. Eski çarşıdaki camileri, Cinci Han ve Hamamı keşfetmeden,
5. Cinci Hanı’nın teras katından Safranbolu’yu seyretmeden,
6. Tarihi Arasta’da Türk kahvesi içip yanında baklava söylemeden,
7. Yemeniciler Arastası’ndan yemeni satın almadan,
8. Boncuk Kahve’de balla sunum yapılan bitki çayından içmeden,
9. Tarihi Simitçi’den simit (cimitli-cimitsiz) alıp yemeden,
10. Safranbolu lezzetlerini (lokumu, kuyu kebabı, peruhi, simit, zerde tatlısı, şehzade pilavı, safranlı pilav, Safranbolu bükmesi, erişte...) tatmadan,
11. Hıdırlık Tepesi’nden kenti izlemeden,
12. Yörük Köyü’nde Sipahioğlu Konağı’nı ve Çamaşırhane’yi ziyaret etmeden,
13. Kristal Cam Teras’a çıkıp Tokatlı Kanyonu’na göz atmadan,
14. Nostalji Gezi Evi’nde Bahattin Bey ve eşinin hazırladığı organik serpme kahvaltının tadına bakıp müzeyi gezmeden,
15. Akşam Safranbolu’nun tarihi sokaklarda yürüyüş yapmadan,
16. Eylül ayına denk gelirseniz Altın Safran Belgesel Film Festivali’ne kulak vermeden,
17. Şayet Ekim ayına denk gelirseniz Safran bahçelerine gidip Safran Festivali’ne katılmadan,
DÖNMEYİN...
Seyahatleriniz RehberName tadında olsun…