Bitinya Krallığı, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı Devletlerinin başkentliğini yapan İznik'in gezilecek yerleri nelerdir? İznik'te ne yenir, neler yapılır?
İznik, kendisiyle aynı isimle anılan gölün doğu kıyısında kendi halinde ama bulunduğumuz coğrafyanın en önde gelen tarihi kentlerinden birisidir. Bursa’nın ilçesi olan ve biraz sapa kalan İznik mutlaka rotanızı çevirmeniz gereken yerlerden birisidir. Kolay kolay yolunuz düşmez belki ama biraz araştırdığınızda tarih, doğa, kültür anlamında ne kadar zengin bir kent olduğunu hemen fark edersiniz.
İznik, tarihte 4 devlete (Bitinya, Bizans, Anadolu Selçuklu, Osmanlı) belli dönemlerde başkentlik yapmış, surları büyük ölçüde hala ayakta olan bir kenttir. Hıristiyanlığın 7 konsilinden ilk ve sonuncusunun toplandığı kenttir.
Belki kimilerine biraz zorlama bir benzetme gibi gelecek ama Roma, Bizans ve Osmanlı eserlerinin bu denli iç içe olduğu İznik’in bir Dubrovnik ya da Kotor olmaması için hiçbir sebep yok aslında. Sadece biraz ilgi ve yatırımla İznik bambaşka bir çehreye bürünebilir. |
Gölüyle, zeytiniyle, surlarıyla, Ayasofyasıyla, çinisiyle İznik gezilecek görülecek çok fazla yere ve özelliğe sahip. İznik Gezi Rehberi yazımızda tarihiyle, doğasıyla, kültürüyle İznik’te ne var ne yok bir göz atalım. İznik’te gezilecek yerler nelerdir; nerede kalınır; İznik’te nerede, ne yenir; İznik’te neler alınır? Hepsi İznik Gezi Rehberi’nde…
İznik Hakkında
İznik, Bursa’ya yaklaşık 1 saatlik mesafede İznik Gölü’nün doğu kıyısında bulunan küçük bir ilçedir. Göl kıyısında olduğundan yaz mevsiminde çok daha hareketli olan İznik, zeytin ağaçları ile binlerce yıllık tarihin sarıp sarmaladığı zengin bir yerleşim yeridir diyebiliriz.
Bulunduğu konum itibariyle her ne kadar biraz aralarda kalmış bir yerleşim yeri olsa da, barındırdığı güzellikler İznik’i eşsiz kılmaktadır. Hıristiyanlar için oldukça önemli olduğunu söyleyebilir. Aynı zaman da Osmanlı’nın yanı sıra binlerce yıllık Roma ve Bizans eserleriyle halkın iç içe yaşadığını da belirtmek gerekiyor.
İznik Gölü
İznik Gölü, adını hemen doğusunda bulunan yerleşim yeri İznik’ten alır. Ülkemizin en büyük 5. gölü olan İznik Gölü, etrafındaki küçük plajları, doğası, sazlıkları ve balıklarıyla bulunduğu bölgenin önemli kaynaklarından birisidir. İznik Gölü’nün suyu tatlı olup tektonik bir çöküntü gölüdür. Suyunun bir kısmını Karsak Deresi ile Marmara Denizi’ne gönderir.
Yukarıdan bakıldığında doğu-batı ekseninde oval bir şekli olan gölün doğusunda İznik, batısında ise Orhangazi ilçeleri yer alır. Çevresi 95 km olan İznik gölünün derinliği ve yüz ölçümü yaz-kış mevsimerindeki yağış durumuna göre farklılık gösterir.
Ortalama 30 metre civarında bir derinliği olan İznik Gölü’nde tatlı su balıkçılığı da yapılır. Yayın, kerevit, sazan, alabalık, gümüş balığı gölde avlanan balıklardır. Zaten bu balıkları İznik ve göl civarında bulunan restaurantlarda da tadabilirsiniz.
İznik Gölü’nün antik çağdaki adı ise Askania’dır. Doğal güzelliklerinin yanı sıra tarihi anlamda da birçok eseri içerisinde saklayan İznik Gölü, sular çekildikçe bu hazinelerini bizlere tekrar göstermeye başladı. 2014 yılında su altında bulunan bazilika bunlar arasında en dikkat çekenidir.
Bu arada eğer yaz mevsiminde gelecekseniz, fırsat varsa gölde kano yapmanızı da tavsiye ederiz.
İznik Çinisi
İznik, kent olarak UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne girmeye aday ve geçişi listede. İznik kentinden önce bu listeye giren bir değeri var: Çini.
📝NOT📝 2016 yılında Geleneksel Çini Ustalığı, UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne kabul edildi. |
14. ve 15. yüzyıllarda altın çağını yaşasa da daha önceki yıllarda da çinicilik İznik’in geleneksel bir değeri. Fakat bahsedilen yüzyıllarla beraber daha farklı bir kimlik kazanarak camilerin, sarayların, medreselerin duvarlarını süslemeye başlamış. Renkler ve motiflerle sosyal, kültürel ve dini hayattan kesitler sunan İznik çinisinde turkuaz, firuze, yeşil gibi renklerin ön plana çıktığı görülür.
Bursa Yeşil Cami, Yeşil Türbe, Süleymaniye Camii, Selimiye Camii bu çinilerin en güzel örneklerinin görülebileceği yapılardır.
İznik’e Ulaşım, Nasıl Gidilir
İznik, İznik Gölü’nün doğusunda Bursa’ya 75 km uzaklıkta bulunur. Ana yollar üzerinde olmadığından İznik’e gelmek için rotanızı mutlaka bu yöne çevirmeniz gerekir.
İznik’e geliş yönünüze göre kullanabileceğiniz farklı yollar var. Ankara istikametinden gelenler için Sakarya-Geyve-Pamukova-İznik
İstanbul istikametinden gelenler Orhangazi’den İznik yönüne dönüp gölün kuzeyinden kente ulaşabilirler.
Bursa yönünden gelenler ise Gemlik’i geçince otoyoldan ayrılıp gölün güneyinden; Orhangazi’den ayrılıp gölün kuzeyinden İznik’e ulaşabilirler. Ayrıca Bursa-Yenişehir- İznik yolu da bir alternatif. Eğer İznik’i tepeden kuşbakışı görmek istiyorsanız. Giderken ya da dönerken mutlaka bu yolu kullanmalısınız.
❗️Toplu Ulaşım Kullanacaksanız Eğer aracınız yoksa toplu ulaşımla İznik’e gitmek istiyorsanız; Bursa terminaline gelip İznik otobüslerini kullanabilirsiniz. Minibüs ve otobüslerin saatleri yaz ve kış tarifesine göre değiştiği için önceden kontrol etmekte fayda var. Ama en kötü ihtimalle zaten yarım saatte bir Bursa’dan İznik’e araç bulabilirsiniz. Terminalden İznik’e yolculuğunuz yaklaşık 40-45 dk sürecektir. |
İznik’in yakın şehirlere uzaklığı:
İznik-Bursa 75 km
İznik-İstanbul 141 km
İznik-Ankara 384 km
İznik-İzmir 415 km
İznik-Kocaeli 68 km
İznik-Sakarya 87 km
İznik-Kütahya 173 km
İznik Tarihi
İznik’in geçmişine bakıldığında birçok defa el değiştiren, savaşlar ve depremler sonucu yıkılan bir şehirdir. Her şeye rağmen önemini yakın zamana kadar korumuş Bitinya, Bizans (Doğu Roma), Anadolu Selçuklu ve Osmanlı Devletlerine belirli dönemlerde başkentlik yapmış bir kenttir.
M.Ö. 4. yüzyılda İznik kentinin Antigonos adıyla kurulduğu söylense de kentin civarında çok daha eski dönemlerden kalıntıların bulunduğu höyükler bulunmaktadır. Özellikle Homeros meşhur İlyadasında Askanialıların Troyalılara destek verdiğinden bahseder ki bu da Askania (İznik Gölü) civarında yaşayanların olduğunu göstermektedir.
İznik ya da Nikaia olarak bilinen kentin dışında M.Ö. 3000 yıllarına tarihlenen buluntuların ortaya çıktığı höyükler, bu yörede yerleşimlerin çok daha öncelere gittiğini göstermektedir. Çakırca Höyük, Çiçekli Höyük, Karadin Höyük, Üyücek Höyük İznik sınırları içerisinde bulunan ve çalışmaların yapıldığı bilinen höyüklerdir.
Helikore-Antigonia-Nikaia-İznik
Büyük İskender’in ölümünün ardından genereller arasında ortaya çıkan iktidar mücadelesine sahne olan yerlerden birisi de İznik’tir. Antigonos, M.Ö. 316 yılında günümüzdeki kentin temellerini atar. Kente de Antigonia adı verilir. Ancak Antigonos buraya geldiğinde burada Helikore isminde bir Misya kenti olduğu söylenmektedir.
Antigonos, kuruduğu şehri uzun süre elinde tutamaz. M.Ö. 310 yılında İskender’in ardıllarından birisi olan Lysimakhos kenti ele geçirir. Lysimakhoların adeti üzerine de şehir eşinin adıyla anılmaya başlanır: Nikaia.
Antigonos ve Lysimakhosların ardından Bitinyalıların egemenliğine giren Nikaia, yıldan yıla gelişip oldukça önemli bir kent haline gelir. İlk başkentliğini de Bitinya’da yaşar.
Son Bitinya Kralı Nikomedes’in M.Ö. 74’te vasiyetiyle Bitinya dolayısıyla Nikaia’da Roma’nın eline geçmiş olur. Nikaia, Pontus Krallığı ile yaşanan savaşlar ardından Roma’nın Bitinya eyaletinin başkenti olur.
Roma Dönemi
Roma döneminde İznik altın çağını yaşamaya başlar. Her ne kadar depremler kente ciddi zararlar verse de İmparator Hadrian, Nikaia’yı neredeyse baştan inşa eder. Roma zayıfladıkça yağmalamalar, istilalar artar. Şehir bundan zarar görür ama bu defa Nikaia dini bir özellik kazanmaya başlar. Yeni ortaya çıkmış ve yayılmakta olan Hristiyanlığa karşı mücadelenin merkezidir artık. Diocletianus, Hristiyanlığa karşı Nikaia Fermanı’nı yayınlar. Birden bire paganizmin kalesine dönüşen kent, kısa bir süre sonra Hristiyanlığın kalesine dönüşecektir. 325 yılında Konstantin, I. İznik Konsilini burada toplar. (7 konsil toplanmıştır; bunlardan ilki (325) ve sonuncusu (787) İznik’te gerçekleşmiştir.)
Bizans (Doğu Roma) Dönemi
Çalkantılı bir dönemin ardından 395 yılında imparatorluk ikiye bölününce; Doğu Roma’nın Opsikion eyaletinin merkezi Nikaia olur.
I. Murat Hamamı’nda Bulunan Roma Yolu
Bundan sonraki süreçte kent sürekli Arap akınlarına uğrayacaktır. İslamiyet’in ortaya çıkışı ile Bizans’a karşı başlatılan seferlerin hedeflerinden birisi de Nikaia olur. Sürekli Bizans’ın elinde kalsa da bu akınlar kente sürekli zarar vermeye başlar. Ayrıvca bu süreçte yaşanan depremler, Bizans’taki taht oyunlarında Nikaia’nın sürekli ele geçirilmesi Nikaia’yı sürekli yıpratır. Ancak her şeye rağmen kent hala ihtişamlı surlarıyla parlamaya devam eder.
Selçuklular Nikaia’da
1071 Malazgirt Savaşı ile beraber Selçuklula Anadolu’ya girmeye başlayınca öncüler, akıncılar Nikaia’ya kadar gelirler. Süleyman Şah, 1075 yılında kenti ele geçirip başkent ilan eder. Kentin Selçuklu başkentliği çok uzun sürmez. Selçuklu’daki iç çekişmeler ve Bizans’ın kente saldırması 1081’de bu başkentliğin bitmesine sebep olur.
Haçlı Seferleri ile yine sürekli bir savaş meydanına dönen Nikaia için kara günler başlar. Haçlılar, Bizans ve Selçuklular arasında el değiştiren bir kente dönüşür.
Bizans’ın Yeni Başkenti Nikaea
4. Haçlı Seferi, Bizans için de büyük bir yıkıma sebep olur. Konstantinopolis’e gelen Haçlılar, şehri istila ederler. 1204-1261 yılları arasında bölgede egemen olacak bir Latin İmparatorluğu kurulur. Bu süre zarfında Nikaia’ya gelen Laskarisler ailesinden Theodor Laskaris imparatorluğunu ilan eder ve artık Nikaia Bizans’ın başkenti olur. 4 Bizans İmparatorunun taç giydiği kent başkent Nikaia olur.
1261 yılında Mikail Paleologos, Konstantinopolis’i Haçlılardan geri alınca Nikaia’nın başkentliği de sona ermiş olur.
1331 yılına kadar Bizans’ın elinde kalan Nikaia’daki hakimiyet Orhan Gazi ile değişecektir. Osmanlı’nın kenti fethi ile beraber kısa bir süre Osmanlı’ya başkentlik yapan İznik, bundan sonraki süreçte Osmanlı’nın ilk erken dönem eserlerini yapacağı bir kent olarak hayatına devam eder. Ve en sonunda günümüzdeki sessizliğine bürünür.
İznik Gezilecek Yerler
İznik gezilecek yerler açısından oldukça zengin bir kent. Hala ayakta olan surları, kilise kalıntıları, Roma kalıntıları, Osmanlı eserleriyle tam bir mozaik. İznik’i gezmek için ne kadar zaman lazım dediğinizi duyar gibiyim. Eğer dolu dolu bir gezi yapacaksanız ve vaktiniz varsa 2 gün yeterli olacaktır. Hatta 1.5 gün bile diyebiliriz. Ama ben tempolu gezerim ya da bunların hepsine gerek yok merkezdeki önemli yapılar benim için yeterli derseniz 1 gün fazlasıyla yeterli gelecektir. Bu tamamen sizin ilgi alanınıza ve vaktinizin durumuna bağlı.
1. Ayasofya (Orhan Camii)
İznik dendiği zaman ziyaret listenizin ilk sırasında yer alması gereken yerdir. Ülkemizde şu an ziyaret edilebilen 3 Ayasofya’dan birisidir (Diğerleri İstanbul ve Trabzon’da).
İznik’in tam ortasında bulunan yapı, dört kapıdan gelen yolların kesişim noktasındadır. Tam olarak yapılış tarihi ile ilgili bir bilgi olmasa da ilk olarak Roma döneminde bir bazilika olarak inşa edildiği düşünülen Ayasofya’ya 8. yüzyıldan itibaren yapılan eklerle günümüzdeki haline yaklaşmaya başlamıştır. 787 yılında Hıristiyanlığın 7 konsilinden sonuncusu 365 piskopos 136 rahibin katılımıyla burada yapılmıştır.
1065 yılında neredeyse büyük ölçüde yeniden inşa edilen Ayasofya, 1331 yılında Orhan Gazi tarafından İznik’in fethedilmesiyle camiye çevrilmiştir. Minare ve mihrap eklenerek Orhan Gazi Camii adıyla anılmıştır.
Uzun yıllar boyunca cami olarak kullanılan yapı, 1935 yılında müzeye çevrilerek koruma altına alınmış ve ziyarete açılmıştır. Ancak 2011 yılında alınan kararla ülkemizde camiye çevrilen ilk Ayasofya olmuştur.
Günümüzde içeride ibadet edilen bölümün dışında girip ziyaret edilebilecek ayrılmış bir bölüm de var. İçeride apsis bölündeki oturma yerlerini, zemin altında kalan bazı fresklerin yanı sıra omphalion olarak adlandırılan imparatorların taç giyme alanını da görebilirsiniz.
2. İznik Müzesi
Fotoğraf: tr.wikipedia.org – Tpinar
İznik’e Yenişehir Kapı yönünden girdiğinizde hemen sağınızda büyük beyaz bir yapı göreceksiniz. İşte bu 2023 yılı ocak ayında açılmış olan İznik Müzesi.
Şu an İznik’in Ayasofya ile beraber en önemli ziyaret noktası olarak adlandırabiliriz. Nilüfer Hatun İmareti eserlerin sergilenmesinde yetersiz kaldığından, Türk-İslam Eserleri Müzesi’ne çevrildi. Arkeolojik eserler ise İznik’te yeni yapılan bu binaya taşında. Roma-Bizans dönemlerine ait birbirinden güzel eserleri görebileceğiniz müzede özellikle lahitler dikkatinizi çekecek. Hatta İznik gezinizin ilk durak noktası İznik Müzesi olmalı.
3. İznik Surlar
İznik’e yaklaşmaya başladığınızda hala büyük ölçüde ayakta olan surlar karşılar sizi. Tam olarak ne zaman yapıldığı bilinmese de Antigonos şehri kurduğunda surların bir kısmının var olduğundan bahsedilir. Genel olarak Hellenistik dönemde inşa edildiği söylenir.
Tarihi süreç içerisinde büyük onarımlar geçiren şehir surları 4970 metre uzunluğundadır. 12 metre yüksekliğinde surlarda yaklaşık 17 metre yükseklikleri olan 114 burç vardır. 4 ana ve 12 tali kapının olduğu surlarda Roma tiyatrosundan getirilen malzemelerin de kullanıldığını görebilirsiniz. 3. yüzyıldaki Got istilasından sonra kapılar surlarla birleştirilmiş ve surların önüne bir sıra daha sur inşa edilmiştir.
4 ana kapıdan Lefke ve İstanbul kapıları gayet iyi durumda. Yenişehir Kapı biraz yıkık ama Göl Kapı’dan neredeyse eser kalmamış. Surlardaki bu dört kapı Vespasianus (69-79) ve Titus (79-81) döneminde inşa edilmiştir. Kapıların birer zafer takı olduğu düşünülüyor. Her kapı bulunduğu yöndeki şehrin adıyla anılmaktadır. Lefke ve İstanbul kapılarını Hadrian, Yenişehir ve Göl kapılarını ise Claudius inşa ettirmiştir.
Lefke Kapı
Roma döneminden kalan kapılar arasında en sağlam olanıdır. Şehrin doğusunda olan kapı Lefke yani Osmaneli’ne giden yol üstünde olduğu için bu isimle adlandırılır. Kemerli kapının dışına çıkıp baktığınızda hem sağında hem solunda Plancius ve Hadrianus’un kitabelerini görebilirsiniz. Ayrıca kapı üzerinde bulunan devşirme malzemeler ve kabartmalar da dikkatli gözlerde kaçmayacak.
Yenişehir Kapı
İznik’i, Bursa ve bu yöndeki diğer kentlere bağlayan kapıdır. 69-96 yılları arasında Flaviuslar döneminde inşa edildiği düşünülen bir zafer takıdır. Onur takı olarak da kullanılmıştır. Gotların istilası ardından diğer kapılarla birleştirilip savunma sisteminin bir parçası haline getirilmiştir.
İstanbul Kapı
Lefke Kapı’ya çok benzeyen bu kapı da diğerlerinde olduğu gibi Onur Takı olarak inşa edilmiştir. 1. yüzyılda inşa edilen kapı, 3. yüzyılda surlarla birleştirilerek savunma hattının önemli bir parçası haline gelmiştir.
Göl Kapı
4 ana kapıdan yerinde olmayan, tamamen yıkılmış olan tek kapıdır.
4. Senato Sarayı (Su Altındaki Bazilika)
Son yıllarda İznik’teki en büyük keşif olarak adlandırılan bazilika, gölün sularının çekilmesiyle tesadüfen fark edildi. Tespit edildiği yıl Archeology Magazine Dergisi tarafından yılın en önemli 10 keşfinden birisi olarak seçildi. Bu bile bu yapının ne kadar önemli olduğunun göstergesi sayılabilir.
Apollon Tapınağı, Senato sarayı ve Neopyhtos Kilisesi olarak adlandırılan yapının ilk evresinin 2. yüzyılda inşa edildiği tespit edildi. Ancak fotoğraflarda görülen haliyle ortaya çıkan bazilikanın 4. yüzyıl sonlarında inşa edildiği söyleniyor.
İçerisinde bulunan kilisenin ise 15 yaşında öldürülen Neopyhtos adına yaptırıldığı düşünülüyor.
Hepsinden önemlisi Hristiyanlığın önemli merkezlerinden birisi olarak kabul edilen İznik, 7 konsilden 2’sine ev sahipliği yapmıştır. Son konsil 787 yılında Ayasofya’da toplandı fakat İznik’teki ilk konsilin toplanma yeri belli değildi. İşte bulunan bu yapının 325 yılındaki ilk konsilin toplanma yeri olma ihtimali üzerinde duruluyor.
Bakalım ilerleyen yıllarda yüzyılın keşfi olarak adlandırılan bazilika bizlere neler gösterecek
5. Roma Su Kemeri
Lefke Kapı’dan çıktıktan sonra hemen sağınızda su kemerlerini göreceksiniz. 2. yüzyılda Roma İmparatoru Hadrianus tarafından inşa ettirilmiştir. Yaklaşık 1 km uzunluğunda olan kemer ile su Lefke Kapı’ya oradan da şehre alınmıştır. Bazı yerlerde kemer bozulsa da Lefke Kapı’nın yanında en güzel halini görebilirsiniz. Yakın tarihe kadar aktif olarak kullanılmıştır.
6. İznik Çini Fırınları
Ayasofya’nın arka tarafında kalan çini fırınları 15.-17. yüzyıllara tarihlendirilse de, Roma ve Bizans dönemine ait kalıntılar da aynı yer bulunmuştur. 9 adet çini fırını tespit edilen bölgede çini ve seramik parçalar da bulunmuş ve koruma altına alınmıştır. Kazı çalışmaları 1963 yılından beri devam ediyor.
7. Roma Tiyatrosu
Roma döneminin en önemli kalıntısı diyebiliriz. Bitinya Prokonsülü Pilinius tarafından 111-112 yıllarında inşa ettirilmiştir. 15 bin kişilik bir yapı olan tiyatronun taşları daha sonraki dönemlerde surların güçlendirilmesinde kullanılmıştır. Şu an büyük ölçüde yıkık durumda olan tiyatroda arkeolojik çalışmalar devam etmektedir. 8. yüzyıldan sonra kullanılmayan tiyatro, mezar, kilise, çini fırını olarak da kullanılmıştır.
8. Kırgızlar Türbesi
İznik’e Yenişehir istikametinden gelirseniz, merkeze girmeden hemen solunuzda bir türbe göreceksiniz. 1071’den itibaren Anadolu’da ilerlemeye başladıktan sonra İznik’in alınmasında destek olan ve şehit düşen Kırgızlar anısına inşa edilen türbedir. Orhan Gazi döneminde 1331’de inşa edilmiştir. Yedi Kardeşler ismiyle de bilinir.
9. Mahmut Çelebi Camii
Yenişehir Kapı yönünden şehre girince Ayasofya’ya gelmeden hemen sağınızda kalacak tek kubbeli küçük camidir. Çandarlı ailesinin torunlarından olan Mahmut Çelebi tarafından 1442 yılında inşa ettirlmiştir.
10. II. Murat Hamamı
Çini fırınlarının hemen yanında bulunan ve çifte hamam olarak inşa edilen 2. Murat Hamamı’nın erkekler bölümü günümüzde hala kullanılmaktadır. 15. yüzyılda inşa edilen hamam İznik’teki 3 hamamdan birisidir.
11. Süleyman Paşa Medresesi
Orhan Gazi’nin oğlu Süleyman Paşa tarafından 14. yüzyılda inşa ettirilen bu medrese, bilinen en eski Osmanlı medresesidir. Erken dönem Osmanlı yapılarının örneklerini görebildiğimiz İznik’teki 7 medreseden geriye kalan tek örnektir. İçerisinde bir avlu etrafından 12 odadan oluşan bu yapı, bir dönem yurt olarak kullanılsa da şu an çini ürünlerin yapıldığı atölyelerin bulunduğu, çayınızı yudumlayabileceğiniz sakin bir yer.
12. Kılıçaslan Caddesi
İznik’te Ayasofya’dan Lefke Kapı’ya kadar giden caddedir. İznik’in çarşı olan caddede klasik dükkanların yanı sıra çini mağazalarını da görebilir, alışveriş yapabilirsiniz. Ayasofya, Hacı Özbek Camii, Yeşil Cami, Lefke Kapı gibi birçok önemli eser bu cadde üzerindedir.
13. Hacı Özbek Camii
Bilinen ilk Osmanlı camisidir. 1332-1333 yıllarında Hacı Özbek tarafından inşa ettirilen cami, tek kubbeli küçük bir yapıdır. İznik’in çarşı olarak adlandırabileceğimiz Kılıçaslan Caddesi üzerindedir.
14. Şeyh Kutbuddin Camii
Yeşil Cami ile Nilüfer Hatun İmareti’nin bulunduğu alanda türbe ile bitişik olan küçük bir camidir. 1418 yılında vefat eden Şeyh Kutbuddin için aynı yıl yapıldığı düşünülüyor. Kendisi ilk şeyhülislam kabul edilen Molla Fenari’nin öğrencisi ve müderristir.
15. İznik Türk İslam Eserleri Müzesi (Nilüfer Hatun İmareti)
Osmanlı’nın ilk imareti (aş evi) olan yapı yardımseverliği ile bilinen Orhan Gazi’nin eşi I. Murat’ın annesi Nilüfer Hatun tarafından yaptırılmıştır. 1388 yılında inşa edilen yapı Osmanlı’nın mimari olarak önde gelen eserlerinden birisidir. Ters T planlı inşa edilen imaret, devlet kurumlarına da verilen önemi göstermesi açısından önemlidir. İznik Arkeoloji Müzesi olarak kullanılan yapı, yeni müzenin inşa edilmesiyle beraber Türk-İslam Eserleri Müzesi olarak kullanılmaya başlanmıştır. Lefke Kapı’nın hemen yakınındadır.
16. İznik Yeşil Cami
Yeşil Cami dendiği zaman herkesin aklına Bursa şehir merkezindeki cami gelir ama aslında bundan daha eski olan dışarıdan bakılınca adı gibi yeşil olan bir cami de İznik’te var. İznik Yeşil Cami, Çandarlı Kara Halil Hayreddin Paşa tarafından 1378-1391 yıllarında inşa ettirilmiştir. Özellikle çinilerle bezenmiş minaresiyle dikkat çeken cami, kentteki diğer camilerden daha büyük olmasıyla dikkat çeker. İçerisinde bulunan mermerden yapılmış mihrap ise Osmanlı’daki ilk örnektir.
17. Hagios Tryphonos Kilisesi
Bizans döneminde 10.-12. yüzyıllarda inşa edilmiş olan kilisenin Agalma Manastırı’na ait bir bölüm olduğu düşünülüyor. Mozaiklerinden bazı parçaları görebileceğiniz kilise neredeyse harabe halde. İstanbul kapı istikametine giderken solunuzda kalan kısımda kilisenin kalıntılarını ziyaret edebilirsiniz.
18. Çandarlı Halil Paşa Türbesi
Çandarlı ailesinin son sadrazamıdır. 1439-1453 yılları arasında 2. Murat ve Fatih Sultan Mehmet dönemlerinde sadrazamlık yapmıştır. İstanbul’un kuşatması sırasında Bizans ile işbirliği yaptığı ve bu yüzden kuşatma için hep ihtiyatlı yaklaştığı gibi söylemlerden dolayı idam edilmiştir. Osmanlı’da idam edilen ilk sadrazamdır.
19. Çandarlı İbrahim Paşa Türbesi
Lefke Kapı’ya giden yolun solunda, içerinde 4 mezar bulunan bir türbedir. 1421-1429 yıllarında II. Murat döneminde sadrazamlık yapmıştır.
20. Çandarlı Hayrettin Paşa
Osmanlı’da Çandarlı ailesinden adı geçen ilk kişidir. Orhan Gazi ve I. Murat döneminde önemli görevlerde bulunmuştur. Özellikle I. Murat döneminde Yeniçeri Ocağı’nın kurucusu olarak kabul edilip Osmanlı’nın askeri düzeninin şekillenmesinde önemli rol oynamıştır. Türbesi, Lefke Kapı’dan çıkıp düz devam edince sağda kalan mezarlığın içerisindedir.
21. Koimesis Tes Theotokos Kilisesi
8. yüzyılda inşa edilmiş olan ve İznik’teki en önemli dini Bizans yapılarından birisidir. Her ne kadar günümüze sadece temel kalıntıları gelmiş olsa da taban mozaiklerinin bir kısmını görebilirsiniz. İznik’teki birçok yapıda olduğu gibi 11. yüzyıldaki depremde büyük hasar gören yapılardan birisidir. Lefke Kapı ile Yenişehir Kapı arasındaki bölümde yer alıyor. 1922 senesine kadar aktif olarak kullanılan bir kilisedir.
22. Yakup Çelebi Camii
Yakup Çelebi’nin asıl türbesi Bursa’da olup burası bir makam olarak inşa edilmiştir. I. Murat’ın oğlu olan Yakup Çelebi’nin yaptırdığı bu yapı bir süre imarethane olarak da kullanılmıştır. 1963 yılında camiye çevrilene kadar zaviye, cezaevi, eski eserler deposu ve müze olarak kullanılmıştır.
23. Böcek Ayazma
Dışarıdan bakıldığın yuvarlak olarak görebileceğiniz bir yapıdır. Koimesis Kilisesi’nin hemen yakınında olan ayazmanın kilise ile beraber Hyakinthos Manastırı’nın bir bölümü olduğu düşünülüyor. Merdivenlerden aşağı inip içine girebilirsiniz. Ortasında vaftiz havuzu görebilirsiniz. Ayazma 6. yüzyıla tarihlenirken içerisindeki İbranice yazıt 2. yüzyıla aittir.
24. İznik Sarı Saltuk Türbesi
Sarı Saltuk ismini birçok yerde mutlaka duyarsınız. Sarı Saltuk özellikle Balkanlarda adı çok duyulan ve fetihlerde manevi yönden büyük faydalar sağladığı düşünülen bir derviştir. Lefke Kapı’da çıkıp Berber Kaya’ya giderken hemen yolun sağında kalacak. Tam olarak kimin mezarı olduğu bilinmiyor.
25. Berber Kaya
İznik’in doğusunda sur dışında bulunan Abdülvahap Gazi türbesine çıkarken yolun hemen sağında kalan kaya blokların olduğu yerdir. M.Ö. 2. yüzyıla ait olan bu mezar alanının Bitinya Kralı 2. Prusias’a ait olduğu düşünülüyor. Tabii taş bloklara bakınca sıradan kayalar olmadığı belli ama dikkat edilmediği takdirde fark edilmesi biraz zor.
26. Abdülvahap Sancaktari Türbesi
İznik’in doğusunda Berberkaya’yı geçtikten sonra İznik ve İznik Gölü manzaralı çok güzel bir tepeye varacaksınız. Burada Abdülvahap Sancaktari’nin türbesi de bulunuyor. Kendisi Emeviler döneminde Anadolu seferlerine katılmış İznik’te şehit düşmüş olan bir sancaktar. Bu sebeple daha sonra şehri görebileceği bir tepeye kendisi için bir türbe inşa edilmiştir.
27. I. Murat Hamamı (Büyük Hamam) ve Roma Yolu
İznik’te Ayasofya’dan İstanbul Kapı istikametine giderken hemen sağınızda kalacak olan büyük hamamdır. Çifte hamam olarak hem erkek, hem kadınlar bölümü olarak inşa edilen yapı Büyük Hamam olarak da bilinir. Sergi salonu olarak kullanılan hamamın olduğu yerde kuzey-güney ekseninde giden Roma dönemine ait olan bir yol da bulundu.
28. Obelisk (Gaius Cassius Philis Anıt Mezarı)
Kentin surlarının dışında antik İstanbul yolu üzerinde bulunan bir mezar anıtıdır. 1. yüzyılda inşa edilen anıtın Gaius Cassius Philiscus’a ait olduğu kitabeden anlaşılıyor. 12 metre yüksekliğinde olan bu dikilitaş’ın üzerinde bu yolda yolculuk yapmış Hıristiyanların çizmiş olduğu haç işaretlerini de görebilirsiniz. Anıtın üzerinde Zafer Tanrıçası Nike’nin ve Gaius Cassius Philis’in heykeli olduğu düşünülüyor.
29. Sansarak Kanyonu
Fotoğraf: www.gotobursa.com.tr/tr/mekan/sansarak-kanyonu-24/
Sansarak Kanyonu, İznik’e sadece 21 km uzaklıkta ancak yolun çok düzgün olduğu söylenemez. Bu sebeple 40-45 dakikalık bir yolculukla kanyona ulaşabiliyorsunuz. İçersinden küçük bir derenin aktığı kanyon doğa ile baş başa kalmak isteyenler için bulunmaz bir nimet. Ama gerçekten doğayla baş başasınız bunu unutmayın. Yürüyüş, yeme-içme gibi ihtiyaçlar için hazırlıklı olmakta fayda var.
30. Keramet Kaplıcaları
Fotoğraf: www.gotobursa.com.tr/tr/mekan/keramet-kaplicasi-410/
İznik Gölü’nün kuzeyinde, İznik’e 26 km uzaklıkta Keramet Köyünde bulunuyor. Aslında Orhangazi ilçesinde ama yine de kaplıca sevenler için uğrayabilecekleri bir nokta. Bir açık hava kaplıcası olan Keramet Kaplıcası, çadırınızı getirip kalabileceğiniz, kamp yapabileceğiniz imkanlara da sahip.
İznik’te Ne, Nerede Yenir?
Seyahatlerin en önemli parçalarından birisi de gidilen yerlerdeki lezzetlerdir. Ancak İznik’te öyle çok da farklı bir lezzet bulma şansınız yok. Ama İznik’in göl kıyısında olması göl balıkları tadabileceğiniz anlamına geliyor. Özellikle isterseniz yayın, sazan gibi tatlı su balıklarını tadabilirsiniz. Göl balığı benlik değil derseniz köfte vb. aperatif yiyecekleri atıştırabilirsiniz. Tabii göl manzaralı bir mekan sıradan bir yemeği bile bir nebze de olsa farklı hale getirecektir. Bu arada bulunduğu coğrafta bir zeytin memleketinin tam ortası. İznik’in zeytin ve zeytinyağından tadabilirsiniz. Son olarak şunu söyleyelim. İznik’e gelmişken buraya özgü bir şey olsun derseniz, yayın tava ya da yayın şişi deneyebilirsiniz. Benim tercihim yayın şiş…
Ne Yenir?
►Balık çorbası
►Yayın Tava
►Yayın Şiş
►Köfte
►Zeytin
Nerede yenir?
►İznik Askania Restaurant
►Çamlık Restaurant
►Nihat’ın Yeri
►Beyaz Ev Özel Cafe Restaurant
►Köfteci Yusuf
İznik’te Nerede Kalınır
İznik, göl kıyısı olmasından dolayı yaz mevsimlerinde çok daha hareketli. Burayı tercih sebebiniz gölde yüzmek mi, İznik’i gezmek mi olur bilemeyiz ama ihtiyacınıza cevap verebilecek otel, pansiyon tarzı mekanları rahatlıkla bulabilirsiniz. Ama öyle sayısız yıldızlı kompleksleri İznik için aklınızdan çıkarın. Zaten gerek de yok. Oldukça güzel, temiz ve kaliteli hizmet veren tesisler yeteri kadar var. İster göl kıyısında, ister doğa içerisinde tercih tamamen size bağlı…
►Seyir Butik Otel
►Zeytin Bahçesi Hotel
►Limnades Hotel
►Eleia Hotel
►İznik Askania Hotel
İznik’te Yapmadan Dönme
►Ayasofya’yı, kapıları, surları görmeden,
►İznik çinilerinin yapımını izleyip satın almadan,
►Göl kıyısında yayın şiş yemeden,
►Yaz mevsiminde geldiyseniz gölde kano yapmadan,
►Gün batımını İznik Gölü kıyısında izlemeden DÖNMEYİN…
Seyahatleriniz RehberName Tadında Olsun...